Kitabı okumadan önce fazlasıyla duyduğumdan dolayı büyük bir beklenti ile sayfaları çevirmeye başladım
Kendimizi derin bir boşlukta hissederken,ansızın gelen bir dost ile o boşluğu dolduruşumuz gibi Raif Efendi'nin hayatındaki boşluğu da "Kürk Mantollu Madonna " yani sevgili "Maria Puder" dolduruyor.Raif Efendi'nin kitap boyunca seyre daldığı o tabloda onun hayatına bir tutku katıyor hatta Raif Efendi kendisinin de bir ruhu olduğunu ve yeni yaşamlar olduğunu hatırlıyor: "Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz,yaşayıp gidecektim.Sen bana bu dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu,benim de bir ruhum olduğunu öğrettin." diyor Raif Efendi.
Belkide o yolculuğa çıkmasaydı Raif Efendi'nin içindeki boşluk hiçbir zaman dolmayacaktı.
Olayları anlatırken hep iyi olaylardan bahsettim ama tabiki dramatik olan üzücü olaylar da vardı;Raifin trajik ölümü ve asıl Maria'dan kalan tek serveti yani çocuğunu son kez o trenin camının arkasından görüp oradan ayrılmasıydı.
Bu kitaptan çıkardığım bir sonuçta şuydu;Aslında tesadüfler,şanslı olayları-şanslı olaylar,iyi insanları,iyi insanlar da güzel bir hayatı serebilirmiş önümüze...Ve şu da var ki;Belkide değer sadece alışılmış ya da göz önünde olanların değil,nitelendirilemeyen boşlukların da olabilirmiş.
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.