Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kitapçı bey

232 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Öncelikle incelememe kitabın yani Pinhan'ın kelime anlamıyla başlamak istiyorum, Pinhan gizli, saklı, gizlenmiş demek.. kulağa gizemli, heyecanlı geliyor değil mi? :) Üslup olarak basit cümleler içermeyen betimlemeleriyle söz sanatları ile okuyucuyu içine çeken bir dahaki sayfasını heyecanla çevirebileceğiniz bir kitap. Ayrıca kitapta birçok
Pinhan
PinhanElif Şafak · Doğan Kitap · 20184,246 okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Farklı bir roman. Kimine tekdüze, kimineyse farklı gelen bir roman Zorba. Roman kahramanının bakış açısına; bazen hayretler içinde kalıyor, bazense gülüp geçiyor insan. Roman kahramanı olan Zorba’nın yaşamı ön planda ele alınmasına rağmen, okurken insanı sıkmaması kitabın en güzel yanlarından biri bence. Bu durum Yazar’ın başarısını da gösteriyor elbette. Yazar’ın düşünürlerin sözlerinden alıntılar yapması, kitabı hem zenginleştiriyor, hem de okurun düşünmesini ve tekrar düşünmesini sağlıyor. Mutluluğun bile sorgulandığında idrak edildiğine dikkat çeken Yazar; insanın düştüğü bazı durumları kendine has üslubuyla nükteli bir şekilde ele almış ve bu durum da Yazar’ın kitabının merakla okunmasını sağlıyor. Yaşamdan çıkarımlar; endişe, kaygı, üzüntü gibi dert edindiğimiz birçok şeyi zihnimizden uzaklaştırıyor sanki. Öyle hissettim ben. Hayata, yaşamaya bakış açısını değiştirmese de, sorgulamayı sağlayacak, yaşama gerektiği kadar önem vermenin değerini ön planda hissettirebilecek özel ve güzellikte bir roman Zorba. Okurken düşünüp, sorgulayabileceğiniz bir çok konu buluyor, düşünüyor, düşünüyorsunuz. Keyifli okumalar dilerim herkese.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201416,1bin okunma
91 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
alto Nikolay Gogol’un arkadaşlarıyla sohbet ederken, arkadaşlarının anlatmış olduğu bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı bir hikayedir. Arkadaşlarını kahkahalarla güldüren konunun, onu düşünmeye sevk etmesi ve ilham vermesi sayesinde tamamlandığında Dostoyevski’ye “Rus Edebiyatı Gogol’un Paltosundan çıkmıştır” cümlesini kurduracak kadar da etkileyici bir hikaye Palto. Hikayenin etkileyici olmasının en büyük nedeninin hikayenin kahramanının sıradanlığı ve hislerin olduğu gibi ele alınışı olduğunu düşünüyorum. Birçok insanın ihtiyaç hissetmesi nedeniyle sahip olduğu bir paltonun bile; bedelinin uzun süren uğraşlar neticesinde karşılanması ve satın alınmasının ardından bir anda yok olması, okuyucuyu derinden etkiliyor. Temel ihtiyaçlardan biri olan ısınmak için ihtiyaç duyulan bir paltoya sahip olunabilmesi için nelerden vazgeçilmesi gerektiğiyle ilgili bölüm de etkileyici olan kısımlardan bir diğeri bence. Okunacak kitapların içerisine ilave ettiğimiz, hatta bazen eklemeyi unuttuğumuz birçok kitap oluyor. Benim için Palto bu kitaplardan biri. Kitapla ilgili birkaç inceleme okuyup, listeme almayı düşündüğüm halde almadığım bu kitabı, Yaşar Kemal’in Binbir Çiçekli Bahçe adlı kitabındaki kitapla ilgili bilgiler nedeniyle okumaya karar verdim ve kitabı bitirdiğimde “İyi ki okumuşum” dediğim Palto’yu herkese tavsiye ederim. Henüz okumadıysanız, ertelemeyin lütfen. Bu kitap ertelenmemeli. Keyifli okumalar dilerim.
Palto
PaltoNikolay Gogol · İnsan Kitap · 201737bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
258 günde okudu
Çocuk, baltanın her inişinde irkilip sıçrıyor, tiksiniyor, istemeden geri çekiliyor, ama bir türlü ayrılıp gidemiyordu oradan. İnsan bir kabus gördüğü zaman, bilinmeyen bir kuvvet korktuğu şeyden kaçıp uzaklaşmasına nasıl engel oluyorsa, o da öyle, olduğu yere çakılıp kalmıştı. Boynuzlu Maral Ana'nın camlaşan ve hep açık duran
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,5bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İlk olarak "Bilinmeyen bir kadının mektubu" ile başladım Zweıgın dunyasındaki anlara tanıklık etmeye, ve sevdim, anlatımını, yoğun ve derin hissiyatını... ilk sayfalarda kendımı zorladım okumak için biraz yordu benı, ilerleyemedim hiç ama 40 sayfa sonrası bir çırpıda aktı gitti. Aslında şaşırıyorum kitaplarını okurken, bir adam nasıl olurda kadınların psikolojilerinden bu kadar iyi anlayabılır ve onların ruh dünyalarını bu kadar iyi yansıtabilir. Kitapta çok güzel psikolojik betimlemeler yer alıyor, okurken hissederek bir sonraki cümlenin ne olacağını da düşünebiliyorsunuz. Sayın Mrs.C nin dilinden bir insna hayatında 24 saatin ne kadar değerli olduğu ve bu yirmi dört saate nelerin sığabileceği, ve hayatınızda ani ama önemli ve kritik kararlar aldırabileceği ifade edilmiş. Bir gün, yirmi dört saat dememek ve bu anlara sığdırılan duygu dolu anların da olabileceğine, ve insanın bu anlarda tüm duyguları yaşayabileceğinin en güzel örneği sergilenmiş. İnsan bir anda bir anın büyüsüne kapılarak hayatını riske atabilir, en doğru veya en yanlış kararını alabilir. Yadırgamamak gerek.... Cümle tekrarlarının olması insanı sıksada, okurken yinemi bu cümle deseniz de, okunmaya değer güzel bir psikoljik tahlil kitabı diyerek tavsiye ediyorum ?
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,1bin okunma
Reklam
138 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Doğu ve Batı arasında gelgitler yaşayan bir zihni konu eden bir romandır. Birbirine zıt iki yaşam tarzı arasında karar veremeyen bir genç kız, yaşının vermiş olduğu heyecanla kendi içinde iki yaşam arasında muhakeme yapıyor. Şu ana kadar alıştığı çevrede, tanıdığı insanlarla, bildiği hayat tarzında yaşamına devam edebilirdi. Ama arkadaşlarıyla zaman geçirirken, o zamana kadar duymamış olduğu bazı kelimeleri duyuyor, o ana kadar yaşamamış olduğu bir takım zevklerin farkına varıyordu. Büyümüş olduğunu hissettiren şeylerin, şu ana kadar alıştığı hayatta değil de, o hayata tamamen zıt olan bir başka hayatta var olduğunu hissediyordu sanki. Büyümenin içini dolduran şeyin, evlenip, çocuk sahibi olmak ve aynı ortamda yaşamına devam etmek mi, yoksa balolara gitmek, makyaj yapmak, tiyatroya, sinemaya gitmek mi olduğu konusunda kafasında soru işaretleri vardı ve sorgulamaları hiç tükenmiyordu. Aşk...Çocukluk hatıralarından ayrılamamanın masum isteği gibi hissettiği o duygu mu? Yoksa içinde bulunmayı arzuladığı, kendini masum bir genç kızdan çok, bakımlı bir kadın olduğunu hissettiği ve kendisi için yeni bir başlangıç olan yeniyi çağrıştıran o dünyada hissettiği mi? Kararı verebilmek için, her iki dünyada da vakit geçirmeliydi. Bu da çocukluk hislerinin efendisinden bazı şeyleri gizlemeyi gerektiriyordu. Zihnindeki zıtlıklarla mücadele eden bir genç kızın öyküsü olan bu kitabı herkese tavsiye ederim. Hevesle gerçek arzular arasında kalan ve bocalayan bir insanın, bir hayat öyküsünden etkilenerek, hayati tercihini yaptığı bu kitabı ben severek okudum. Keyifli okumalar dilerim.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,7bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı? Dünyanın en çok okunan yazarlarından Cengiz Aytmatov, Toprak Ana eserinde 2. Dünya Savaşı’nda insanların mücadelesini, savaşın yıkıcı etkilerini anlatırken bir yandan toprak ve insan ilişkisini, insanın mutlu olmak için çok şeye ihtiyacı olmadığını Kırgız halk kültürünü de en iyi şekilde harmanlayarak anlatıyor. Kendi çocukluk yılları da savaşla geçmiş ve babası öldürüldükten sonra annesi çalışmak zorunda olduğu için babaannesi büyütmüş. Eserinde bu yaşadıklarının da yansımalarını görüyoruz. Çok etkileyici ve sürükleyiciydi. Tolgonay karakteri ile eski toprak kadın imgesi çok iyidi, neler yaşadı neler. Peki soruyorum size “İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?”
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,6bin okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
''Sergüzeşt''daha çocuk yaşta köle ticaretinin kurbanı olmuş,adı bile sahipleri tarafından kendisine verilmiş,çaresizlerin çaresizi bir kızın hikayesi.Dilber sığınacak kimsesi olmayan,sahipleri tarafından dayaklara maruz kalan ve bunun yanında manevi işkencelerin de yapıldığı(aşağılanma,azarlanma,hakaret)gün yüzü görmeyen ,en taş kalplilerin bile yüreğini sızlatacak bir hayat öyküsüne konu olmuş bir baş karakter.Asil delikanlı ile Dilber arasında gelişen aşk hikayesi iz bırakacak cümlelerle duygularımızı okşuyor..Köle tacirlerinin acımasız pazarlıklarını ve esirlerin çektikleri acıları göstermek için yazılan romanın gerçekten o dönem için gerekli değil bence zorunlulukmuş.Edebi anlamda da çok doyurucu ve okunabilirliği diğer klasik eserlere göre bir tık üstte diyebilirim.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201646,1bin okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Şer saati... Marquez'in güzel kitaplarından...Her şey adı bilinmeyen, yağmuru çok, fırtınası bol, kışı sert, denize veya koca bir göle kıyısı olan(hatırlamıyorum, marquez de belirtmemiş olabilir) küçük bir kasabada geçiyor. 188 sayfalık bir kitap ve bu niceliğe ağır gelecek kadar da karakter var...kitap,ülkede büyük bir çalkantının,zulmün, gerilla
Şer Saati
Şer SaatiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2020993 okunma
314 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kendini Tanı ! Delphi Tapınağının girişinde yazarmış bu cümle. Sokrates de ağzından hiç düşürmezmiş. Montaigne'in Denemeler'ini okurken de sık sık bu sözü hatırladım : kendini tanı. Montaigne hiçbir zaman "bunu şöyle yapın." diyen biri değil. Kendini de bir yol gösterici olarak tanımlamıyor zaten. Belki de onu çağdaşlarından ve binlerce benzerinden ayıran en büyük özellik bu. Ne kendini yüceltmek, ne de aşağılamak kaygısıyla yazıyor denemeleri. Sadece ve sadece kendinden sonrakilere şunu öğretmek için yazıyor : Kendini tanı.
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,8bin okunma
Reklam
704 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
prens mışkin... dünya edebiyatının en iyi yürekli karakteri. süper kahraman desen, değil. özel güçleri yok ki kahraman olsun, ne değneği var elinde, ne asası. zaten kime yardım edebilmiş hayatı boyunca, çocuklardan ve veremli bir genç kızdan başka? peygamber desen, o da değil. insanları arkasından sürüklemeye yetmiyor iyiliği, saflığı. ''prens, ne kadar iyi birisiniz, sizi çok sevdik deniliyor'' yüzüne karşı. arkasından da, ''ya budala ya da parasız olduğu için insanların suyuna giden bi dilenci.'' yani sözün özü, kimse anlayamıyor prensi. tümüyle iyi bir insan olmak, masum olmak; budalalık olarak görülüyor, ikiyüzlü, sahtekar bir dünyada. Dostoyevski'nin çok katmanlı karakterleri, yazarın insan psikolojisinin derinine inmesiyle, insan manzarasına dönüşüyor, bütün zayıflıklar ve sahtelikler su yüzüne çıkıyor. işte bu yüzden seviyoruz roman okumayı, bu yüzden Dostoyevski'nin yeri apayrı. gerçekleri okumayı seviyoruz.
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Timaş Yayınları · 025,1bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Varoluşculuk akımının en önemli temsilcilerinden Camus'un çağımızın en önemli konularından biri olan İntiharı ve varoluşumuzun anlamsızlığını anlattığı yer yer kendinden önce gelen filozofların felsefelerinden örnekler alarak anlattığı felsefi görüşlerini aktardığı eserdir. Çevirmenin ve yayının kalitesinden ötürü teknik bakımdan hiçbir sorun yaşanmadan Camus'la varoluşumuz hakkında sohbet edebileceğiniz bir kitap gibi hissettiriyor. Kitabın tek olumsuz yönü ( Aslında aktarılmak istenen düşünce bu olsa bile) fazla melankolik ve depresyon altındaki bireylere varoluşlarını sorgulatıp kişiyi intiharın mantıklılığı hakkında ikna etme olasılığı...
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20158,4bin okunma
520 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir kelebek dokunuşu nasıl oluyordu da tüm bir hayatın yönünü, amacını, beklentisini bir anda değiştirebiliyordu. Sadece bir göz göze geliş, ufak bir duygusal temas, ne olduğunun​ ve ne olmak istediğinin farkına varmak için nasıl da bu kadar etkili olabiliyordu. Fakat iki yüzlü dünyanın söyleyeceği son bir sözü daha vardı Martin Eden'e! Kutsal ve erişilmez saydığı sevgiliye an ve an yaklaşırken ancak bu kadar uzaklaşabilirdi ondan; hayal kırıklığı. İnsanlarla arasına kilometrelerce uzunluğunda kitap girmişti ve kimseye ait olamamanın verdiği melankoli onun yaşama sevincini katletmekle meşguldü​. Müthiş bir başarı ve başarısızlık hikayesi aslında. Kazanırken kaybetmek! Çok iyi kitap ve üzerine konuşulması gereken bir hayli konuyu da içinde barındırıyor. Okurken oldukça zevk duyduğum bir roman oldu, fırsatını bulan herkesin okumasını isterim.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,4bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zweig şöyle arada alıp okuyunca müthiş keyif alabileceğiniz birbirinden değerli eserleri var. İsmi gerçekten çok dikkatimi çekmişti. Aldım hemen bir iki saat içinde okudum. Rahel Tanrı'yla hesaplaşıyor? Bakalım nasıl hesaplaşma diyerek elime aldım. Vurguları, üzerinde düşündürdüğü hususlar gerçekten çok güzel. Az, öz ve derin içeriğe sahip. Üç hikayeden oluşuyor eser. Biraz Zweig okuyanlar bilir onun anlatımının dışında bir anlatım ama yine güzel ve yine etkileyici. Genel olarak zaten eserleri incecik ama bu incelikli bir esere günlerce üzerinde düşünülecek konuları nasıl sığdırıyor insanı asıl şaşırtan şey bu. Ve bu şey Stefan Zweig'i Zweig yapan şey. Sorgulamak gerek, bazen bazı şeyleri tamamen sindirebilmek için konuşmak gerek. Rahel de bu şekilde bir hesaplaşma yaşıyor kendince, sorguluyor... Okuyun emin olun yine pişman olmayacaksınız.
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı’yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zweig'in kendine has, psikolojik tahlillerle dolu öykülerinin derlenmesiyle oluşan kitap, öykülerden biri olan Ay Işığı Sokağı'nın ismini almış. Birkaç öyküyü Zweig'in farkli kitaplarında da okumustum, hepsinden tek tek bahsetmeyeceğim. Gene yıkımlarla ve intiharlarla karşılaşıyoruz, Nazi zulmünün ve Avrupa'daki savaşların yazar üstündeki etkisini fazlasiyla görüyoruz. Güzeldi, okunabilir...
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,4bin okunma
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.