🌸 Kitap sayısı: 249
• İletinin çok uzun olması sebebiyle pdf'leri tek tek değil, yazar klasörüyle paylaşarak güncelledim.
••• A •••
Abdurrahim Karakoç
• PDF: drive.google.com/drive/folders/1...
Osman Yüksel Serdengeçti der ki:
❝ Necip Fazıl öldü. Ölmeyebilseler peygamberler ölmez. Herkes şu beylik lâfı ediyor. Bıraktığı boşluğu kimse dolduramaz. Boşluk bırakmadı ki doldurulsun. Herşeyi doldurdu gitti. Kafaları doldurdu, gönülleri doldurdu ve yaşını doldurdu. Allah rahmet eyleye. ❞
Rahmetle, minnetle ve özlemle🌹
#25Mayıs1983 #NecipFazılKısakürek #ÜstadNecipFazılKısakürek #büyükdogu
Bir gün dalgın dalgın pencereden bakışını gördüğüm ümmi kadına sormuştum:
-Anneanne ne düşünüyorsun?
Cevap vermişti:
-Allahı düşünüyorum! Ne düşüneceğim?
Ciğerime kadar ürpermiş ve kendi kendime demiştim: -Keşke bizim ilmimiz, bunun ümmiliğinin ayak tozuna erişebilse... Paydos! Bu kadınların nesli kurutulmuştur!
(..)
Nâzım Hikmet'le de çalıştığımız ve biri ruhçu, öbürü maddeci; biri tebliğ, öbürü telkin şiri olarak karşılıklı iki zıt
kutbu temsil ettiğimiz bu devrede, Cumhuriyet gazetesinin Peyami Safa idaresindeki edebî sahifesinde toplanmış bulunuyoruz.
Sene 1928.. Benim șiir diyapazonumun herkesçe beğenilmek noktasından en dik irtifaları kaydettiği basamak.. Bütün eser mevcudum o zaman 64 yaprak ve 128 sahifeyi geçmezken, hakkımda yazılıp çizilenler bunun on mislini aşmakta. Yakup Kadri, Alp Dağlarından gönderdiği makalelerde beni ilk defa tarafindan keşfedilmiş bir dehâ diye belirtir.
Nurullah Ata (Ataç) benim gedikli meddahim geçinir; ismail Habib <Edebî Yeniliğimiz>de, bendeki his ve hayal yüksekliğine hiçbir şairin çıkmamış olduğunu kaydeder, Peyami Safa ile Mustafa Şekip de işi, dürüst fikir plânında incelemeye çalışır, ve daha ileride de Yașar Nabi, ismimi "bir mısraı bir millete șeref verecek şair" diye anarken..
Bunları niçin ortaya döküyorum, biliyor musunuz? bunları, bu teneke madalyaları?..
Ben, O Tepenin rüzgârını aldiktan ve Müslümanlığımı bayraklaştırdıktan sonra, bu insanlardan bir ikisi müstesna, hemen hepsi ve daha niceleri benden yüz çevirdi ve beni "sanatına kıyan geri adam" diye yaftaladı da ondan..
Necip Fazıl ilk şiirlerinden şöyle bahsediyor:
Güya tasavvufi bir hava tütüyor ilk şiirlerimden. Çilesini çekmeye henüz 12-13 yıl uzak olduğum dâvanın, bütün inceliklere uzak, fantazi plânında bir heveskârıyım. <Ben>i büsbütün ezmek ve süründürmek yerine tahta oturduğun farkında değilim.
Hayatım,başından beri muazzam bir şeyi bulmanın cereyanı içinde akıyordu. Şu veya bu miskin vesilenin hassasiyeti içinde birini arıyordum. BİRİNİ... O, kim mi? Allah'ın Sevgilisi... Sonsuzluk ikliminin batmayan güneşi ve ebedilik sarayının paslanmaz tacı... Tek dava O'nu bulmakta, bulduracak olanı bulmaktaydı. Binbir istikamette seke seke, sağa sola büküle büküle, renkten renge bulana bulana, hiçbir şeyden habersiz ve insandaki meccani emniyet ve bedahet saadeti karşısında şaşkın, hep o BİR etrafında helezonlar çizen bir hayat... Benim hayatım budur!