Bir sinema filminde karşıma çıkmıştı. İyi ki de çıkmış. Çünkü içinde yaşam olan şiirleri hep severim. Ve kitabı okumaya karar verdim.
Kısacası:
Eğer istersen
Bütün saadetler mümkündür.
Geçen ZamanZiya Osman Saba · Varlık Yayınları · 199169 okunma
“Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.” deyip yolu tamamlayamadan 46 yaşında hayata veda eden ,Türk Şiiri’nin en tanınmış isimlerinden Cahit Sıtkı Tarancı'yı bir arkadaşı şöyle anlatmıştır:
“Cahit Sıtkı, Galatasaray’da bizden dört beş sınıf büyüktü. Alt sınıflarda okuyan bir akrabasını görmeye gelirdi. Biz de o zaman kendisini görürdük. Okulun, Yaşar Nabi, Ziya Osman Saba ile birlikte dergilerde şiirleri basılan üç isminden biriydi. Ufacık tefecik, zarif, çok efendi bir hali vardı. Hani teneffüste ayağına bir top çarpsa, çamurlanmasın diye ayağının ucuyla dokunan tipler vardır ya, onlardandı. Tertemiz giyinirdi. Küçücük zarif ayakları ve hep boyalı iskarpinleri vardı. Gel zaman git zaman, Diyarbakırlı Cahit, Türkiye’nin en ünlü şairlerinden biri oldu. Müstesna incelikte, bütünüyle kendini şiire adamış bir insandı. İnsan onun hesap yaptığına, günlük alelade şeyler konuştuğuna inanamazdı. Belki de bunlardan çok uzaktı.”
Anlatılanlara göre; okul yıllarında tüm arkadaşlarının sevgilisi varken Cahit’in yokmuş. O, kendisini çirkin sandığı için kızlara yanaşamaz, utangaç olduğu için de kimseye söyleyemezmiş bunu. Sınıfta, yatakhanede arkadaşları hep sevgililerinden gelen mektupları birbirlerine okur caka satarlarmış. Bazen Cahit’e de takılıp “Yahu, sana mektup yazacak bir sevgilin yok mu?…” derlermiş. O günden sonra, gizlice kendi kendine haftada bir-iki mektup yazmaya başlamış Cahit. Yazıp postaya atar, sonra da mektupları sevgilisinden geliyormuş gibi alır arkadaşlarına okurmuş. Bu mektupları o kadar romantik olurmuş ki, bir süre sonra, arkadaşları da postacının yolunu büyük bir merakla bekler olmuşlar…
ölüm döşeğinde nasıl duygu yüklü olursa
maziyi anlatışlar...
işte öyleydi ziya osman'ın şiirleri!
bir at üstünde okunamaz nitekim bu şiirler.
zinhar bir ikindi gölgesinde
bağdaş kurup okunabilir.
hürmetle, mazisine!
CümlemizZiya Osman Saba · Can Yayınları · 2017466 okunma
Nisan'ı şiirle açmıştım, şiirle kapadım. Bu sefer #babamınkitaplığından 1956 basımlı Fransız Şiiri Antolojisi. 25 şairden seçkiler içeriyor kitap. Basıma hazırlayan ise çok sevdiğim şairlerden Orhan Veli Kanık.
Önsözünde, şiir çevirisinin zorluğu ve yetersiz kalışına dem vurmuş Orhan Veli. Şair Cocteau'dan şöyle bir söz aktarmış: "Bir şiir hiçbir dile tercüme edilemez. Hatta yazılmış göründüğü dile bile."
Öte yandan şairin sesini başka milletlere duyurmasının da edebiyatı genişlettiğini düşünüp, tercümenin yapılması gerektiğini belirtmiş merhum şairimiz.
Kitapta Orhan Veli dışında, Sabahattin Eyüboğlu, Melih Cevdet Anday, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dranas, Ziya Osman Saba, Sabri Esat Siyavuşgil'in çevirileri de var. Orhan Veli bir şiiri A. Hanlı imzası ile bastırmış. Melih Cevdet'in dediğine göre Orhan Veli, yırtıp atmaya kıyamadığı şiirleri Adil Hanlı müstear ismi ile bastırırmış. Demek bu tercüme pek içine sinmemiş şairin.
Babacığım bu kitabı 1958 senesinde, Haydarpaşa Lisesinde okurken almış. İyi ki aldığı tarih ve yeri yazmak gibi bir alışkanlığı varmış. Bizler için onun ayak izlerini görmek gibi oluyor.
Şiir kitabı. Şairi yıllar önce "Emanet" şiiri ile tanıdım. Şiiri çok sevdim. Ve daha sonra "Cümlemiz", "Bir oda, bir saat sesi", "Rabbim, nihayet sana", "Evim, karım, çocuğum", "Yetişir" şiirleri ile sevgim daha ziyadeleşti Ziya Osman Saba'ya. Şair Yedi Meşalecilerden. Topluluğun en genç üyesi. Daha çok ölüm ve ahiret temalı şiirler yazmış. Mütedeyyin ve mütevekil bir adam. Cahit Sıtkı Tarancı ile Galatasaray Lisesinden okur arkadaşları. Birbirlerinden etkilendikleri aşikar. Onun için yazdığı bir şiiri bile var. Kanımca hak ettiği değeri görmeyen yazarlarımızdan, Ziya Osman Saba. Kitabı özellikle şiirseverlere tavsiye ediyorum.
187 sayfa.
CümlemizZiya Osman Saba · Can Yayınları · 2017466 okunma
Cahit Sıtkı Tarancı ile Ziya Osman Saba arasındaki mektuplaşmalar, hem kendi şiirleri üzerine birbirlerinin görüşlerini yansıtıyordu, hem de kendi şiirleri üzerine dipnotlarıydı.
Ziya Osman Saba
Yedi Meşaleciler başlığı altında. Yedi lise arkadaşı 1928 yılında bir topluluk kuruyor ve eserlerini sunmaya başlıyor,
Topluğu ayakta tutan şiirleri, (Şiirle birlikte, köşe yazısı, mektup) her zaman ön planda olmuş ve ses getirmiştir..
Behçet Necatigil "in deyimiyle, aklımıza ilk gelen şiiri yok belki, ama
"şiirinde hüzün ve lirizmmi" aynı anda tadmak okura doyumsuz bir haz verecektir..
Az yanımda kal, çocukluğum,
Temiz yürekli, uysal çocukluğum...
Ah, ümit dolu gençliğim,
(eserden s:17)
Necatiğil'in deyimiyle şiirlerinde kir yoktur, leke yoktur, katıksız arı duru dünya kibrinden uzakta, temiz, sevgisi gibi temiz şiirler dır der..
Çocuksevgisi, çocukluk anıları Tanrı ve yasam üzerine zamn gibi başlıklara rastlyacağız dizelerinde..
Yaşamak bundan sonra, katlanılmaz eziyet!
(eserden s:82)..
Sizde şairle, şiir deki sohbetemize katılmak isterseniz buyurun
CümlemizZiya Osman Saba · Can Yayınları · 2017466 okunma