Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazar Turgay ÇUMAK

Yazar Turgay ÇUMAK
@turgay_cumak
Sıkı Okur
Şeytan , Azrail ve Gardiyan
Şeytan , Azrail ve Gardiyan
-
Efendisizler Korosu
Efendisizler Korosu
-
Figüran Körlüğü
Figüran Körlüğü
-
Hatırla
Hatırla
Kitaplarının Yazarı .. “2023 Oğuz Atay Öykü Ödülü” “2024 İnsan Evreni Hikaye Ödülü” ..
Yüksek Lisans
Antalya
6 kütüphaneci puanı
233 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
111 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Gerçeklik üzerine…
Ferit Edgü ve Tezer Özlü en sevdiğim iki yazardan biri. İkili arasında geçen mektuplaşmaları içeren bu güzel eser ise hem dönemin edebiyat camiasına hem de iki yazarın yazın hayatına dair ipuçları içeriyor. Hem dostluğu okuyoruz hem mücadeleyi hem de vazgeçmişliği. Her mektupta yazarların duygu değişimlerine tanık olmakla birlikte hayatlarına da tanık olma şansı buluyoruz. Şiddetle tavsiye ederim…
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin SonundayımTezer Özlü · Sel Yayıncılık · 20132,154 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Dostoyevski, alacaklıları sıkıştırınca, yayımcısıyla bütün eserlerinin yayınlanması için anlaşma imzalayarak, henüz basılmamış bir romanı 1 kasım 1866'dan önce vermek üzere anlaştı. Tersi bir durumda bu basım üzerindeki bütün haklarını yitirecekti ve aldığı paraların da hepsini geri ödeyecekti. Oysa, Suç ve Ceza için başka bir yayımcıdan avans aldığı için her iki kitabı da en kısa sürede tamamlamak zorundaydı. İşte o zaman 17 Haziran 1866'da Bn. Corvine-Kroukovskaia' ya şunları yazar: Çok garip ve şimdiye kadar hiç görülmemiş bir şey yapacağım. Tam dört ayda, birini sabah, diğerini akşam yazacağım iki ayrı roman için otuz baskı provası yazacağım; ancak böylelikle zamanında bitirmiş olabileceğim... Eminim ki geçmiş ve şimdiki yazarlarımızdan hiçbiri benim sürekli içinde yaşadığım koşullarda yazmamıştır; bunun sadece düşüncesi bile Tourgueniev'i öldürdü. Ama, içinizde doğan, sizi coşkuyla, heyecanla dolduran düşünceyi baştan savma yapıp berbat etmek bilseniz ne kadar üzücüdür... Onun güzel olduğunu biliyorsunuz... ve onu bile bile berbat etmek zorundasınız. Ancak hiçbir şey berbat olmadı. İçindeki yazma ateşi öyle güçlüydü ki yazarken yaşıyordu kahramanları adeta. Her satırda ruhu bütün karakterlerle iç içe geçiyor en sonunda ise baş karaktere yapışıp kalıyordu. Onun ağzından konuşuyordu hepsi ama sonunda yine kendi kaderlerini yaşıyor ve gerçekliğin hüzünlü yanında yitip gidiyorlardı. Böylelikle Kumarbaz ve Suç ve Ceza gibi iki eser doğdu. İki eser de o yıllarda ölümsüz olacaklarını ve sonsuza dek yaşayacaklarını bilmiyorlardı…
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,7bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
Yaşamak, adıyla zıt bir roman; “bu nasıl yaşamak!” olsa daha yerinde olurdu galiba. Ancak hayat da böyle bir şey değil mi? Yaşamak içinde sevinçleri olduğu kadar acıları da barındırır. Her şeye rağmen yola devam edebilmektir yaşamak… Eserin dili oldukça basit. Ancak bu durum onu değersizleştirmekten ziyade daha doğal, yaşama dair bir eser haline getiriyor bence. Bir kitabı okumaktan çok bir hayatı yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Gençliğini savurganlıkla geçirip orta yaşlardan sonra hem servetini hem de tüm ailesini kaybeden Fugui’nin hikayesi bize birçok mesajı aynı anda veriyor. Aile, umutlar, pişmanlıklar, sevinçler ve en önemlisi insanı olgunlaştıran acılar…. Bahar Kılıç’ın çevirisiyle Türk okuyucusunun beğenisine sunulan Yaşamak bir Çin Edebiyatı Klasiği. Basit ama güçlü bir eser okumak isteyenler için de mutlaka okunması gereken bir başyapıt.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
188 syf.
·
Puan vermedi
Yolda olmak...
Simyacı, Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun 1998’de yayımlanan ve şimdiye dek pek çok dile çevrilmiş, satış rekorları kırmış, fantastik, kurgusal romanı. Bana göre Simyacı, yolda olmanın öyküsü. Yazar, nereye varacağından daha çok yola çıkmaya karar verme, o yola istikrarla devam etme ve asla vazgeçmemeyi anlatmak istemiş. Hayallerin için
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,1bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Psikanaliz kurucusu Sigmund Freud toplumsal olayları, uygarlığın gelişimi ve sorunlarını bunun yanında cinsel dürtülerin temel kavramlarını, hayvani iç güdüler ve düşünerek hareket edebilme kabiliyetine sahip olmak için kendi içimizde verdiğimiz savaşı gösteriyor. Uygarlığın huzursuzluğu, Totem ve Tabu, Grup psikolojisi gibi eserleri psikanaliz dünyasında pek çok düşünür için ilham kaynağı olmuş kendisiyle hesaplaşmak zorunda bırakmıştır. Toplumun ve oluşturulan kuralların dışına çıkmadan , kişinin kendini tanıması öz benlik eğitimini tamamlaması , bunun yanında özgürlük ve hayvanı dürtülerle güdülenen insanın aynı zamanda uygar bir varlık olmaktan vazgeçmeyip, bu çelişkiler ışığında sonucun " Uygarlığın Huzursuzluğu" olmasının kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Kesinlikle psikanaliz dalında okunması gereken eserlerden. ' Ve herhalde artık Semavi Güçlerden ikincisinin, yani ebedi Eros'un, kendi gibi ölümsüz rakibi karşısında öne çıkma vakti gelmiştir. Fakat hangisinin ne ölçü de başarılı olacağını kim bilebilir ki? "
Uygarlığın Huzursuzluğu
Uygarlığın HuzursuzluğuSigmund Freud · Metis Yayıncılık · 20203,050 okunma
Reklam
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Durum anlatısının usta kalemi Sait Faik, Lüzumsuz Adam’da bize bizi anlatıyor. O kadar bizden, o kadar içimizden ki hikayeler, her farklı öyküde bildiğimiz insan manzaraları canlanıyor gözümüzde. Hayır, hiç yabancı değil bu kitap! Onun o çarpıtılmamış, gereksiz süslenmemiş, yalın, saf anlatısı, gerçekten yaşamamıza imkan veriyor hikayeyi. Her bir hikayenin içinde yeniden beliriyor, bazen bir sokağın köşesinden, bazen bir kahvehane masasından, bazen de bir balıkçı teknesinden izliyoruz karakterleri. Yaşıyoruz onların arasında. Eski İstanbul’u; Karaköy’ü, Beyoğlu’nu, Galata’yı tüm ihtişamıyla görme fırsatını yakalıyoruz. Sayfaları çevirdikçe beyaz bir güvercin gibi o kadim şehrin üzerinde uçuyor, bir hayalet gibi geçip gidiyoruz karakterlerin arasından. Üslubu değil ancak anlatısı zor olsa da Lüzumsuz Adam’ı sevdim ben. On dört hikayenin her birinin ayrı bir derdi olduğunu düşündüm. Öyle apaçık ortada olmayan ancak duruma veya kişiye göre değişen birçok şeyi anlatıyordu hikaye. Ve hiç olmadığı kadar gerçekti. Kim bilir biz okudukça onun hayatına dokunan hangi şanslı isim ölümsüzleşti ve kim bilir hangi olay vuku buldu yeniden… İşte bu yüzden sonsuza kadar yaşayacak Lüzumsuz Adam. Yaşamalı da! Ve küçük bir çiçekten, kaldırım taşından, denizden ve topraktan koca anlamlar çıkartmak için okumalı onu. Okumalı ki yaşandığına değsin o hayatlar ve anlatsın bize kendi hikayelerini…
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,8bin okunma
55 syf.
·
Puan vermedi
Diyalektik …
Josef Stalin, “Toplumun varlığı; toplumdaki yaşam koşulları nasılsa o toplumun düşünleri, teorileri, politik görüşleri ve politik kurumları da öyledir.” diyor. Kendi değişimimizi sağlamadığınız sürece tarihin seyrini nasıl değiştireceğiz? Diyalektik, Heraklitos’un “aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz” sözü ile evrendeki sürekli değişimin
Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm
Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel MateryalizmJosef Stalin · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 2015478 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
Kimsin sen?
İvan İlyiç’in Ölümü bize ölümden daha çok yaşamı anlatıyor aslında. Hatırlatmak istediği şey ölüm değil, yaşam. Sade ve gerçekçi yazılmış eser bittikten sonra başlıyor ve şu soruyu soruyor kendine okuyucu; “acaba sürdürdüğüm yaşam, sürdürmem gereken yaşam değil mi?” Acaba bu yazıyı okurken nerede olacaksınız? Konum olarak değil, “hayat olarak”…
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,3bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Gerçekçi bir anlatı. Muhteşem bir baş yapıt! Yılanların Öcü… Yayımlandığı dönemde hem kitabı hem de filmi tepki çeken, protesto edilen eser yakın tarihimize ışık tutuyor. Türk edebiyatında Tanzimat dönemi ile başlayan batılılaşma sürecinin etkisiyle ortaya çıkan romanın toplumsal ve siyasal gelişmelerden etkilendiğini görüyoruz. Köy romancılığının önemli temsilcilerinden biri olan Fakir Baykurt, Yılanların Öcünde toplumsal eşitsizliği anlatıyor. Eserde “öç alma” duygusu etrafında iki duygu savaşıyor. Biri sabırlı olmak, diğeri direnmek… “Dünyada insan birbirini sevmeli” diyor bir yandan, diğer yandan, “ben öcümü du dünyada almak isterim” diyor… Belki de sevseydi insan insanı ne “öç alma” duygumuz gelişirdi ne de “kinimiz.” O günden bugüne çok da bir şeyin değişmediğini görmek ayrı bir üzücü. Yayınlandığı dönemde yasaklanmasına pek de şaşmamalı; “çünkü gerçekler her zaman korkutmuştur insanı…”
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20215,4bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
Livaneli’nin yarattığı karakterlerden daha çok karakter yaratma yeteneğine bayılıyorum. Konstantiniyye otelinin lobisindeyiz ve karşımızda Livaneli’nin karakterleri… Hem İstanbul’u anlıyoruz her satırda hem de İstanbul insanını… Livaneli şöyle açıklıyor bu durumu; Aslında yıllardır bu şehri anlatan bir roman konusu dönüp duruyor zihnimde ama öyle bir biçim bulmalıyım ki şehrin hem bugününü kaplamalı, hem de geriye giderek Osmanlı’yı, Roma’yı, Bizans’ı içine almalı. Tarihsel değil ama tarihi de içeren bir roman. Şuraya baksana; bir masal uygarlığı değil mi burası? Zaten binlerce yıl, hep masalla ayakta durmuş." Belki de bir masal Konstantiniyye Oteli; hem günümüz insanını hem de İstanbul’un tarihini anlatan, büyükler için yazılmış bir masal…
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,4bin okunma
Reklam
206 syf.
·
Puan vermedi
“İnsanlar birbirlerine mektup yazmalı…” Posta kutusundaki mızıka bana birçok şey düşündürttü okurken. Kıskanılası bir dostluk okudum. Kıskandım. Artık kimseye mektup yazmadığım için üzüldüm. Heves ettim. Sözcüklerin gücü kadar yazının gücüne de inanırım çünkü. Kelimeler bazen duyguların önüne geçer ve derdini anlatmada konuşmaktan daha etkili olurlar çoğu zaman. 61 mektup! 61 mektubu da severek okudum. Hiç sıkılmadan ve her seferinde farklı duygular hissederek. Gülümsedim bazen. Bazen gözlerim doldu ve bazen şaşırdım. İmrendim. Duygulandım. Sevdim. Nefret ettim. Yaşadım bu kitapta. İnsanım, dedim!
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202019,9bin okunma
247 syf.
·
Puan vermedi
Çok yaşa Orhan Veli…
Düşüncelerde yaşayan biri asla ölmez. Orhan Veli, genç yaşta kapattı gözlerini hayata. Acısını içimize gömüp gitti. Ancak onun öldüğünü kim söyleyebilir şimdi? Bunca şiirle, dizeyle, mısrayla her gün başka zihinlere misafir olup, kalpten kalbe gezen ve yüreklere konuk olan bir adamın öldüğünü kim iddia edebilir? Her doğum gününde bir yazı paylaşılıyor; Orhan Veli öldü…. diye başlayan. Ben bugün aksini iddia ediyorum; “Orhan Veli yaşıyor! Çok yaşa Orhan Veli!”
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 202424bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Ataol Behramoğlu ile lise yıllarında yaptığımız bir şiir dinletisi ile tanışmıştım. “Annem Yok Artık” şiiri düşmüştü bana. Gerçekçi, vurucu, insanın yüreğine tokat gibi çarpan o dizeler, bütün salonu etkilemişti. Kitabı okurken aynı şeyleri hissettim yeniden. Sevinç, hüzün ve tasa… Bugün, yarın ve daima üçgenleri arasında kah bir kuş gibi çırpındı kah bir kelebek gibi sessizle süzüldü yüreğim. Bugün Behramoğlu’nun doğum günü; iyi ki doğdun usta ve iyi ki bizi bu şiirlerle tanıştırdın…
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey VarAtaol Behramoğlu · Epsilon Yayınevi · 20061,154 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Hem Ahmet Ümit hem de polisiye ile tanıştığım eser. Lise yıllarında, okuyacak yeni kitaplar keşfetmek için kitapçı raflarının arasında gezerken göz kırpmıştı bana. Önce adı ilgimi çekmişti sonra da kapağı. İçinde yazanlar ise başımı döndürmüştü o zamanlar. İstanbul’un gerçek arka sokakları, Beyoğlu, Taksim, Karaköy geçip gitmişti gözlerimin önünden her sayfada. Karanlık insan manzaraları, kırmızı ve mavinin iç içe geçtiği cinayetler, gerçeklik, vicdan ve absürtlük…. Hepsi birleşince tadı damağımda kalan bir tat veriyordu okurken. Ahmet Ümit’in en sevdiğim yanı da gerçekçiliğiydi. Hikayeler de gerçek gibiydi aslında…
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Şeytan Ayrıntıda GizlidirAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201311,4bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
Yalnızız …
Yalnızız; Peyami Safa’nın en çok sevdiğim, birden fazla kez okuduğum ve her okuduğumda yeni, garip bir duyguyla tanıştığım, yalnızlığın farklı boyutlarını öğrendiğim mükemmel eseri…. Çoğu kitapta sorulur bu soru; bu kadar bir aradayken nasıl bu kadar ayrıyız? Ama Yalnızız belki de sorudan çok cevabı barındırır içinde. Ve o cevap herkes için farklıdır. Kendi cevabınızı bulmak için; mutlaka okunmalı…
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,7bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Geçen gün gazete almak için gittiğim mahallenin bakkalında rastladım Emin KIVIRCIK imzalı "BÜYÜKELÇİ" kitabına. Dükkanın önündeki tozlu bir tezgahta, tozlu kitapların arasında öylece duruyordu. Onu alıp eve getirdiğimde ise; büyük bir hazine bulduğumu fark ettim; Kitapta bahsedilen Büyükelçimiz 2. Dünya savaşı sırasında 20.000 Türk
Büyükelçi
BüyükelçiEmir Kıvırcık · Timaş Yayınları · 2010253 okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sabırsız Yürek/Acımak
Sabırsız Yürek veya Acımak’ı okurken şu soruya cevap arayacaksınız; sevmek mi sevilmek mi? Ve bunu yaparken de vicdanınızın en derinindeki yaralarla yüzleşeceksiniz… En müphem suçlarla! Diğer yandan merhameti düşünüyor insan. Gerçek, saf merhamet nasıl olmalı? Sayfalar ilerledikçe insanlığını sorgularken buluyor birden bire kendini. Çünkü acımak, merhamet etmek, sevgi, vicdan gibi duygular bizi biz yapan şeyler değil mi? Zweig’in en uzun konulu kurgusu olan bu eser, harmanlamış duyguların arasında tatlı ama zorlu bir gezintiye çıkaracak sizi… Kesinlikle okunmalı!
Acımak
AcımakStefan Zweig · Rönesans Yayınları · 20176,1bin okunma