Nazım Hikmet Ran , büyük şair.Çeşitli takma isimler kullandı hayatı boyunca.1902 de doğdu. 1914 te daha 12 yaşındayken şiirle tanıştı. Mevlevi bir şair olan dedesi Nazım Paşa nın izinden gitti. İlk şiirini 1918 de yazdı.Serbest şiir ve basamak şiirler denedi.Bu konuda da gördüğüm kadarıyla gayette başarılı oldu.1925 te Komünistlerin tutuklanmasından dolayı
Bitirince, “Gerçekten çok güzel” dedi. “Hadi bir daha çal.” Ve ben tekrar söylemeye koyuldum:
Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım efkârlıyım
Elini ver nerde elin
Zülfü Livaneli'nin Serenad'dan sonra bitirdiğim ikinci eseri, Huzursuzluk.2016 yılında yayınlanan kitap Livaneli'nin son eseridir ve yürek burkan bir hikaye ile okuru Ortadoğu gerçeğiyle yüzleştiren bir kitaptır. Kitabı okurken Başından sonuna kadar bu huzursuzluğu hissediyorsunuz. Sanki kitaba başladığım andan itibaren diken üstünde gibi
Nâzım Hikmet bizim kelimelerimizi kullanıyordu ama onlardan bambaşka görkemli bir dil yaratmıştı. Yıllar sonra bestelediğim dizelerini binlerce kişi tek yürek olup söyleyecektik.
"Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım efkârlıyım
Elini ver nerde elin."
Türkçenin en kudretli kullanımının yarattığı o görkemli rüzgâr alıp uçurdu beni. Nâzım Hikmet bizim kelimelerimizi kullanıyordu ama onlardan bambaşka görkemli bir dil yaratmıştı. Yıllar sonra bestelediğim dizelerini binlerce kişi tek yürek olup söyleyecektik.
Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım efkârlıyım
Elini ver nerde elin...