Aşkta minnet ve memnun etme arzusu, çoğu kez umudun ve menfaatin öngördüğünden fazlasını vermemize yol açar.
.
Saatler sohbetle sarmalandığında, artık onları ölçmek hatta görmek mümkün değildir, kaybolup giderler sonra birdenbire, çevik, yok edilivermiş zaman, onu elimizden kaçırdığımız noktanın çok uzağında, tekrar karşımıza çıkıverir.
.
.
Eveet geldik Kayıp Zamanın İzinde serisinin üçüncü kitabına.Çok güzellemeler yapamayacağım bir okuma serüveniydi. Beğendiğim yerler oldu mu evet tabiki oldu. Özellikle babaannesine dair duygularının açığa çıktığı satırlar ya da ismini çokça duyacağımız arkadaşı Saint Loup’un yanına gittiğinde bir süs eşyasına dalıp okuyucuyla paylaştığı içsel sorgulamaları alıp götürdü sayfalar arasında. Ancak ilerleyen hikayelerde her birinin bir olayla bağlantılı olduğunu düşündüğüm kontları, dükleri, düşesleri, prensleri, prensesleri tanıtmak için küçük burjuvamız Marcel o kadar çok o davet senin bu davet benim gezdi ki her yeni isimde beynimden dumanlar çıkmaya başladı diyebilirim tabiri caizse. Yeni deneyimler peşinde koşan Marcelin Guarmentes takıntısı öncülüğünde varoluşsal sancılarına tanıklık ettik. İlk iki kitaba göre görece zordu. Proust yolculuğuna devam 
Guermantes Tarafı 
Marcel Proust
Tahmin ettiğimden daha çok keyif aldım. Sadecik, kısacık cümlelerle anlamlı, derin hisler yaratan bir bütün oluşturmuş. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve anlatımı genel anlamda böyleyse kesinlikle devamını getireceğim.
Yaşamın Ucuna Yolculuk 
Tezer Özlü
