Roman öyle bir yazın türüdür ki yazan kişi ne yalan söyleyebilir ne doğ­ruyu söyleyebilir, ne de hata yapabilir. Romancı yalan söyleyemez çün­kü okuru zaten ondan doğruları anlatmasını beklememektedir. Romanın gerçek yaşamdan daha fazla gerçekçi ve doğrucu olma duru­mu elbette vardır ama romancının yalan söyleme ihtimali yoktur. Bir romancı kitabının herhangi bir yerinde durup okuruna şimdi anlata­caklarının "gerçekten olduğunu" belirtse dahi okur bu cümleyi kurgu­nun bir parçası olarak değerlendirecektir. Hatta yazar o açıklama cümlesini okuruna dipnot olarak verip altına tarih ve imzasını bile atsa bu onu kurgudan sıyırıp gerçeklik boyutuna taşımayacaktır. Çünkü yaz­dığı kitabın alt başlığı olan "roman", yazdıklarının tümünün kurmaca olduğunu garanti etmek için oradadır. Romancının hata yapması da zordur. Çünkü ne yazarsa yazsın okurla anlaşmaya varılmış görünmez bir protokol cümlesi vardır: "Burada söylenmiş olan her şey bilerek, belirli bir amaç için söylendi." Yani bir roman yazarı "Napolyon" kelimesi­ni sürekli yanlış yazmış olsa bile okur bunun kurgusal ve sembolik bir amacı olduğunu düşünecektir. Dolayısıyla hiç kimse romancının ceha­letinin maskesini düşüremez. Terry Eagleton
Gerçeği dil ve söylem yoluyla betimleme­ ye, izah etmeye, mukayese etmeye veya belirtmeye çalıştığımız an "gerçek"ten "gerçeklik"e, "şey" den "olgu"ya geçeriz. Yani gerçeklik, gerçeğin dilselleştirilmiş, antropomorfık hale getirilmiş, güvenilir olmayan, değişken görünümlerinden biridir. Gerçeğin insan du­yularıyla algılanıp, dille ifade edildiği haline gerçeklik deriz. Ger­çekçilik ise, işte, dilselleşmiş olan gerçekliği, sembolik düzenin parçası haline indirgenmiş olanı ya da bir "olgular" bütünü olarak dünyayı olduğu gibi temsil etmektir.
Reklam
Geleneksel gerçekçi roman, temsil ettiği şeyin bir fotoğrafı ise, XIX. yüzyıl sonrası modern roman, temsil ettiği şeyin üç boyutlu bir filmi gibidir.
Bir romanın tek varolma nedeni, ancak bir romanın keşfedebileceği şeyi keşfetmektir. Roman Sanatı
Komik, daha zalimdir: Bize şiddetle her şeyin anlamsızlığını ifşa eder.
... aslında gülmek, şeytanın etki alanına giren bir şey.
Reklam
71 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.