Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İpek T.

Reklam
"Kendime saygım yerlerde sürünüyordu, bu sebeple ben de sosyal olarak başkalarını mutlu edersem onlar da beni kabul ederler diye düşündüm. Benim yapmamı istediklerini düşündüğüm şeyleri yaparak onları tatmin etmeye çalıştım."
Mutsuz bir annenin çocuğu, annesine daha fazla yük olmamak için kendi sıkıntısını bastırarak annesini koruyup kollamaya çalışır. Kendi kendine yeten ve "muhtaç" olmayan bir rol üstlenecektir .

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bence Barbara'nın akıl yaşının erken gelişmiş olması, içinde bulundukları duygusal ortamın taşımaya yetmedigi zeki ve hassas çocukların başına gelen şeye tekabül ediyor: Bu boşlugu doldurmak için çok saglam bir akıl gücü geliştiriyorlar. Yani akli olgunluk ve yetişkinlerle ilişki kurma becerisi. İnsanlar bana bir çocuk olarak ne kadar olgun olduğumu söyler dururdu. Ben de hep öyle olduğumu düşünürdüm, zira o haletiruhiye içerisinde çok olgun görünebiliyorsunuz. Fakat kendime duygusal açıdan baktığımda, olgunluktan eser yoktu.
"Stresin niteliği her zaman insanların düşündüğü gibi normal bir seyir izlemiyor. Savaştan veya parasızlıktan veya birinin ölümünden doğan dışsal bir stresten bahsetmiyorum, kişinin kendisini bir başkasına göre düzenlemek zorunda kalmasından doğan içsel bir stresten bahsediyorum. Bana öyle geliyor ki kanser, ALS (Amiyotrofik Lateral Skleroz - Motor nöron hastalığı), MS (Multipl Skleroz), romatoid artrit ve diğer tüm bu rahatsızlıklar kendilerini bağımsız şahsiyetler olarak var edemeyen insanların başına geliyor.''
Reklam
'' Dünyaya karşı beslediği hassasiyet, dünyayı algılayışı, dünyaya gösterdiği nezaket açısından olağandışı bir çocuktu. "
Sınırlanmızı savunmak için kendimizi ortaya koymak, gerektiğinde, saldırgan da gözükebilir ve gözükmelidir.
İnsan dış görünüşünün özünü yansıttığı yanılgısına ne den­li samimiyetle kapılırsa kapılsın, iyi insan görüntüsünün altın­ da öfke ve keder yatmaktadır.
Duygularını doğrudan ifade edecek bilgi dağarcığına sahip değildi : Duygulada ilgili her türlü soruya aşırı ayrıntılı, fakat karmaşık bir biçimde ifade edilmiş düşüncelerle cevap veriyor­ du. Dünyayı, hissedilen deneyimler yerine soyut fikirler aracı­lığıyla algılıyor gibi görünüyordu. "Duygularının tamamı bütü­nüyle donmuş gibi görünüyordu," diye teyit ediyor Neufeld de.
Reklam
Kendimizi bir sağlık riski yaratacak gizli streslerden koru­mak istiyorsak duygusal yeterlik geliştirmemiz gerekmektedir; yine, iyileşrnek için de yeniden kazanmamız gereken şey duy­gusal yeterliktir. En iyi engelleyici ilaç olarak, çocuklarımızda duygusal yeterliği beslememiz gerekir.
Duygu lll; kendi içinde, sübjektif deneyimdir. Nasıl hissetti­ğimizdir.Duygu lll deneyiminde öfke, neşe veya korku gibi bir duygu haline ve beraberindeki bedensel hislere karşı bilinçli bir farkındalık söz konusudur.
Bütün stres kaynaklarının ortak noktası nedir? Neticede hepsi organizmanın yaşamını sürdürebilmek için gerekli gör­ düğü bir şeyin yokluğunu veya yok olma tehdidini temsil et­metedir.
Stres deneyiminin üç öğesi bulunur. Birincisi, organizmanın tehdit olarak algıladığı fiziksel veya duygusal olaydır. Buna; stres uyaranı, yani stres kaynağı adı verilir. Ikinci öğe, stres kay­nağıyla karşılaşan ve bunu kendince yorumlayan işletim siste­midir. Insanlar açısından bu işletim sistemi başta beyin olmak üzere sinir sistemidir. Son unsur ise, bir tehdit algısına tepki olarak gerçekleşen çeşitli fizyolojik ve davranışsal düzenleme­lerden oluşan stres yanıtıdır.
Stres, organizma kendi varlığına veya esenliğine yönelik bir tehdit algıladığında mey­dana gelen görünür veya görünmez iç değişimlerden oluşmak­ tadır.
Yüksek seviyelerde iç stresi çocukluğundan beri alışkanlık haline getirenler için, stresin yokluğu rahatsızlık yaratır, can sıkıntısı ve bir anlamsızlık hissiyatı uyandırır. İnsanlar kendi stres hormonlarına, adrenaline ve kartizole bağımlı hale gelebi­liyor, diye bir gözlerinde bulunuyor
953 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.