KÖYLÜLERİ NİÇİN ÖLDÜRMELİYİZ
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Her şeyi hafife alır ve herkese
Halkın cahilliği birtakım cüretkarların fırıldaklarına yol açar.
Hassas ruhların üzerine çöken bu siyah kabus beni eze eze yamyassı bir kertenkele haline getirdi. Diyorlar ki çıldırma. Bu zulüm ve maraz,bu hıyanet,alçaklık dünyasının içinde akıllı kalmak mümkün mü? Oh nabızlarım ne kadar atıyor.. sinirlerimi yengeçler didikliyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Şükrü Erbaş (bu sefer üzdün beni)
KÖYLÜLERİ NİÇİN ÖLDÜRMELİYİZ
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Unutmayın, unutturmayın, normalleşmesine izin vermeyin, alışmayın !
Çünkü içinde bulunduğumuz bu durum bu kadar basit bir durum değil. Aylardır her gün *farklı farklı* çocuklar katlediliyor. Ekim ayında katledilen çocuklar için ayaklandığımız kadar bugün katledilen çocuklar için de ayaklanmamız gerekiyor. Zulüm bitmedi!
Zalim zulmünü artırarak devam ediyor. Ve Filistin bizden bir duruş bekliyor! Şartlar ne olursa olsun zalimin karşısında dimdik duran bir müslüman duruşu bekliyor!
Sen her defasında,
Gelip gelip giderken,
Bütün yolların açıkta,
Ben senden gitmek istediğimde,
Neden, bana tüm yollar tıkalı...
Bütün yollarım sokaklarım neden sen!!
Artık sevgi değil bu sendeki
Zulüm bana,
Artk dost değilim yar değilim
Ben sana, düşman olmuşum
Prangalar bağlamışsın ayaklarıma
Gözlerimi bağlamışsın,
Oysa sen,
Körsün,sağırsın,dilsizsin bana
Sadece savuruyorsun beni rüzgara...
…
Oysa aşk beni nerde görse tanır
Hasret tanır zulüm tanır ölüm tanır
Yüzüm yüzümden utanır
Yorgunum ustam yorgunum
Ne katıksız somun isterim senden
Ne bir tas su
Ne taş yastıkta bir gece uykusu
Var gücünle asıl şimdi sükunetime
Çığlığım kopsun
Uzat ellerini güneşe dokun
Uyandır uykusundan
…
İnsan gitmesin, bitmesin diye çabaladıkça çoğu zaman daha çok dibe batıyor. Bazen içinde bulunduğumuz durumları gözlemleyebilmek için sakin olmaktan çok daha fazlası gerekiyor. Sizi gerçekten seven bir insanı kalbinden birden fazla kez yaralarsanız ne olur? Kalbi iyileşir mi? İnsan gerçek aşkına ihanet eder mi? Bazen birinin yokluğu, en çok istediğin an ona gidemeyeceğini, gecenin herhangi bir saatinde özlediğin için arayamayacağını anladığında başlıyor. Verilen sözler, kurulan hayaller ve arzuların önemsiz olduğunu tam da o an anlıyorsun. Büyük bir pişmanlık ve sıkıntı çöküyor insanın içine. Sebepsiz ve sonsuz. En kötü durumlardan biri de, karşınızdakinin onca çabasına rağmen onu yüzüstü bırakmak sanırım. Bu acının duygusu tarif edilemez ancak unutulmaması gerek birkaç şey daha var. Her ne olursa olsun, bir zamanlar birbirini seven iki ruh yabancı olamaz. Hayattaki “ keşkelerimiz “ çoğu zaman bize zulüm etse de, insanın içine bir umut ışığı da doğurmuyor değil. Artık bitti. İkimiz de mutluluğu bir başkasında arayacağız. Belki çok daha mutlu olacağız, belki üzüleceğiz ama bir zamanlar birbirimize ne kadar iyi geldiğimizi hiç unutmamalıyız. En kötüsü de bu. Birbirimize verdiğimiz dersler bizi mükemmel yapacak, cezasını ise hatıralarımız çekecek.