Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceylân

152 syf.
·
Puan vermedi
Kim Mehmeti & Kuyu
Şubat ayında 2 kitap hedeflemiştim. İlki (ve bence muhtemelen yılın en zor kitabı) bitti. Artık yaşlanmış bir yazarın çocukluğunu hatırladığı, kendi kendine konuştuğu 144 sayfalık bir monolog; "Kuyu" Romanı okurken Balkanların hareketli yakın tarihini, bir ailenin kuşaklar boyu süren dramlarını, kuyu metaforunu, bir kuyunun bir aileyi nasıl etrafında şekillendirdiğini, kuşak çatışmasını, geçmişin gölgesini, hayalle gerçeğin birbirine karışıp yoğruluşunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ben kitabı incelerken kitapçı; Bu kitabın çevirmeni Tekirdağlı, dediği için ilgimi çekmişti. İyi ki kitabı almışım. Kitabın anlatıcısı yazar mı yoksa kurgulanmış başka bir yazar mı anlamak çok zor. Ben beyin yakan, hayatı sorgulatan, karmaşık kitaplardan ayrı bir tat aldığımı fark ettim. En son Kobo Abe'nin kitaplarında bu tarz çılgın anlatıma bayılmıştım. İki dilli, aktivist bir yazar olan Kim Mehmeti bazı kaynaklarda Kafkaesk olarak geçse de ben tarzını daha özgün ve çılgınca buldum. José Saramago, Gabriel Garcia Marquez gibi kendine özgü bir tekniği var. (Bu kısmı edebiyatçı arkadaşlar daha iyi ifade edecektir. ) Büyülü gerçekçilik diyebiliriz sanırım. Balkanlardan güncel ve özgün bir yazar okuyayım ama öyle bir oturuşta bitecek sıradan bir anlatı olmasın derseniz kesinlikle tavsiye ediyorum.
Betül haskalaycı
Betül haskalaycı
yayınevine bu güzel kitap için teşekkürler
Kuyu
KuyuKim Mehmeti · Ketebe Yayınları · 202018 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
Annelerin Kutsal Pazarı
Annelerin Kutsal Pazarı'nı tam da kitaba yakışır bu pazar gününde bitirdim İlk başlarda bayık bir aşk hikayesi okuyacağımı sanıp bir miktar sıkıldım. Ancak kitap ilerledikçe, anlatım bambaşka bir boyut aldı ve ben kitabı gözümden kalpler çıkarak bitirdim Annelerin Kutsal Pazarı nedir peki? 1924 İngiltere'sinde unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek. O gün herkes annesini ziyarete gider. Özellikle hizmetçilik yaparak yaşamını devam ettiren insanlar için o gün bulunmaz bir nimettir. Baş kahramanımız Jane Fairchild daha bebekken bir sepetle yetimhanede bırakılmış ve yanına adının yazılı olduğu bir kağıt dahi bırakılmamıştır. 14 yaşına geldiğinde ise bir malikaneye hizmetçi olarak verilmiştir. Parlak zekası, üstün gözlem gücü, okuma aşkı hayatını ileride bambaşka bir yöne çevirecek ve ünlü bir yazar olacaktır ama hayatına yön verecek olan o Mart gününde henüz kendisi 22 yaşında gencecik bir kızdır ve olacak hiçbir şeyi hayal dahi etmemiştir. O; gençliğinin hem en tatlı hem en beklenmedik sürprizlerle dolu günüyle, şimdi neredeyse 100 yaşına dayanmış Jane'in arasında gidip gelen anlatımda okur olmanın ve kitaplarla içli dışlı olmanın zevkini tadacaksınız. İlk başta biraz +18 kısımlar vardı. O yüzden küçük kitapkurtlarına henüz tavsiye etmiyorum. Ama edebiyatla, kitaplarla içli dışlı olan herkesin bayılacağını düşünüyorum. Arka kapakta bir okur yorumu kitap için feminist bir külkedisi öyküsü demiş, katılıyorum. Yazarı hemen kıskacıma alıyorum. Herkese bol okumalı günler diliyorum
Annelerin Kutsal Pazarı
Annelerin Kutsal PazarıGraham Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022195 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Baragan'ın Devedikenleri #okudumbitti Kitap 1907'nin Romanya'sında Tuna Nehri kıyısında bir balıkçı köyünde geçiyor. Hikayenin kahramanlarından biri, Kostake'nin şu sözleri dönemi güzelce özetliyor aslında: " İşte devedikenlerinin hakiki hikayesi. Kiokoi devedikenleri! Cellat devedikenleri! (Zalimler kastediliyor) Ucu bucağı olmayan bir Baragan haline gelen fazlasıyla sabırlı memleketimizin üzerinde şiddetle hüküm süren cüzzam! Bininci defa olarak kendime soruyorum: Nasıl oluyor da köylüler tenda'larını istila eden, sırtlarına binen ve son damlalarını da akıtan bu devedikenlerinin ısırıklarını duymuyorlar? Nasıl oluyor da öfke tepelerine çıkmıyor? Ve öz yuvalarından kendilerini kovan bu ayrıkotlarının topunu birden ateşe vermiyorlar?" Yazar toplumsal uyanış, ayaklanma ve ardından devlet eliyle yargısız infaz edilen 11.000 köylünün hikayesini o kadar güzel anlatmış ki kendisini ayakta alkışlamak isteyebilirsiniz. Kitapta anlatılanlar tamamen gerçeklere dayanıyor. Panait İstrati'ye Balkanlar'ın Gorki'si deniyormuş ve tüm kitapları kendi yaşamından ve çevresindeki insanların hayatından izler taşıyormuş. Bana Jorge Amado'nun Kızıl Tarlalar'ını da anımsattı. Baragan üzerinde sadece devedikenleri yetişen uçsuz bucaksız bir bozkır. Geçenler internette bir Baragan videosu görünce hemen kitabı daha fazla bekletmemeye karar verdim. İyi de oldu; hem 100 yıllık hem de eskimemiş bu öyküde yazar "...bütün memleket bir Baragan'dan ibaret ve üzerinde dolaşan eli kamçılılar, devedikenlerinden çok daha zehirli." diyor. Fazla tanıdık değil mi?
Baragan’ın Dikenleri
Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,495 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Hayatında yaşadığı olumsuzlukların üst üste gelmesiyle intiharın eşiğine gelen Nora Seed kendisini bir anda bir kütüphanede bulur. Hayal mi gerçek mi olduğunu anlamlandıramadığı bu yerde onu pişmanlıklar kitabı ile gençliğinden tanıdığı kütüphaneci Bayan Elm karşılar. Nora etrafındaki sonsuz sayıdaki kitabın aslında onun yaşamının sonsuz varyasyonu olduğunu öğrenir ve kitabımızın aksiyonu burada başlar. Akıcı ve merak uyandırıcı şirin bir bestseller. Kitabın özellikle genç-ergen okurlar tarafından severek okunacağını düşünüyorum. Son zamanlarda kedili,kitaplı, kütüphaneli, paralel evrenli kitaplar çok trend oldu. Gece Yarısı Kütüphanesi de kendi kategorisinde gayet güzel bir kitap. Varoluşçu felsefe ekseninde yazılmış. Yetişkin okuru pek kesmeyebilir ancak hani bazen kolay okunan keyifli bir şeyler okumak isteriz ya, tam da o zamanlarda okumak için ideal. İlgililere tavsiye ederim.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,4bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Osamu Dazai, benim 2020'de tanıştığım bir yazar. 2. Dünya Savaşı sonrası Japon toplumunu ve ahlaki değişimi romanlarında sık sık işleyen yazarın bu kitabında otobiyografik olduğunu düşündüğüm birçok fikir var. Yazarın kendisi de alkol ve madde bağımlılığıyla boğuşmuş ve fırtınalı bir aşk hayatı yaşadığı metresiyle 39 yaşında intihar etmiş.
Batan Güneş
Batan GüneşOsamu Dazai · Olvido · 20162,619 okunma
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Kütüphanemi Toplarken #okudumbitti Mayıs ayının son kitabıydı. Bir bütünlük içinde yazılan denemeleri çok dolu ve kendi adıma verimli buldum. Yazarın diğer kitaplarını da ilerleyen zamanlarda okumayı düşünüyorum özellikle "Okumalar Okuması" ve "Tanpınar'ın İzinde Beş Şehir" i çok merak ettim. Kitapta yazarın kitaplar, okurlar, bibliyofili, kütüphanecilik, ünlü yazarlar, ile kitapları vb. birçok konuda isabetli ve eğlenceli tespitleri var. Kitaplarla içli dışlı herkes çok severek okuyacaktır. Alıntılar: Her okuma deneyimi kendi mekanı ve zamanıyla biriciktir ve bir eşinin daha oluşturulması mümkün değildir. Kitaplar çoğu zaman onu yaratanlardan daha bilge ve daha cömert olmuşlardır. Her diktatör, her totaliter hükümet ve kendini tehdit altında hisseden her yetkili kitapları yakarak, kitapları yasaklayarak, kitaplara sansür uygulayarak, kitaplara vergi koyarak, okuryazarlık davasına sahte bir bağlılık göstererek, okumanın seçkinci bir faaliyet olduğunu üstü kapalı bir şekilde hissettirerek ondan kurtulmanın yollarını arıyorsa eğer edebiyatın kendisinde var olan bir şey tehlikeli derecede etkili demektir.
Kütüphanemi Toplarken
Kütüphanemi ToplarkenAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2020234 okunma
368 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Böcü-Tatyana Tolstaya Son zamanlarda okuduğum en ilginç, en değişik yerine göre en ironik kitaplardan biri. Post apokaliptik (nükleer felaket sonrası sağ kalan insanların hayatta kalma mücadelesini anlatan) bir roman. Kitap yaklaşık 370 sayfa. İlk 140 sayfa aslında kitabın kırılma noktası. Burada kitabı bırakmazsanız sonrası su gibi akıp
Böcü
BöcüTatyana Tolstaya · Jaguar Kitap Yayınları · 202066 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
#Tarlakuşu #okudumbitti Kitapta evlenememiş ve evde kalmış(!) bir kız; Tarlakuşu ve anne babasının onun etrafında şekillenen dünyası anlatılıyor. Ben kitabın ana karakteri Tarlakuşu gibi düşünmüştüm ama okudukça asıl karakterin kızın babası Akos Vajkay ve annesi olduğunu farkediyorsunuz. Fedakar bir anne baba her zaman sanıldığı kadar iyi bir
Tarlakuşu
TarlakuşuDezso Kosztolanyi · Nebula Kitap · 201969 okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sahaf Mendel'in İş Bankası Kültür Yayınları baskısını okudum. Bu baskıda "Sahaf Mendel" ve "Görülmeyen Koleksiyon" adlı iki novella ve bir kısa öykü olan "Unutulmayacak Bir İnsan" yer alıyor. Sahaf Mendel'i çok beğendim. Yürüyen kütüphane olarak nitelendirilen Jakob Mendel yaşadığı trajediden sonra bir daha asla o eski Mendel olamıyor. Savaşın entellektüel ruhlu insanlara etkisini en iyi anlatan Zweig hikayelerinden biriydi bence. Mendel'i bir paragrafta şöyle özetliyordu yazar: " Büyük kent dediğimiz bu çok büyük, milyonlardan oluşan kalabalık arasında her zaman az da olsa bazı noktalara yayılmış tek ve aynı evreni küçücük bir alanda yansıtan, birçokları için görülmeyen, sadece onu tanıyan ve bilenler için, aynı şeye tutkun olanlar için eşsiz ve değerli olan bazı küçük ışıltılar vardır. İşte kitaplardan anlayan herkes de Jakob Mendel'i tanıyordu" Görülmeyen Koleksiyon'da ise 1920'lerin Almanya'sında bir antikacının bomboş kalan dükkanı için eski müşterilerinden bir koleksiyoneri ziyaretiyle gelişen durumları okuyoruz. "Bizim gerçek ve çirkin dünyamızın üzerinde, saf bir hayalin yavaşça yükselmiş beyaz bulutu gibi" bir sanat koleksiyonerinin küçük dünyasına adım atıyoruz. Son hikaye olan Unutulmayacak Bir İnsan'da ise mutlu yaşamanım formülünü iyi dostlar biriktirmekte bulan biriyle tanışıyoruz. Zweig'in akıcı anlatımının yanı sıra, dönem koşullarının dünyasını daha iyi anlamak adına da okunmalı. Ne zaman bir Zweig kitabı okusam kafamda beliren o siyah beyaz görüntüleri çok seviyorum. Mutlaka okuyunuz...
Sahaf Mendel
Sahaf MendelStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20228,3bin okunma
432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Stephen King-Kan Varsa çok severek okudum. King yıllar geçtikçe kitaplarındaki edebi lezzeti arttırıyor Başka kitaplarıyla ilgili spoiler içirdiği için; "Kan Varsa" adlı (kitaba adını veren) hikayeyi okumadan atladım. İlk hikaye "Bay Harrigan'ın Telefonu" nispeten durağan olsa da ben kurguyu beğendim. Dostluk ve vefa üzerine tatlı bir öyküydü. Korku unsuru yok denebilir. Daha çok gizem ve doğaüstü unsurlar içeriyordu. Teması ise "Eden bulur" İkinci hikaye "Chuck'un Hayatı" ise bayıldığım bir hikaye oldu temposu ve merak unsuru yüksekti. Sondan başa doğru ilerleyen bir kurgu. Son sayfalara kadar hep merakla okudum. Teması ise "Her ölüm, kişinin kıyametidir" Son hikaye ise "Sıçan"dı. Başlarda nispeten sıkıcı olsa da yarısından sonra çok hareketlendi. Ve güzel bir final oldu. Her okurun beğenisi ve beklentisi farklıdır. O yüzden süperdi, muhteşemdi gibi iddialı cümleler kurmak istemiyorum. Ben aradığımı buldum. Okurken keyif aldım. King yaşlandıkça hikayelerindeki acımasızlık da azalıyor sanırım. Kitabın sonunda kendisinin de dediği gibi; "sadık okur olarak bir kez daha King ile yolculuğa çıkmak" güzeldi...
Kan Varsa
Kan VarsaStephen King · Altın Kitaplar · 0534 okunma
Reklam
129 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Lambalo ve Kaşa hem yazarı Miheil Cavahişvili'den hem de Gürcü edebiyatından okuduğum ilk kitap oldu. Kitaptaki olaylar Urmiye Gölü çevresinde geçiyor. Kitabın 1925'te yazıldığını düşünürsek tasvirleri masal gibi. İnternetten bulduğum görseller de müthiş ama gölü o zaman görüp böyle anlatmak vardı...( Urmiye de günümüzde tehlike altındaymış ve
Lambalo ve Kaşa
Lambalo ve KaşaMiheil Cavahişvili · Paris · 201849 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Yavru Ceylan, Szabo'dan okuduğum 3.kitaptı. Iza'nın Şarkısı ile başlayan tanışıklığımız Kapı romanı ile devam etmişti. Yavru Ceylan'dan sonra geriye sadece Katalin Sokağı kaldı. İlk elli sayfada kitaba konsantre olmakta çok zorlandım ama sonra yine Szabo okurları bilir ki yüreğime kocaman bir öküz oturdu sanki. Kitap baştan sonra bir monolog, iç döküş. Geçmiş ve şimdi arasında, hiçte kronolojik olmayan gel-gitlerle ilerliyor. Ben okuru zorlayan bu tarz anlatımı pek severim. Kitaba adını veren yavru ceylan aslında romanda çok az yer kaplıyor ama siz onu sembolik bir çocukluk ukdesi gibi düşünebilirsiniz. Ünlü bir tiyatrocu olan Eszter'in trajedi ve zorluklarla dolu hayatı ve yaşadıklarının kişiliğine etkilerini onun iç sesiyle dinliyoruz. Ben yazarı ve hikayelerinin hüzün yüklü sıcaklığını seviyorum ama yazarla tanışma kitabı olarak Yavru Ceylan'ı tavsiye etmem. Sizi biraz zorlayabilir. Ben çok sevdim ama hüzünlü hikayeleri sevmiyorsanız okurken sıkılabilirsiniz. Bir de alıntı ekleyeyim: "Bana sadece sahnedeyken bir peruk, bir kanat taktığımda ya da bir delikanlı rolüne büründüğümde bakarlardı. Boyanmış yüzümün altına gizlenmiş gerçek yüzümle, benliğimin içine hapsolmuş öteki beni görmek için senden başka kimse bana öyle bakmadı."
Yavru Ceylan
Yavru CeylanMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 2018349 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Medyum, Stephen King hayranlarının en sevdiği kitaplardan biri. Diğer King fanı arkadaşlar, bana ısrarla "oku" dese de ben bekletiyordum. Perşembe günü daha fazla dayanamayıp başladım. King, bu kitabı 1977'de yayınlamış. Kitapta küçük sürprizlerle de karşılaştım. Biz arkadaş grubumuzla Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı okuyoruz. King bu
Medyum
MedyumStephen King · Altın Kitaplar · 20216bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Buruk Ayrılık
Buruk Ayrılık - Osamu Dazai Biri Çinli diğeri Japon iki arkadaşın dostluk öyküsü. Çin'den Japonya'ya modern tıp eğitimi almak için gelen Zu Cucin ve arkadaşı Takaşi Tanaka ile sevdikleri Fucino Hoca ekseninde yaşanan bir hikaye. Hikayede pek olay yok. Daha çok Zu'nun dünyaya bakışı ve kişisel gelişimi ekseninde doğunun ruhunu takip ediyoruz. Ayrıca 1900'lerin Çin ve Japon siyaseti, Rus-Japon savaşı gibi olaylar çok güzel ve detaylı anlatılıyor. Japonya nasıl Japonya olmuş bu hikayeyi okurken çok daha iyi anlıyorsunuz. 1900'lerin dünya siyaseti, ekonomisi, edebiyatı ve kültürel yaşamı hakkında geçmişe tutulmuş bir projektör gibi. Ben kitabı tam da bu nedenle çok sevdim. Osamu Dazai ilginç bir yazar. Ailesinden gelen siyaset geleneğini takip etmeyip yazar olmayı seçse ve kendi deyimiyle serseri bir hayat sürse de ben kitaplarını okurken hep ruhunun bu dünyayı kaldıramadığını hisssediyorum. Belki zamanının üstünde bir öngörüye sahipti kim bilir? Alıntı: "Gerçekliğin romandan daha tuhaf olduğunu söyleyen insanlar var ama yaşadığımız dünyada kimsenin öğrenemediği gerçekler de var. Üstelik kimsenin haberdar olamadığı yaşam kırıntılarında oluşan öylesi gerçekler çoğunlukla esas hazine niteliği taşır.Bunları doğuştan yeteneklerle oluşan duyargalarla bulup çıkartmak edebiyatın işidir. İşte o yüzden de edebiyatın yaratıcılığı, gerçekliğin özüne insanların dillerine doladıkları yaşadığımız dünya gerçeklerinden çok daha fazla yakındır. Edebiyat olmasa yaşadığımız dünya boşluklarla kapanır. Edebiyat doğasıyla, o tekinsiz boşluğu bir akarsu inceliğinde doldurur."
Buruk Ayrılık
Buruk AyrılıkOsamu Dazai · Japon Yayınları · 2021211 okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Jorge Amado okumak istediğim bir yazardı. Tanışma kitabım ise "Kızıl Tarlalar" oldu. Amado bu kitabı 1946'da tamamlamış. Yani 75 yıl önce. Bu kadar çok karakter ve bu kadar çok olayı mükemmel bir kurguyla birleştirmesi yazarın ününü nasıl hak ettiğini gösteriyor bana göre. Baştan sona inanılmaz yolculuktu bu hikaye. Caatinga'nın
Kızıl Tarlalar
Kızıl TarlalarJorge Amado · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2020228 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Düşünün, bir sabah uyandınız ama tüm teknolojik imkanlarınız devre dışı kalmış. Elektrik yok, radyolar, telefonlar, televizyonlar, internet çalışmıyor. Üstelik bir gün önce haberlerde nükleer savaşa dair hararetli tartışmaları dinlemiştiniz. Okyanusun ortasında minik bir takım adadasınız. O an ilk düşündüğünüz şey sonunda yaptıkları ve dünyayı bilinmezliğe sürükledikleri olur değil mi? Radyoaktif bulutlar bana ne zaman ulaşacak diye kaygıyla beklediğiniz o anlar... Sonrası ise tamamen bambaşka bir kurgu... Şimdiye dek yazılmış en iyimser distopya olabilir. Alıntılar: "Şöyle diyordunuz: Hayatın yollarında hiç durmadan tarihimizin can sıkıcı cesetlerine takılıp sendeliyoruz. Ama geçmişiyle boğuşmaktan usanan insanlık eğer bir gün geleceğiyle karşılaşsa, onu tanıyabilecek mi? Kendini onda bulup, onun güçlü ve sıcak bedenine avuçlarını dayayabilecek mi? Evet hanımefendi, eğer bu bir önsezi idiyse doğrulandı, eğer bir dilek idiyse gerçekleşti." "İnsanların körleşme arzusu hep hafife alınır. Var olduğunu bilmek istemiyorlarsa, ömürleri boyunca yanından geçip seni asla görmeyebilirler. " "Bilge birisi kendisini eylemlerinden ve sonuçlarından sorumlu görür; bilgelikten hiç nasiplenememiş insan ise kendini sadece niyetlerinden sorumlu sayar." "Tek düşmanınızın ölüm olduğunu kabul etmeye hazır mısınız?"
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,2bin okunma
Reklam
264 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Çin'i anlamak isteyen herkes bu kitabı okumalı. Açlık, sefalet, yoksulluk bir yana aile bağlarını ve "aile nedir" i o kadar derin sorgulamış ki etkilenmemek mümkün değil.
Kanını Satan Adam
Kanını Satan AdamYu Hua · Jaguar Kitap · 20182,404 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaptı. İnsan en yakınındakilere bile nasıl uzak olabileceği öyle yoğun öyle gerçekçi anlatılmış ki roman olduğuna inanmak imkansız. Değerlere ve ailesine bağlı herkesi aşırı duygulandırabilecek, enfes bir anlatı. Magda Szabo'yu bu kadar geç tanıdığıma pişman oldum...
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,452 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Koku Üzerine
" Koku" romanı alt metinde okuyucuya insanın varoluşu, ahlaki değer sistemi, kapitalizm, sınıf farklılıkları, insan haklarını gibi bir çok konuda mesaj veriyor. Baş karakterimiz (kahraman diyemeyiz o mendebur dahiye ) Grenouille doğduğunda o çığlığı atmasa nasıl kendi yaşamının "Tanrı"sı olabilirdi değil mi? Bir de anlatı süresince Grenouille'in hayatına girdiği kişiler; en başta annesi, deri tabaklama ustası Grimal, parfüm ustası Baldini ve sonrakilerin sırayla başına gelen musibetler -aman spoiler vermeyeyim diyorum- Grimal'in uğursuzluğunu adım adım yükseltiyor yazarın da en başta vaad ettiği gibi... 7 yıllık münzevi hayatından sonra hızlanan olayların sadece son 60 sayfada yer aldığını belirtelim zira kadınları öldürüp parfüm yapan seri katilin hikayesi demek bu kitaba büsbütün haksızlık olacaktır. Kitabı okurken betimlenen kokular sık sık burnunuza geliyor, ekşimik kokulu bebekler, bisküvi eritilmiş ballı süt kokusu, miskler, amberler, yaseminler, binbir türlü koku kısaca... Kitabı okurken yazarın bile karakterden ölesiye nefret ettiği izlenimi aldım ben. Bu kitabı yazarken özellikle ilham aldığı biri olmuştur mutlaka diyorsunuz. Ayrıca son bölümde dünyadaki adalet sistemini bir distopya üzerinden eleştirmiş gibiydi. Kendi kendini yiyip bitiren adaletsizlik fikrini çok sevdim çok...
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822bin okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazarların en az sevilen kitaplarını daha çok severim . Ayrıca ileriye dönük sinyallerin ilk kitapta gizli olduğunu düşünürüm. Çoğumuzun gençlikte yoğun olarak hissettiği ve ilerleyen yaşlarda dönüp baktığında başka şekillerde yorumladığı farklı duyguları olmuştur. Kitabı okurken yazarın kendi gençlik duygularına atıfta bulunduğunu hissettim. Tüm o metaforlar, hayal ve gerçeklik çizgisindeki gelgitler, kayıtsız bir (sözde ) boşvermişlik, ne yapacağını biliyormuş gibi görünmek ama içten içe tutunacak bir dal aramak, hayatı sorgulamaya başlamak, sevgi üzerine düşünceler... "Madenci" kesinlikle kolay bir okuma vaad etmiyor. Ama ilginç bir şekilde okuru kendine bağlıyor. Natsume Soseki modern Japon edebiyatının öncülerindenmiş ve ilk romanı Madenci genel tarzının çok dışındaymış. Haruki Murakami kitabın sonsözünde açıklıyor zaten. Soseki profesörken yazar olmak için istifa etmiş. Bu kitabın temelini oluşturan notlar almış ancak henüz bu konuda yazmak için girişimde bulunmamışken gazeteden gelen teklifle 2 ay gibi kısa bir sürede kitabı yazmak zorunda kalmış. Bolca psikolojik tasvirleri olan kitabın ilk 100 sayfasında madene geliş serüveni anlatılıyor(sadece 2 gün). Sonrası ise klostrofobisi olanları biraz zorlayacak tasvirlerle dolu. Kitapta çok olaylar, diyaloglar yok anlayacağınız. Ancak 100 yıl önce yazıldığına inanmak çok zor. O kadar güncel bir eser ki okuyunca hak verirsiniz. Aslında 19 yaşında kafası karışmış bir gencin içsel yolculuğu desek daha doğru olur. Normal kitaplardan sıkılıp farklı hikayeler okumak isteyenler mutlaka bir şans versin.
Madenci
MadenciNatsume Soseki · Jaguar Kitap · 20181,049 okunma
481 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Henüz kitabın yarısındayım. O yüzden 2. bir inceleme daha ekleyeceğim. Kitabın vermek istediği mesajı beğendim. Dili ve olayların akışı da güzel ancak tarihi bilgiler verilirken ana temadan çokça uzaklaşıyor bana göre. Livaneli kitaplarının dili sade ve akıcıdır zaten. Yakın tarih hakkında özet bilgiler gençler için çok faydalı olabilir. Özellikle lise ve üniversiteli gençler mutlaka okusun. Ama tarih ilgisi olanların zaten bildiği genel bilgiler var. Beni çok şaşırtan bir kitap olmadı. Birkaç yerde kurguda hata var gibiydi ama yazıldığı zaman belki bu durum normaldi diye düşündüm. (Detaylara çok takılmayın yani) Tüm bu detayları bir kenara koyarsak su gibi akıp giden bir kitap. Okuyucuyu yormuyor. Ağır okumalardan sonra kafa dinlemek için okunabilir. Ama siz siz olun beklentiniz arşa çıkarmayın(benim gibi ) Keyifli okumalar dilerim.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,7bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Okurken stresten tırnaklarımı kemirdim, uzun süredir okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi. İnsanın en büyük tutkusu bazen en büyük kabusu olabiliyormuş. Yakın zamanda okuduğum Tatar Çölü'nden esintiler içermesi ve zamanın akışı, ilişkiler, bağımlılıklar üzerine ilginç bir anlatım. Hele o kitabın sonunda ele alınan "Ümit" yok mu? İnsanın yüreğini nasıl da yakıp geçiyor...
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,099 okunma
Reklam
170 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Alıntılar
*Aptalca çıplak yaşamımızdan başka kaybedecek hiçbir şeyimiz olmadığını biliyorduk. Duşlardan su akmaya başlayınca, hem kendimizle, hem de birbirimizle dalga geçerek eğlenmeye çalıştık. Ne olursa olsun duşlardan gerçek su akıyordu! *Auschwitz'den Bavaria'daki bir kampa yaptığımız yolculuk sırasında sevk vagonunun küçük, telli penceresinden , günbatımında parlayan doruklarıyla Salzburg dağlarına bakarken birisi yüzlerimizi görseydi, bunların, bütün yaşam ve özgürlük umutlarını yitirmiş insanların yüzleri olduğuna kesinlikle inanmazdı. Bu etkene karşın ya da belki bu etkenden dolayı, onca zamandır özlediğimiz doğanın güzelliği bizi büyülemişti.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,5bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Zamanı Durdurmanın Yolları'nda bahsi geçen bir eserdi. Filmini izlemedim bilemiyorum ama kitabı beğendim. Tam bir film senaryosu gerçekten. Dikkat vererek okunmalı...
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221bin okunma