Okurken hep bir geç kalmışlık duygusu yaratan kitaplar var.
Bu kitap onlardan biri..
Esir Şehrin İnsanları, Kemal Tahir'le tanışma kitabı oldu benim için..
Kitabın edebi yönü tartışılmaz lezzette.
Ana kahraman; her açıdan çok iyi yetişmiş bir paşa çocuğu, bir asilzade, aydın, bir kaç dil bilen, aynı zamanda ülke şartlarından habersiz, kaygısız yaşayan bir mirasyedi Kâmil bey..
Maddi şartlar nedeniyle vatana geri dönüşüyle bambaşka bir evrene düşmüş gibi şaşkın, ailesiyle birlikte uyum zorluğu yaşıyor.
Dönüp geldiği şehir artık esir..
Kâmil bey, olgun, dürüst, çok güçlü bir karakter, zor şartlar altında aldığı kararlarla dik durabilmesi bunu kanıtlıyor..
Kitap, Kâmil bey ekseninde pek çok karakterle zenginleşiyor.
Dönemin insanlarını, ilişkilerini, ihanetlerini, dostluklarını Kemal Tahir'in derin gözlemci tahlilleriyle yaşamış gibi okuyoruz..
" Muharebede düşman karşıdadır, üniformalıdır..
Oysa esir bir şehirde dost kim, düşman kim, bilinmez!"
Yukarıdaki satırlar; savaşın sadece cephede değil, asıl cephe gerisinde ve asıl içimizdeki düşmanlara karşı verilen mücadelesini çok açık ifade ediyor..
Kemal Tahir eşsiz bir romancı, dil uzmanı ve gözlemci..
Hiç ara vermeden serinin ikinci kitabı Esir Şehrin Mahpusu'nu okumaya başlayacağım..
Lütfen bu kitabı okuyun ve okutun, geç kalmadan..
Herkese keyifli okumalar diliyorum..