Aslında beklentim daha farklıydı. Sürekli,haksızlığa uğrayan bir siyahi hikayesi diye düşündüm ama bu sadece bir bölümünü oluşturuyormuş. Küçük bir kızın gözünden o dönemin şartları, büyüklerin davranışları, toplumun siyahilere bakış açısı vs işlenmiş. Ne yazık ki insana karşı yapılan ayrımcılık her toplumda her dönemde varlığını sürdürmüş. Sadece eleştirilen kişi, inanç, toplum değişmiş ama eleştiri ve ötekileştirme hiçbir zaman değişmemiş. Bu üzücü:) Haksızlığa uğrayan siyahi beni çok üzdü ama benim asıl kahramanım Öcü Radley oldu. Yıllarca çıkamadığı evinde, sadece camdan çevreyi gözlemesi ve yalnızlıktan delirmek, vahsileşmek yerine aksine merhametinin artması. Çocuklara olan sevgisi ve kahramanlığı beni çok etkiledi. Elimde olsa Radley'le arkadaş olur ve kaybettiği yıllardaki sevinci, neşeyi ona tekrar kazandırmak isterdim. Bir diğer etkilendiğim şey ise, öğretmenin Hitler'e kızıp, Yahudilerin kıymetini anlamaması ve sırf farklılar diye yapılan katliamları saçma olup siyahiler hakkında söylediği acımasız sözler oldu. Sanıyorum ki insanlar sadece uzaktan baktığı olayları eleştirirken mantıklı, içinde bulunduğu toplumda yaşananlara karşı daha gaddar olabiliyor.
Keyifli, hoş, güzel bir kitaptı.