Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
456 syf.
7/10 puan verdi
Kitap heyecan verici ama çabuk sıkılan biri iseniz bir süre sonra bırakabilrisiniz.Çünkü yazar çok detaylı anlatıyor herşeyi. Örneğin dağcılık ile ilgili anlattıklarını okuduktan sonra bir dağcıdan tek farkınız pratik yapmamış olmanız olur.Hatta yazar orjinal kitapta insan öldürmenin yollarını anlatmış ama çevirmen çevirmemiş. Bunuda belirtmiş.Ayrıca roman kahramanı da çok karizmatik. Anti amerikan propagandası cabası.Ayrıca japon kültürüne de doyuyorsunuz.
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20228bin okunma
"Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur. Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek."
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
Bazı kitaplar okundukça anlaşılır ama bu kitapta pratik yaparak anlıyorsunuz. İçindeki uygulamalarla Türkçe'nin nasıl bir deniz olduğunu anlayabiliyorsunuz. Tek şart uygulamak.
Dil Zekası
Dil ZekasıM. Abdullah Yılmaz · Tutku · 2012206 okunma
"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi. Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, "kalbini yok etmişin haline bakın, hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç" diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar."
Bazen düşünüyorum. Uzaylılar beni kaçırsa yemimi , suyumu ,istediğim kitabı , internetimi , rızası olan gelmesini olmayanı da kopyalayarak sevdiğim 3-4 kişiyi , 2 ayda bir defa dünyada kalan sevdiklerimi görmemi temin ederlerse psikolojik olarak ve bedenimi de kopyalayarak denek faresi yapmalarını ömrümün sonuna kadar isterim diye düşünüyorum.(tabii ki teorikle pratik bir değildir. :D)
Allahın varlığı kelamcıların ve filozofların tartıştığı gibi cevher, araz, vacip, mümkün, sonlu, sonsuz, kadim, muhdes tartışmalarıyla Kuranda ortaya konmaz. Kuranda O, mazlumlarla, yetimlerle, sabredenlerle, kölelerle vb.. 'beraberdir' (2/153, 9/123). İnsana "şahdamarından daha yakın"dır. (50/6) Hegelin "Felsefe sadece güneş batarken yükselir" dediği gibi, klasik İslami teoloji de İslami praxis (pratik) bittikten sonra yükselmiştir. Oysa Kuran doğru teolojinin ancak eylem anında üretilebileceğini söyler: "Davamız uğrunda üstün gayret gösterenleri Bize varan yollara mutlaka yöneltiriz; kuşkusuz Allah iyilik yapanlarla beraberdir." (29/69). Hanefinin dediği gibi çağımızda İslami bir teoloji Allahın şahsının değil; Onun sözünün, yani vahyinin bir ilmi olmalıdır. Vahiy, Allahın sözü insana gönderilmiştir. Bu, Allah insana konuşuyor demektir. Zira O, insanı muhatap almıştır. Allah kelamının objesi insandır. Bu durumda vahiy insanın ilmidir. Allahın ilminin objesi insandır. Oysa klasik Kelam bunu tersine çevirerek -daha önce bahsettiğimiz tarihsel zorlamalardan dolayı- bir "Allah İlmi" olmaya çalışmıştır. Allah, vahyinde kendinden (mahiyetinden) bahsederek "teoloji" yapmıyor; insana insandan bahsederek "antropoloji" yapıyor. Allah insana sadece onun varlığına ve hayatına nisbetle kendinden bahsediyor.
Sayfa 39
Reklam
''Lareau orta sınıfa özgü çocuk yetiştirme tarzını ''işbirliği odaklı eğitim'' olarak adlandırıyor. ''Çocuğun yeteneklerini,görüşlerini ve becerilerini'' etkin biçimde ''destekleme ve değerlendirme'' çabası. Yoksul anne babalar ise, tam tersi, ''doğal gelişim başarısına'' yönelik bir strateji izlemek eğiliminde. Sorumluluklarını çocuklarına
Sözcüklerle dolu bir okyanusta yaşıyor olmamıza rağmen, onların insanları yüceltme ya da alçaltma, teşvik etme veya cesaretini kırma, yardım etme ya da incitme gibi konularda sahip olduğu gücün pek farkında olduğumuz söylenemez. Ancak mücevher değerindeki bu kitapta, bir baba, ödül almış bir öğretmen ve Yaşama Dair En Büyük Dersler adlı klasik eserin yazarı olan Hal Urban, dili bizim ve çevremizdeki insanların yaşamlarında değişim yaratacak şekilde kullanmanın basit ve pratik yollarını gösteriyor.
Bu bölüme kısa ve basit bir mühendislik tanımıyla başlamak iyi olurdu belki. Ama ne yazık ki böyle bir tanım yok elimizde. İki küçük sınav yaparak mühendisliğin karmaşık bir konu olduğunu söyleyebilirsiniz. İlkin sözlüğe bakacak olursanız, ilk bakışta akla yatkın görülen ama üzerinde biraz düşününce aslında size hiçbir şey söylemeyen tanımlar
Hatırlat da haziran sonlarında çocukluğumu yakalım Sen beni öpersen belki de ben fransız olurum Şehre inerim bir sinema yağmura çalar Otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. -Senegalliler dahil değil Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihaplanır Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin. -Yoksa seni rahatsız mı ettim? Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak. -Freud diye bir şey yoktur. -Haydi iç de çay koyayım.
Reklam
''Pratik insan, istediğini elde etmeyi bilendir. Filozof, insanların ne istemesi gerektiğini bilendir. Başarılı kişi ise, insanların istemesi gerekeni elde etmeyi bilendir.'' -J. Dornon
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.