Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Merhabalaar, üzülerek söylüyorum ki bugün size Wattpad kitaplarını aratmayacak bir kitap yorumu ile geldim. Tanpınar'ın da dediği gibi "Türk edebiyatı bir medeniyet krizinden doğar." Sözünden esinlenerek. Kültürel krizler edebiyat alanında yepyeni kuşakların ve edebî eserlerin doğmasına da neden olur. Araştırmacılar tarafından
3391 Kilometre
3391 KilometreBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201817,4bin okunma
168 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
"Neden böyle olur bu insanlar? Sen ona iyilik edersin, o sana kötülük." s.71 -------------------------------------------- Cengiz Aytmotov'un Beyaz Gemi ile 9. sınıfta Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimin bana hediye etmesiyle tanışmıştım. Kitabın hızlı olmayan olay akışı, betimlemeler hoşuma gitmiş olsa da devamlılığı konusunda zorlanmış ve yarım bırakmıştım. Şimdi yeniden yıllanmış bir kitap olarak elime aldım ve okumaya başladım. Küçük öksüz ve saf bir çocuk ile kendisine arkadaş gibi olan dedesinin iyiliklerini, inandıkları efsanelere kötülüğe karşı olayların dışında kalan konusuyla karşımıza çıkıyor. Kitabı okurken çocuğun hayatında eksik kalan sevgiye muhtaç olduğunu ve sıcacık bir aile ortamına ihtiyaç duyduğunu hissedebiliyoruz. Olay akışında haksızlık edenlerin kendini bir şekilde kanımıza dokunsa da severek okuduğum bir kitap oldu. ---------------------------------- "İnsanın kaderinde ne varsa o olur." s.38 "Onu öyle seviyorum ki ağlamak geliyor içimden." s.44 "O, insanlara küşmüştü çok gücenmişti onlara." s.67 "Neden böyle olur bu insanlar? Sen ona iyilik edersin, o sana kötülük." s.71 "Her şeyi bırakır kafamı alır giderim!" s.74 "İnsanlar üç kuruş için birbirini boğazlar. s.75 "Her şeyin ters gittiği, her şeyin kötü olduğu bu dünya batsındı." s.77
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,4bin okunma
Reklam
504 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
96 günde okudu
Merhabalar bugün size Halit Ziya Uşaklıgil'in eseri olan Aşk-ı Memnu ile geldim. Eserimizde parçanlanmış bir aile yapısını, amcasını aldatan bir yeğeni, yasaklanmış bir aşkı ve kocasını aldatan bir kadını görüyoruz. Hatta daha da ileri giderek Bihter'in Behlül'ü baştan çıkardığını iddia ediyorlar. Hâlbuki eserin konusu toplumun kadına olan bakışını çok iyi şekilde bizlere aktarıyor. Gelin şu olaya daha da yakından bakalım; Orta yaşlarında olan bir beyefendi, kendi kızından yalnızca birkaç yaş büyük bir kızla evleniyor. Öyle bir zamanlama ki hem kızın babasının ölümünden hemen sonra hemde annesinin babasına olan ihanetinden suçlarken... Bu tesadüf biraz fazla olmamış mı? Adnan Bey kızı yaşında bir kıza göz koymanın bedelini ödedi, kızın baba figürüne en çok ihtiyaç duyduğu anda ondan faydalandı. Ama insanlar bu durumu göz ardı etti Bihter'i suçladı. Bihter Behlül'den uzun süre kaçtı hatta karşı koymaya çalıştı fakat Behlül bir şekilde üstüne gitti. Bihter için dedikleri ki ayartmak içindi ama Bihter geri dursada aynını söyleyeceklerdi nitekim öyle de oldu. Bihter için Adnan Bey'le evlenmekten başka çare yoktu. Yeni ölmüş babası ve bunun suçunu annesinde bulması, sızlanmaktan başka bişey yapmayan biriyle yaşamaktansa evden kaçmayı tercih etti. Adnan'la evlenmek çıkış yolu oldu. --------------------------------------------------
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı Memnu
Halid Ziya Uşaklıgil
Halid Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Kırmızı Kedi · 202017,9bin okunma
115 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İncelemeye "Hayat kitapla güzel" (Kutlu, 2012: 64) alıntısıyla başlamak istiyorum. Hikayemiz, 2000 yılında Mustafa Kutlu tarafından kaleme alınmış olup 2012 yılında da sinemaya uyarlanmış bir eserdir. Hikâyenin içeriğine geçecek olacak olursak eserimiz; Bulgaristan göçmeni Ali Bey ve Münire Hanım'ın tanışma öyküsü ile birlikte kaçmalarını ele alarak hikâyemiz başlar. Biz bu hikayeyi oğulları vasıtasıyla dinlemekteyiz. Eser akıcı ve sade bir üslup ile yazılmış. Konusu ve dili bakımından halktan biri gibi içine alıyor. Hikâyenin konusunda aşk ,özlem ve mutluluk hepsi bir arada işlenmiş birbirlerine olan kuvvetli sevgilerini de sayfaların her birine ince ince işlenmiş şekilde, bir sonraki sayfada acaba neler olacak diye merakla okuduğum kısacık bir hikâye oldu. Filmi de kesinlikle izlenmeli. *************************** "Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır." "Dünyada ne adamlar var, yüzü insan, içi odun." "İnsan kendini beğenmese götürüp denize atar." "Hayat kitapla güzel."
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Uzun Hikâye
Uzun Hikâye
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,3bin okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Yazardan okuduğum ilk kitap ve çok beğendim. Son derece akıcı bir dille yazılmış ve kurgusu güzeldi. Bir günde bitirebileceğiniz bir kitap. Bugün okurum yarın okurum diye ertelemiştim fakat bitirdikten sonra keşke öncesinde okusaydım dedim. Katil bu olabilir derken farklı ayrıntılar ve bilgiler sizi başka bir kişi üzerinde yoğunlaşmanıza neden oluyor. İsminden de belli olduğu üzere bir cinayeti konu edinmekte. Bir dedektif olan Hercule Poirot cinayeti araştırmaya başlar. Yolculara sorduğu sorular ve yöntemleri sayesinde katilin kim olduğu konusunda kesin yargılar bulmaya çalışır. Çok dikkatli hareket etmekte ve bu sayede tüm bilmeceyi çözmeyi başarmış ve katilin kim olduğunu bulmuştur. "Dünyada kötülükten fazla şey yok." "İnsanın gerçeklerden kaçması da olanaksız." "Ben sadakate, insanın dostlarına, ailesine ve kendi sınıfına sadık olması gerektiğine inanırım."
Doğu Ekspresinde Cinayet
Doğu Ekspresinde CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201925,8bin okunma
288 syf.
4/10 puan verdi
·
10 günde okudu
İsminden de belli olduğu gibi kitap Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektupları konu edinmektedir. Franz Kafka, Prag’da gazeteci Milena Jesenská’yla tanışmasıyla aralarında bir iletişim oluşmaya başlar. Bu iletişim 3 yıl boyunca mektuplarla gerçekleşmektedir. İmkansız bir aşk yaşıyordur çünkü Milena evli bir kadındır ve kocasından ayrılamamaktır. Mektuplaşma 1920 yılında başlar ve Franz Kafka'nın ölümden kısa bir süre öncesine kadar devam eder. Kitabı okurken ne yazık ki çok fazla sıkıldım. Kitabı yarıda bırakmamak için çok çaba sarf ettim ve nihayet bitirebildim. Kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap değil. Kitapta sadece Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplar yer almakta ve bu yüzden olayı anlamak zorlaşıyor. Kitabın son kısmında Milena'nın Franz Kafka'nın arkadaşı olan Max Brod'a yazdığı birkaç mektup bulunmakta ve bu sayede Milena'nın Franz Kafka hakkında ne düşündüğünü az çok anlamamıza yardımcı olmaktadır. Okumak isteyenlere sabırlı okumalar. "Mektubun da dikenleri var, bana batıyor, ama onları yöneten sensin, senden gelen bir şeye katlanmak zor olabilir mi?" "Yanımda yürüyordun Milena, bir düşünsene, yanımda yürüyordun." "Neden senin odandaki mutlu dolap değilim, sen koltukta otururken ya da çalışma masandayken ya da uzanmış uyurken gözlerini dikip seni seyreden dolap değilim?"
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Yapı Kredi Yayınları · 202254,7bin okunma
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wofgang Von Goethe tarafından 1774 yılında yazılmış olan ve yayımlandığı dönemde birçok genci intihara sürükleyen, bir günlük ya da anı türünde yazılmış olan eser büyük bir ilgi görmüştür. Werther Albert'in nişanlısı olan Lotte'yi gördüğü andan itibaren yaşam sebebi ilan etmiş ve onsuz her dakikası ızdırap olmuştur. Werther duygularını en dipte yaşayan, karamsar biridir. Gerek dili gerekse hissettikleri açısından aşk acısı çektiğini söyleyebilir. Konu itibariyle bir bütünlük sağlanamamış, bende her sayfada farklı konudan bahsediyor gibi bir algı oluşturdu, fakat çoğu zaman aynı hisleri paylaştığımı söyleyebilirim. ------------------------------- "Zavallı kalbime hasta bir çocuk gibi bakıyorum hep onu memnun etmeye çabalıyorum." "Dünya umurumda değil." "İnsanların birbirine yaptığı zulümden daha fazla kızdığım başka bir şey yok." "Çevremizdekilerin neşesini paylaşıp, onlara neşe katmayacaksak, onlardan uzak durmalıyız!" "İnsanlar bu dünyada birbirlerini ne kadar nadir anlıyorlar!" "Tek bir an bile mutlu değilim." "İnsanların varlığının pek fazla değeri yok."
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · İndigo Yayınları · 2017121bin okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Acımak
Acımak
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin eserlerinde kahramanları özelinde; Anadolu insanın tüm yönleriyle verebilen bir yazarımızdır. Osmanlı'nın son dönemlerinde, Cumhuriyet'le birlikte değişen sosyal yapıyı desteklemiş, bunu yer yer eserlerine de yansıtmıştır. Romanın esas kahramanı Zehra öğretmendir. Atandığı köyde pek sevilen ve saygıyla anılan birdir. Zehra'nın babasının hastalanması üzerine tepkisiz kalması ve babasını yok sayışı çevresi tarafından hoş karşılanmamıştır. Babasının vefatında yanında olamayan Zehra , babasından kalan defter sayesinde babasının çekmiş olduğu sıkıntılarla yüzleşmiştir. Eserimizin teması "Acımak" olan kendi isminden almıştır. İnsanın duygusal yönüne işaret eden bir sembol niteliğindedir. Bu açıdan bakıldığında "Acımak" yaşamlarında duyguları ile mantıkları arasında bir denge kuramayan insanların romanıdır. Acımak dil ve üslup bakımından İnci Enginün'ün de söylediği gibi; "temiz dili, hafif ironisi, eserlerinin hepsini saran sevgi ve müsamaha dolu bakış tarzıdır."
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,4bin okunma
140 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Dostoyevski'nin 'Yeraltından Notlar' kitabı olan modernizmin çeşitli derinliklerinden olan varoluşçuluğun ilk romanı olarak edebiyat dünyasında ve felsefe literatürde yerini almıştır. Bu roman, adı kitap boyunca hiç anılmamış olan kırk yaşındaki bir adamın aktarıyor olduğu, memur olarak çalıştığı zamanlarda
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,4bin okunma
208 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabımız, psikolog olan yazarımız Zeynep Sevili'nin kendi başından geçen bir sorunu anlatması ile başlıyor. Psikolog bile olsa insanın bazen sorunlarıyla başa çıkmakta ne denli zorlandığını, sorunlarla başa çıkarken duygularımızı olduğu gibi yaşamak gerektiğini, saklanan, gizlenen duyguların ne denli zarar verdiğini anlatıyor. Mutlu olduğumuz anları doyasıya kadar yaşamak istediğimiz gibi mutsuzluğumuzu da yaşayarak atlatmaya izin vermemiz gerekiyor. Bizi inciten duyguları baskılayarak sadece ertelemiş olduğumuzu sade diliyle ve örnekleriyle aktarıyor. Yazarımız anlatmak istediği konuyu kendi hayatını sorgulayarak, örneklerle vermiştir. --------------------- Bilmiyorum... Yalnızca artık kurtulmak istiyorum şu mutsuzluktan! Bizler, bizi hedef odaklı olmaya yönlendiren bir dönemde yaşıyoruz. Gitmenin varmakla bir ilgisi yok. Dilerim hayat bize adil davranmağında, biz kendimize adil davranırız. Bazen çok sevdiğiniz birinden bile nefret edebiliyorsunuz. Hayatın bana dağıttığı kartlardan hiç memnun değildim.
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili DüşünmeZeynep Selvili Çarmıklı · İnkılâb Yayınları · 20189,4bin okunma
Reklam
56 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Palto
Palto
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
Merhaba, bugün bana hediye edilen çok kısacık bir eserin incelemesi ile geldim. Nikolay Gogol'un eseri olan "Palto" kitabın başkişisi Akakiy Akakiyeviç'in memurluk hayatından ve eskiyen paltosunu konu alır. Yazarımız Gogol'unda bir zamanlar memur olması ve bürokrasi içinde yer almasıyla aslında gözlemlediklerini eşleştirel bir bakış açısıyla da dile getirmiştir. Akakiy Akakiyeviç memur olmasına rağmen kendine yeni bir palto alamaz, yırtık yerlerini yama yaptırmak istemesiyle kitabın olay örgüsü oluşur. Gogol ana karakterin ruh halleri ve iç dünyasını, düşüncelerini bize edebi bir dille aktarmıştır. Fyodor Dostoyevski'nin de; "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." demesi boşuna değildir. Zira buradaki bahsedilen Palto'nun bir tek palto değil, Gogol'un hicivli, kıvrak üslubuyla kenetlenmiş gerçekte kısa fakat yoğun anlatımlı, toplumsal, ahlâkî değerlerin anlatıldığı bir eserden bahsediyoruz. ----------------------------------------- "Zaten bir insanın ruhuna girmek ve düşündüğü her şeyi öğrenmek olanaksızdır." (s.34) "Acımak ona yabancı bir duygu değildi." (s.52)
Palto
PaltoNikolay Gogol · Can Yayınları · 202037bin okunma
60 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
José Saramago
José Saramago
1998 Nobel Edebiyat Ödüllü eserimiz sarayın dilek kapısından dilek dilemeye gitmesiyle başlıyor. Halkına her dileğini veren Kralımız bilinmeyen adaya gitmek isteyen ve bunun için tekne dileyen adamım dileği karşısında şaşırır. Adamın istediğini yerine getirmek için tekneyi ayarlar. Adam bilinmeyen ada için yola çıkar. Saraydaki dilek kapısında çalışan kadın adamı takip eder arkasından gider. Eserin sayfa aralarında bazı sanatsal resimler var bu resimlerin bile bir anlamı olduğunu düşünüyorum öyle ki kitabın isminin "Bilinmeyen Adanın Öyküsü" olması bir çelişkidir. Eserin karakterinin bir adadan ziyade kendilerinin arayışında olduğunu düşünmek mümkün. ------------------------- ".. işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikâye, diye homurdanıp dururuz." (s.23) "Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir." (s.26) "Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin." (s.36)
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,2bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Küçük Prens
Küçük Prens
Antoine de Saint-Exupéry
Antoine de Saint-Exupéry
Kitabı daha açar açmaz editörün "Yaşın kaç bilmiyorum ama emin ol, bu kitabı 7'den 77'ye herkes okuyabilir." sözüyle karşı karşıya kaldım. Daha öncede okuduğum ve beni her seferinde farklı bir ayrıntısında, farklı dünyalara sürükleyen bir kitaptır. "Küçük Prens" büyüklerin dünyayı anlamsızlaştırmasına, yaşanmaz hale gelmesiyle, içindeki çocuğa ses vermesine değinir. Çocuk kitabı kategorisinde yer almasına rağmen aslında bir yetişkin kitabıdır. Yetişkinlerin kendilerini fark etmesine sebebiyet vermek ister. Kitabın içeriğinde yer alan resimlerin hayal ürünü olması dikkat çeker. Kitabın her yaşa farklı anlamlar çıkartmasına vesile olması, farklı bir pencereden bakmasına yol açar. ----------------- "Şu büyüklere her şeyi açıklama yapmak gerekiyor." s.6 "Büyükler kendi başlarına hiçbir şeyi anlayamıyor, çocuklar içinse onlara bir şeyleri açıklamak çok yorucuydu." s.7 "Belki de artık biraz yetişkinlere benziyorum. Yaşlanıyorum." s.19 "Lütfen beni affet. Mutlu olmaya çalış." s.39 "Kendini yargılamak diğer insanları yargılamaktan çok daha zordur." s.44 "Şu büyükler gerçekten de çok tuhaflar." s.47 "Hayatta tek istediğim şey uyumak." s.57
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,1bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro De Vasconcelos'un en bilindik kitabı Şeker Portakalı ile Zezé'nin derinliklerine iniyoruz. Zezé yaramaz bir o kadar da akıllı bir çocuktur. Zezé ile içimizde kalamayan hani herkesin ruhuna dokunan duyguların dışarıya taşmasını anlatıyor. Her duyguyu yaşıyoruz en çok da acıyı. Bence herkesin kendine özgü içsel
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,3bin okunma
100 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin Anıları
Gustave Flaubert
Gustave Flaubert
"Bir Delinin Anıları" Flaubert'in 17 yaşında bir aşk mecrası üzerine yazmış olduğu bir eserdir. 17 yaşında yazmış olmasından dolayı önyargıya kapılmayın zira hangimiz o yaşlarda böyle bir kitap yazmaya cesaret edebildik ki ? Küçük yaşlarda yazmış olduğundan kaynaklı duygu ve düşüncelerinin tam oturmamış olduğunu kendi içinde dahi bir çelişki yaşadığını söyleyebilirim. Eserin 1838 yıllarında yazılmış olmasına rağmen belli başlı düşüncelerimizin aynı olması, insanların her devirde benzer düşüncelerin içerisinde olduğunu kanıtlamış oldu. Kitabın konusu ailesi ve sosyal çevresi tarafından soyutlanmış bir çocuğun, insanların bu davranışlarından nefret duyarak daha da içe kapanıp kendine yeni bir dünya oluşturarak kendi soyutlanmış dünyasına bizi de sürüklemesini anlatıyor. ____________________________ "Ben de böyleydim işte, hayalperest, gamsız, başına buyruk, alaycı, kendi yazgısını kendi çizen, aşkla dolu bir yaşama sığacak bütün şiirlerin hayalini kuran ve anılarında yaşayan bir çocuk." s.8 "Kaçamıyordum üzüntüye ve umutsuzluğa teslim olmaktan, varlığımı tüketen gücümü, bana utanç veren bu zayıflığımı her zerremde hissediyordum." s.15 "Ruhumu içten içe kemiren, doyumsuz bir boşluk hissediyordum içimde." s.15 "Yirmi yaşına vardığımda, mecradan maceraya atılmış, şan şöhrete doymuş bir delikanlı olacağımı düşünüyordum." s.20
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin AnılarıGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 20222,114 okunma
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.