Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
104 syf.
10/10 puan verdi
Yalnızlığın yansıması // Fikret Dağlı ...Yalnızlık, insanın iç dünyasında dolaşan, zamanla ve yavaşça çoğalan bir gölge gibidir. Bu gölge, bazen sessizlikle, bazen de kalabalıklar arasında gizlice ya kılınan bir fısıldıyor kendini hissettirir. Yalnızlık, insanın kendi varlığıyla baş başa kaldığı, düşüncelerin, duyguların ve anıların içsel bir yolculuğa dönüştüğü bir süreçtir. Bu yolculuk bazen de içsel bir savaşın ortasına atar insanı. Yalnızlığı merkezine alarak insanın karmaşık duygusal labirentlerinde bir yolculuğa çıkarmayı hedefledim diyor kitabın şahane bulduğum önsözünde yazarımız #FkretDağlı #yalnızlığınyansıması Birbirinden farklı iki hayat, iki farklı karakter, iki ıssız yürek Profesör Adem ve İsa... İki farklı insan... yolları bir sahilde kesiştiğinde ortak da bir noktaları vardı, yalnızlık...Asıl hikaye şimdi başlıyor, birbirlerinin yalnızlığını giderebilecekler mi, yoksa kendi yalnızlıklarında kayıp mi olacaklar? Neler yaşadılar, neler konuştular, nasıl birbirlerine ayna oldu bu iki insan. "Peki, benzer yönlerimiz nedir"? dedi. "Yalnızlığımız" "Peki, Yalnızlık da paylaşılabilir miydi"? İnceden gelen ve şaşırtan bir son... kitap son derece akıcı, sade dili ve psikolojik gözlemleriyle de takdir ettiğim bir kalem ve kurgu;
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202410 okunma
"Ruhumda, cinayet işlemişim gibi bir ağırlık vardı."
Reklam
"İçimde durmadan kabaran, dinmek bilmeden sızlayan bir şey vardı."
"Ruhumun, vicdanımın derinliğinde bir türlü sakinleşmeyen, bütün varlığımın yakıcı bir hüzünle dolmasına sebep olan bir köşe vardı."
Çok yoğun koşturduğumuz bir zaman diliminde bir ablamızla vakit namaza durduk, kılıp işlerimize devam edecektik, kim bilir belki de aklımızda hala işlerimizi planlamaya devam edecektik, ancak daha sünneti kılarken öyle sakin öyle cehdsiz öyle telaşsız, öyle mücadelesiz bir namaz kıldı ki aldığım tekbirden gittiğim secdeye kadar utandım... molaların içine sıkıştırılmış namazlarımız vardı oysa namazın içine sıkıştırılmış hayatarımız olmalıydı.. dünya hayatımızda bizi kuşatmış olan HIRS ( sonu gelmez öfkeli istek) HUSUMET ( düşmanlık) HÜSRAN ( maddi manevi düş kırıklığı zarar etmek ) ibadetlerimizi de kapsamıştı maalesef Yeniden bir bismillah ile cehdsiz , cedelsiz mücadelesiz , telaşsız , hırssız husumetsiz hüsransız namaz nasibimiz olsun inşallah ...... namaz bitince Savaştan değilde , sanki ilahi huzurdan geliyor kadar dingin olmak nasip olsun.....
Öyle çok yüz vardı ki etrafımda Hangisine baksam, yalnızlık çekerdim
Reklam
Hatırlıyorum: Dayanılmaz bir hüzün vardı içimde. Hatta ağlamak istiyordum. Her şeyi yadırgıyordum, huzursuzdum: Her şeyin bana yabancı olması çok etkiliyordu beni, bunu anlayabiliyordum. Yabancı her şey boğuyordu beni, öldürüyordu.
Dışardan her ne kadar adaletsiz gözükse de doğanın kendi içinde kurduğu muazzam bir denge vardı. Bu dengeyi geri dönüşümsüz bir şekilde bozan tek canlı insandı
Oysa, birikmiş alacaklarım vardı bu dünyadan.
Zaaf
Zaaf ne kadar güzel bir kelimeydi, Uraz'ın Kumruya dair hissettiklerini anlatabılecek daha iyi bir kelime yoktu. Uraz'ın Kumru'ya zaafı vardı. Oysa her güzel duygu, güzel her hikayeye bir son getirir miydi?
Sayfa 75 - Indifo yayinlariKitabı okudu
Reklam
“Her şey yoluna girecek merak etme… Başaracaksın “ cümlelerini duymaya ihtiyacım vardı…. F.K
Yaptıkları , hesapsız kalır zanneder insan .. karşındakinin verdiği tepki sadece yanan canından çıkan acı boyutunun göstergesidir . Unutmamalı kimse senin hesabını hayat soracaktır . Sen hangi konuda iyi isen o konuda senden iyisini çıkaracaktır karşına ve yaktığın yerden çok daha şiddetli yanacaksın üstelik senin canın çok daha fazla yanacak çünkü yaktığın kişinin sebebi vardı “seni sevmek gibi bir sebebi “ bunun azim ve dirayeti mücadele ruhu kısmen hazırdı . Ama sen değilsin çünkü senin tek amacın yakıp yıkıp kullanıp ortada bırakmak .. bu yüzden unutma senin canın çok yanacak ve öyle böyle değil çok yanacak .. kendi yarattığın cehennemi yaşarken bas ucunda oturup saçlarına dokunurken acını bedenine almaya çalışan o insana olan ihtiyacını hissedeceksin onun yokluğu ayrı kendine yaptığın ayrı yandığın cehennem ayrı vururken seni ANLAYACAKSIN .. sana anlatamadıklarımı
Günümüz çağının sosyal düzenini de bugünün çalışan anneleri sessiz sedasız kuruyorlar. Birkaç adım geriye gidip babaannemizin, annemizin ve kendi evlerimizin misafir düzenlerine bakarak bu dev değişimle yüzleşebiliriz. Babaannelerimizin zamanında teknolojik iletişim imkânları yoktu. Onun yerine çat kapı her an gelebilen misafirler vardı. Ocak başına oturan, kaynayan aşa fasulye ayıklayan, sofrayı kurmaya yardım eden, içimizden birileriydi o misafirler. Sonra annelerimizin döneminde haberli misafirleşmeye evrildik. Bu haberli bekleyiş, her misafir için özel bir hazırlığı gerektirdi. Aslında o özel hazırlığı, bir çeşit yarışına dönüştürmeseydik yine güzeldi.
" Ah, hayatın bu kadar fedakârlığa değecek nesi ve ne mükâfatı vardı ? "
Türkiye İş BankasıKitabı okudu
392 syf.
10/10 puan verdi
·
144 günde okudu
Bu kitap benim en çok sevdiğim en ama en sevdiğim, satın almayı çok istediğim bir kitaptı. Dark dizisinin değeri bende aşırı büyük olduğu için kitabın değeri de hayli büyük. Ne yazık ki kitabı okurken araya bir 3 ay girdi okuyamadım.. Ama yine de elime her alışımda keyifle okudum. Olay akışı olsun, konusu olsun, karakterlerin tasviri olsun hepsi çok anlaşılır ve ilgi çekiciydi benim için. Diziden her ne kadar farklı olduğunu düşünsem de ufak andıran kısımları da vardı. Çok fazla karakter olmasına rağmen yine de kafa karıştırmıyordu, akıcı bi anlatıma sahipti. Kitap isminden de anlaşılacağı üzere zamanda yolculuklar yapıyoruz, sorunları çözüyoruz ve tekrar kendi zamanımıza dönüyoruz. Ama kitabın sonunda şaşırtıcı bir an yaşıyoruz. Ve kafam biraz karıştı orada. Bazı acabalarım oluştu. Okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Zamanda Yolculuk
Zamanda YolculukH.G. Tannhaus · Theseus Kitabevi · 2020655 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.