Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
' Ene-l Hak ' demiş Hallac-ı Mansur Haktan gayrı değilim ! Doğruları söylüyor diye halkın aklını bulandırıyor olmuş, Fırsat bulup Şirk koştu demişler ve 8 yıl hapis hayatı öyle başlamış.
Kumdaki ayak izleri gibi geçmişte kalmış bir hayatın izleri de içimizde yer eder.
Reklam
Bir şair gördüm, konuşurken, bir zambağa "siz" diyordu.
Kulaklarında büyük şehrin uğultusu vardı. Belki arananın ayak sesleri de bu uğultunun içindeydi.
Sayfa 56
Tebessüm ettiren yerlerden ☻
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Batıda herkes "Hello" der ve gülümser ama insan ilişkilerinde bir adım öteye geçemezsiniz. Derin bir rabıta kurmanız çok zordur. İngiltere'de yirmi sene evvel, çocuk psikiyatrisi stajı yaptım. Yirmi-yirmi beş kadar doktorduk bölümde, gene de öğlen yemeğine birlikte çıkan iki doktoru nadiren görebilirdiniz. Herkes yemeğini yer, işine devam eder. Kimsenin kendisine ayak bağı olmasını istemez. Öğle yemeğinde iki kelam edecek bir dost aramaz. Kolombiyalı bir doktor vardı, birbirimize yapışır, öğlen yemeklerine beraber gider, İngilizleri çekiştirirdik. :)
Atlas’ın yanında Gece ile Gündüzün Konağı
Orada buluşup selamlaşır Gece'yle Gündüz Tunçtan büyük eşiğe ayak basarken. Biri konağa girerken öteki çıkar İkisi aynı anda içeride olmaz hiç, Hep biri dışarıda, yeryüzünde Öteki içeride, çıkmayı beklemektedir. Biri ellerinde götürür ışığı İnsanları sayısız gözlerine, Oteki uykuyu tasir kollarinda, Ölüm'ün kardesi Uyku'yu, Sisli karanliğa bürünmüş belalı Gece.
Reklam
“Kokusunu alabiliyorum. Ayaklarına sürdüğü sandalağacı ve nar kokulu yağlar, temiz terinin tuzu, aralarından geçtiğimiz sümbüllerin ayak bileklerimize sinmiş kokusu. Hepsinin altında da Akhilleus’un kendi kokusu. O kokuyla uykuya dalıyorum, uyandığımda da burnumda o koku oluyor. Tarif edemiyorum. Tatlı ama o kadar tatlı değil. Güçlü ama gereğinden güçlü değil. Bademe benzer bir şey ama bu da tam ifade edemiyor.”
Derler ki, müzik güzelse, verdiği tat bütün duygulara ayak uydurur. Mutlu insan, melodilerde mutluluğu, hüzünlü insan hüznü bulur...
Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylenmişti bize ve biz buna inanmıştık. Çünkü bu sözün sahibi Peygamberimizdi. Vücudumuzun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duyacaktı? Kol kesilirken dudak gülüyor; ayak kesilirken kollar el çırpıyor; bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor. Bir cinnet olmalı bu!
yıllardır ayak başladığımız,terk ederken bin bir gece masallarındaki bin bir acıyı arkamızda bıraktığımız ülkeye geri dönmekten bahsediyordum,orada ne kadar kalacağımızın bir önemi yoktu.önemli olan,o toprağa geri dönmekti...
Reklam
O aldığı erkeksi zevkle inlerken benim ayak parmaklarım ayakkabılarımın içinde kıvrıldı. Tanrım. Alnımı yatağa bırakarak inledim. Ne kadar sertsin. Dudaklarını omzuma bastırdı. Kalçalarını oynatarak içimi okşadı ve azıcık canımı yakacak kadar derinlere girdi. Beni heyecanlandırıyorsun dedi sertçe.
Harika kadınlar neden sıkıcı erillerin hızına ayak uydurmak zorunda? Şahane ve salak olanların kaderi neden iç içe geçmiş olsun ki?
Sayfa 62
Öyle ki, sahili kaybetsem, artık gerilere dönemesem ve sen de boğulsam,işte o zaman aradığım hayatımın eşiğine ayak basmış olurum.
Armağan Eden Erdem Üstüne
Binlerce yol var daha ayak basılmadık, hayatın binlerce sağlıkları ve gizli adaları.
GÜNEŞ-TANRININ ÖVGÜSÜ
Yumurtanın içinde civciv çırpınırsa Senin gücünle yumurtayı kırıp çıkar, Senden alır soluğunu, ötmeye, koşmaya başlar. Bizlere görünmeyen mucizelerin var: Eşin benzerin yoktur, yüce tanrı, tek tanrı! Yapayalnızken yarattın dünyayı bildiğin gibi, Hiç kimsede bulunmayan ulu kudretinle. İnsanlar, büyük küçük bütün yaratıklar, Ayak üstünde yürüyenlerle uçuşanlar, Suriye, Nübye, Habeşistan, Mısır senin eserin Herkese kendi yerini, kendi nasibini verdin, Herkese rızkını ve ömrünü sağladın. Dilleri ayrı, kişilikleri ayrı, Kendi özellikleri var her ülkenin, her ulusun, Yeryüzü, senin aklının yarattıklarıyla dolu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.