İyileştiren Alışkanlıklar, yavaşça, sindirerek, bazı bölümleri tekrar tekrar okuduğum, pasajların altını çizdiğim, içselleştirdiğim bir kitap. Kitabı okurken o kadar çok not aldım ki tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum. Kitabının konusunu ve bu konunun bizim için önemini anlatmak için kitaptan bir alıntıyla
"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi. Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, "kalbini yok etmişin haline bakın, hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç" diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar."
İnternet aşkları patladı gitti. Çünkü kolay, pratik maliyetsiz ve basit. Mesela oturduğun yerden iltifatlar yuvarlayabilirsin. Konuyu istediğin yere getirebilirsin. En güzel ve makyajlı fotoğrafı profil fotoğrafı yapabilirsin. Boyun mu kısa? O da basit, boyunu göstermemek için sadece boyun üstü fotoğraflarını gösterebilirsin. Mesleğine “ üst düzey yönetici yazar, "ben kalınım oğlum" görüntüsü verebilirsin. Birine bakıp çıktığın mekânda ordaymış gibi check-in yapar, mağazada, ya da benzeri yerlerde denediğin kıyafeti, elektronik cihazı da almışsın gibi pozlar verebilirsin.
Sürekli keşfedilmeyi bekleyen Hint kumaşıymış gibi anlatabilirsin mesela kendini.
Eski ilişkilerin soruldu mu çekinmeden hemen onları suçlar, Hiç hatan yokmuş gibi anlatabilirsin.
Hatta, tek suçum çok değer vermekti diyecek kadar da egolu olur. Ben suçun bile asilini işlerim diyebilirsin. Baklavalı karnını, trafikte arabanı, çok arkadaşın varmış gibi ortamını, çok yoğun çalışıyormuşsun gibi havanı hiç eksik etmeyebilirsin. Sürekli çok değer vermekten ve çok sevmekten zarar görmüş mağdur edebiyatı da yapabilirsin. Her konuda “ben farklıyım” görüntüsü de çizebilirsin. Hatta bir de güvensizlikten bahseder, toplumun bozulduğundan yakınabilirsin. Daha ne olsun? Oh, mis. :D
Siz Hangi Ağaçsınız?
23 Aralık - 1 Ocak - Elma ağacı
1 Ocak - 11 Ocak - Köknar ağacı
12 Ocak - 24 Ocak - Karaağaç
25 Ocak - 3 Şubat - Selvi ağacı
4 Şubat - 8 Şubat - Kavak ağacı
9 Şubat - 18 Şubat - Sedir ağacı
19 Şubat - 28 Şubat - Çam ağacı
1 Mart - 10 Mart - Söğüt ağacı
11 Mart - 20 Mart - Ihlamur ağacı
21 Mart - Meşe ağacı
"Teolojik Çözümleme"
Suç ve Ceza’nın -gerek muhtevası gerekse illeti bakımından- psikolojik çözümlemelerden vücuda geldiği düşünülür. Bizce bu, sadece bir yakıştırmadır ve acele verilmiş bir hükümdür. Üstelik sığ bir kanaatten husule gelmiş basit bir düşüncedir de. Zira eser -felsefi bir problemi kaynak alması hasebiyle (bizce)-
Dünya edebiyatının en iyi eserlerinden olduğu varsayılan Suç ve Ceza’yı anlamak için Raskolnikov'un eylemlerini ve düşünsel formunu sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.
# YÜZLERCE İYİLİK ELDE ETMEK İÇİN BİR KÖTÜLÜK YAPILABİLİR Mİ?
Raskolnikov'un maddi durumu oldukça kötüdür. Üniversite öğrencisi olan Raskolnikov, roman boyunca
“Davranış değişikliği süreci her zaman farkındalıkla başlar. Alışkanlıklarınızı değiştirmeden önce onların farkında olmalısınız” (s.71).
Bugüne kadar kaçımız yaşamımızı sahip olduğumuz alışkanlıkların yönlendirdiğinin farkındadır? Hâlbuki yeme alışkanlıklarımızdan uyuma, spor yapma, televizyon izleme, sosyal medyada vakit geçirme, kitap okuma,
Kız çocuklarınızı 6 7 yaşlarındaki erkek çocuklarından ötürü okula gönderemiyorsanız oturun erkek çocuklarınızı ve bizzat kirli olan bu pis zihniyetinizi eğitin. Gelin size "Heterojen Sınıf"tan bahsedeyim. Her şeyi eğitim ve psikoloji temelinde anlatacağım, lütfen bunları dikkate alarak yorum yapın.
İlkokul 2.sınıfa giden öğrencilerden