Hayri İradal’ın dilinden anlatılan bu kitapta yazarın kişilere ,yaşama eleştirisini çok net bir şekilde hissedebiliyorsunuz.Hayri İrdal ,Halit Ayarcı ile tanıştıktan sonra hayatı inanılmaz bir şekilde değişiyor artık günü çıkarmak ailesinin ve kendi karnını doyurmaktan ziyade hayatın hızlı bir şekilde ona ve ailesine sunduğu zenginlik ve şöhret karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor.Çünkü elde edilen bu zenginlik ve şöhretin arkasında Halit Ayarcı’nın başlattığı ve sonrasında Hayri İrdal’ın da istememeye istemeye de olsa devam ettirdiği yalan bir dünya vardır.Hayri İrdal’ın ailesine karşı yaptığı gözlemler o kadar canlı ki bazı yerlerde insan kahkaha atmadan duramıyor.Özellikle halasının evindeki partide kızının ,karısının ,baldızlarını betimlemesi “Ben onları hiç tanımamışım.” Demesi.Entitünün lağvedilmesinden sonra Pakize’nin düzenlediği partiye gelen eskiden Pakize’yi ve Hayri İrdal’ı göklere çıkaran bu insanların artık çeşmenin eskisi gibi akmayacağının farkına vararak gerçek yüzlerini ortaya çıkarmaları Pakize’nin yaşını sorgulamaları ,evi ve eşyaları zevksiz bulmaları insanımızın gerçek yüzünün sergilendiği en güzel bölümlerden biri.Dili çok güzel,su gibi akıp gidiyor.