Yazarın “deneme” türünde kalem aldığı eserde daldan dala atlayış, alakasızlık, sürekli bir Kudüs vurgusu vs. Açıkçası öve öve bitiremedikleri bu eser beni doyurmadı hiçbir şekilde. Tarık Tufan’ın kalemini seven okurlardan biri olarak tat alamadım bu kitabından, sanki bir yavanlık, bir eksiklik vardı. Altını çizeceğimiz cümleler yok mu? Elbette var ancak deneme türünde bir Cemil Meriç’le asla aynı kefede olamaz. “Düşerken” veya “Şanzelize Düğün Salonu” romanlarındaki gibi bir tat ve ustalık beklemeyin. Yazar bence sadece roman yazsın.