Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Delia'yı sevdiğinden bu yana, dünya ile ölçülü, cimri ilişkisinin tehlikeye girdiğini görüyordu, ama kendinin de, ayağına gelen mutluluğun da hiçbir şeyinden vazgeçmek istemiyordu.
Daha da önemlisi: Kendinizle ilgili her şeyin tümüyle rastlantısal, değişime açık olduğu, tümüyle değişik olabileceği ve bunun bir önemi olmayacağı kuşkusu içinizi kemirmeye başlayacak olursa, bundan, siz var olsanız da olmasanız da her şeyin yine aynı olacağı sonucuna varılıyordu ve bu noktayı umutsuzluktan ayıran adım çok kısaydı.
Reklam
Her şeyin her zamanki yerinde ve kimliksiz olduğu, beklenmedik şeylerin söz konusu olmadığı bir ortamda bulunmanın kendisine rahatlık, öz bilincine varma, düşünce özgürlüğü sağladığını öğrenmişti. Bütün yaşamı düzensizlikler içinde geçiyordu, ama şimdi içindeki dürtüyle, nesnelerin devinimsiz yansızlıkları arasında kusursuz bir denge buluyordu.
Ağladı kadın İçinin sokaklarinda ... Rastladığı adama verdi gozyasini Adam almadı Oysa kadın yıldızlari takmıştı bir bir adamın omuzlarına fahişeler sevişirken tenhalarda Düşünceler acıdı Deliller birbirine karıştı Kıyıya vuruldu şiirler Ölü balık misali ... Yeniden yazmaliydi kadın sek gecelerde Ayyaş yüreklere Nasıl olsa zehir Sevdalar Dudaklarımiza .. Gidişleri anlatmak zor Birazdan güneş de uzanacak Tek başına Çarşaf dalgalar üstüne E hadi ! Yeni bir aşka Uyanma vakti... Sayfa # 17
...fotoğrafı çekilmeyen her şeyin yitip gittiğini düşünenlerle aynı çizgide aynı çizgiye getiriverir sizi, fotoğrafı çekilmeyen sanki hiç var olmamıştır, bu nedenle gerçekten yaşamak için elden geldiğince çok fotoğraf çekmek gerekir, elden geldiğince çok fotoğraf çekebilmek için de , ya elden geldiğince çok fotoğraf çekilebilir bir dünyada yaşamak ya da kendi yaşamının her anının fotoğrafının çekilebilir olduğunu kabul etmek gerekir. İlk yol aptallığa, ikincisi ise deliliğe varır."
Neden bilmem Bize derman olması gerekenlerin bizden kaçması Neden bilmem Diyarbakır'da barış güllerinin açması Mardin'de, İstanbul'da Neden bilmem Zor bu dünya, yaşamakla uğraşmak Neden bilmem Bize derman olacakların bizden kaçması Neden bilmem Dostumuzun seyrimizden tatmaması Neden bilmem Yüreklerimizi bir iğnenin iplikten geçişi gibi saran bu sevdalar Açmaz yollarımızı Neden bilmem Canım, kör yılanların arasında bırakılmış canım Elleri kesik başları uçurtmalara sevdalı canım Bir türlü akmaz suların kör pınarında doğan canım Kavururken zemheri ortalığı yüreğinde yazdan canım Gülsen biraz, zamanı geldi
Reklam
Bize neler neler öğrettiler Sevdalar üstüne Aldatıldık Sevda böyle değil Ne masallar, ninniler söylediler Dünya üstüne Aldatıldık Dünya böyle değil Ufalana ufalana kaç kuşak eridik bu yollarda Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta Kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz ayrı diyarlarda Bize saadet nasip şimdi uçuk rüyalarda
Sayfa 82 - Metis, 2016
112 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Kitabı bitirmeden başladım bile incelemeye, öncelikle şunu söyleyeyim betimlemelerle dolu dolu bir kitap.İki farklı çevirmeni olan, yky tarafından çıkan, İtalo Calvino’nun öykü kitabı, 13 öyküden oluşuyor ve bu öyküler genelde insanların yalnız kaldıkları zamanlardaki duygu durumlarını, ne düşündüklerini, ne düşünmediklerini, hayallerini, hangi amaçla hareket ettiklerini anlatıyor, kitap 111 sayfadan oluşsa da betimlemeleri yorucu olduğundan okunması uzun sürebiliyor. Kitabı okumaya başladığınızda sizi roman okuyormuş gibi bir havaya sokup karakterlere tam alıştığınız anda öykünün bittiğini görüyorsunuz işte tam o anda bir öykü okuduğunuzu anlıyorsunuz. Benim hoşuma giden bölümü“bir yolcunun serüveni” adlı öykü oldu; bu öyküde italyada sevgilisinin yanına gitmeye çalışan bir beyefendinin tren yolculuğu anlatılıyor, trende uyumaya çalışması ve bu süreçte kendi içerisinde yaşanan düşünceler anlatılıyor, hikayenin sonunda ise beyefendimiz sevgilisine kavuşuyor, bu kavuşma ise sıcak kumlardan serin sulara geçiş gibi çok güzel bir biçimde anlatılmış. Umarım hayat uğruna uzun yolculuklar yapabileceğiniz insanlar çıkarır karşınıza . Keyifli okumalar dilerim.
Zor Sevdalar
Zor SevdalarItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2018639 okunma
Bir şairin serüveni bölümünden...
Usnelli'nin aklına sözcükler,sözcükler geliyordu peş peşe, iç içe geçiyordu, satırların arasında açıklık kalmıyordu, sonunda birbirlerinden ayırt edilemez oluyor,minicik beyaz aralıkların bile gitgide yok olduğu bir kördüğüme dönüşüyordu ve yalnız karanlık kalıyordu, en koyu karanlık,içine girilemeyen bir çığlık gibi umutsuz. Güzel şeyleri birkaç kelimeyle tanımlamakla yetinen ben, yıkık dökük, yıllanmış şeyler karşısında tıpkı Usnelli gibiyim ben de ...söyleyecek bir sürü şey buluyorum.
Bize güzel geldiği için fotoğraf çekilen gerçeklikle fotoğrafı çekildiği için güzel gelen gerçeklik arasındaki adım çok kısadır.
Sayfa 41
Reklam
… bütünlük duygusu, bir türlü doyumsuzluk dürtüsünü alt edemiyordu; karanlık, kazmaktan hiç yorulmadığı dipsiz bir kuyu gibiydi.
72 syf.
10/10 puan verdi
☆ DİLSİZ YARA || MELTEM GÜDEMEZOĞLU ☆ Merhabalar dostlar… Ben bugün de şiire düştüm ama nasıl düşmeyeyim. Yüreğim titreyerek okudum yine Meltem hanımın dizelerini.. Hani birisi gelir önce yâr olur sana, sonra da tutar en büyük yaran olur. İyileşmesi çok zor, her gün kabuk tutan ama hatırladıkça kanayan bir yara… Ne yapsan ne etsen kurtulamazsın bundan, kendi içinde çığlık olup büyürken acıların etrafa sessiz bir fısıltı gibi gelir, anlamazlar seni… Zaten ne kadar uğraşsanda tam anlatamazsın… Çünkü bazı acılar dilsizdir.. çünkü bazı sevdalar dilinin varmadığı kadar derinlerdedir… Kelimeler cümleler yetmez aşkında, acının da büyüklüğüne… Ne senden gidene ulaşır nede anlaşılmak istediklerine… hani diyor ya ‘söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil’ öyle bir şey bu. Bir türlü kelimelerin yetmediği, çığlık çığlığa haykırmaktan vazgeçmediğin, dizelere sığınan ama iyileşmeyen dilsiz bir yara… Ve lütfen yaralamayın kimseyi, hayat zaten çok zor…merhem olmayacaksanız yeni yaralar açacaksanız uzak durun, üflemeyin de yaralarına insanların… O nefes acıdan başka bişey vermez derdi derinde olana… Cumhuriyetimiz ve Deprem için yazılan şiirler ise ayrı duygulandırdı beni. Sonsuz teşekkür ederim. Yine şahaneydi.
Dilsiz Yara
Dilsiz YaraMeltem Güdemezoğlu · İz Bırakan Kalemler Yayınevi · 202415 okunma
Delia'yı sevmek hep böyle olmuştu,bu mağaranın aynasındaki gibi: Sözcüklerin ötesindeki bir dünyaya girmek demekti.
Bir yararı olmuyordu,kitaplardaki yaşamın tadını hiçbir şey vermiyordu.
1.260 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.