Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
sude
sude
@zezevesekerportakali
kitaplar, paticikler ve biraz da müzik
youtu.be/CRdHF0IJVsE
53 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Sait Faik...
Direkt başlamak istiyorum. Kitabı biraz uzun bir sürede bitirdim, fakat bunun sebebi kitabın sarmaması vs. değil, bu aralar birazcık yoğundum falan filan. Neeeyse, kitap bittiğinde bi kaç saniye düşündüm ve kendi kendime gülümsedim.
İçindeki hikayelerin sıcaklığı beni sanki soğuk bir kış gününde sıcak bir sobanın karşısında bir yandan çayımı yudumluyor, bir yandan da anneannemle sohbet ediyormuş hissine boğdu. Bu sıcak ve samimi hissi daha nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum :')
Kitabın içindeki her hikayenin kendine has güzelliği ve sıcaklığı var. Fakat beni en çok etkileyen hikayenin "Semaver" olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim!
Haldun Taner'in de dediği gibi Sait Faik, "Bir konuyu değil yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik. Bir balıkçı, bir boya sandığı, bir garson, bir papaz efendi.... Saik onlara bakınca, onları anlatınca birdenbire ilginçlik kazanıyorlardı"
Kısacası Sait Faik, aramızdan ayrılalı yıllar yıllar geçti ama hikayeleri hala canlılığını koruyor..
Umarım okuyan herkes kendisini soğuk bir kış gününde sobanın önünde oturup bir yandan da çayını yudumlayarak anneannesiyle konuşuyormuş hissine kapılır..
Sanırım geçen sene bu zamanlarda okumuştum kitaplığımda duruyordu bayadır, benimle göz teması kurdu ve yeniden birazcık okuyayım dedim çünkü kitap bittiğinde çok değişik hissetmiştim, ve geçen sene okuduğum için biraz unutmuşum şimdi de sadece bir kaç bölümünü okudum ve duygularımı sizlere aktarmak istedim. Kitapta yeri geldi duygulandım gözlerim doldu ve yeri geldi gerçekten gülümsedim. Çok sıcak ve sevgi yüklü bir roman. Herkesin okumasını isterim, özellikle hayvanlara -köpeklere- karşı bakış açınız değişecektir. Kısa ve öz yazmak istedim içimdekileri dökmeyi başardım mı bilmiyorum ama bu kitabın yeri bende ayrı, ne zaman bi köpek görsem, aklıma bu kitap gelir. Az kalsın unutuyordum Can Dostum, 2 kitaptan oluşuyor ve geçen sene kışın da filmi çıkmıştı sanırım. Eğer kitabı okursanız onlara da bakmayı unutmayın!
“...aynı kuyunun suyunu içmiş olan herkes kendini normal sanar, kendileri gibi olmayanı ise deli ilan ederler.”
Yine bir Coelho kitabı ile karşınızdayım. Başarısız bir intihar girişimi sonucu kendini akıl hastanesinde bulan Veronika, aslında her istediğine sahip renkli bir hayatı olan, genç ve güzel bir kadın. Fakat nedense yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissediyor...
.
.
Kitap Veronika'nın hayatını anlatıyor gibi gözükse de, Veronika'nın çevresindeki toplumun alışılmış kalıplarının dışına çıkan, farklı düşünceleri yüzünden önyargıları göğüslemek zorunda kalan insanları da anlatıyor. Ve o insanların hayat hikayelerini okurken sanki yanlarındaymışcasına kendinizi onlara yakın hissediyorsunuz.. Çok akıcı bir kitap. Kendinizi bulabileceğiniz mutlaka küçük bir detay olduğunu düşünüyorum.
Özellikle Veronika'nin piyanoyu çalarken ve Eduard'ın resim yaparkenki mutluluğuna ve ailelerinin bu yetenekleri hor görmelerini kendime ve çevremizdeki insanların sanat vb.. gibi yetenekleri hor görmelerine benzettim.
Bence okunması gereken bir kitap. Bir çırpıda bitebilir ve son olarak, “her yeni gün bir mucizedir”..
Okur Takip Önerileri
Martı Jonathan!
Sonunda okuyabildim. Gerçekten bize mükemmel öğütler veren, herkesin okuması gereken ve altı çizilesi cümlelere sahip olan bir kitap.
Kalıplarının dışına çıkmak isteyen Martı Jonathan'ın hikayesi..
Ben kitabı okurken, -kitap fabl türü olmasına rağmen- yazarın aslında bizi anlatmak istediğini, toplumda farklı olanın ya da toplumun kalıplaşmış düşüncelerine karşı çıkanların dışlandığını anlatmaya çalıştığını düşündüm. Kitabın sonlarına doğru biraz içim burkuldu, kitap bitince hafif bir gülümseme oluştu yüzümde. Artık her martı gördüğümde Jonathan'ı hatırlayacağım sanırım içim buruk bir şekilde.
Yaaani uzun lafın kısası, herkes kendine göre Jonathan'dan bir şeyler kapacaktır diye düşünüyorum. Aslında hepimizin içinde bir Jonathan var!
O zaman yaşasın Jonathan Livingson!
Yine bir Zweig kitabı! Zweig'ın kitaplarını aşırı beğenen biri olarak bu kitabı bi fuarda görüp almak istemiştim, Zweig her zamanki gibi mükemmel bir karakter çözümlemesi ve insan psikolojisini ortaya koymuş. Kitap hakkında pek bi bilgi vermek istemiyorum çünkü inceleme yaparken kendimi iyice kaptırıp spoiler vermekten korkuyorum :D
Kitap genel olarak savaş yıllarını, Agusturyalı bir subayın kızı olan Clarissa'yı anlatıyor. Clarissa manastır okulunda okumuş ve eğitimini tamamladıktan sonra sinir hastalıkları uzmanının yanına çalışmaya başlamıştır. Luzern'deki kongrenin birinde Leonard'la tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Sonrasında savaş yüzünden ayrılmak zorunda kalırlar.. Kitabın sonu birden bitmiş ve aceleye gelmiş gibiydi sonunu pek beğenmedim ve şaşırdım fakat sonradan öğrendim ki Zweig bu eseri ölmeden önce yazmış, intihar ettiğinde ise eser yarım kalmış ve eseri yayıncısı tamamlamış.. Okumanızı öneriyorum bir çırpıda bitebilecek bir kitaptı benim için.
Yaşar Kemal... Gerçekten mükemmel bir yazar. Kitabı okurken kendinizi öyle bi kaptırıyorsunuz ki anlatamam. Kitabın içinde kendinizi buluyorsunuz , ki bu kitapta herkes kendinden bi parça bulabilir diye düşünüyorum. Çukurova'yı öyle bir anlatıyor ki Yaşar Kemal, betimlemelerine, anlatış tarzına hayran kalıyorsunuz. Altı çizilesi birrrsürü mükemmel cümle mevcut. Ha bu arada kitabın 2,3 ve 4. ciltlerini de alıp en yakında zamanda okumak istiyorum!
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı.
