Hiristiyanlıkta Neden Sünnet Yok?
Hıristiyanlıkta sünnet geleneğinin olmamasının nedeni İncilde şöyle açıklanıyor: Diyoruz ki, İbrahim'in imanı kabul edildi. Bu sünnetlilikte iken değil sünnetsiz iken oldu. Bütün iman edenlerin hatta sünnetsiz olanların babası olsun diye sünnetsizlikte sahip olduğu imanının mührü olarak sünnetli oldu. Atamız İbrahim'in sünnetsizlikte iken malik olduğu imanın izinde yürüyenlerin de babası oldu. Çünkü dünya varisliği vaadi şeriat yoluyla değil iman yoluyladır. Tanrı katında şeriat ile kimse imanlı olmaz. Şeriat iman değildir." (Romalılar, bab 4:9.) Bu demektir ki, İbrahim sünnetli değilken tek Tanrıya iman etmiş. Sonradan din hükmü olan şeriat çıkmış. İnsanda asıl aranan imandır. Şeriat ise iman değildir. Bu nedenle insanların sünnet olmasına gerek yoktur denmiş ve bunun için de Hiristiyanlıkta sünnet geleneği kabul edilmemiş.
Sayfa 194 - Kaynak yayınlarıKitabı okudu
Halifelik nedir?
Hilafet ile ilgili kamuoyunda rağbet gören, birçok yanlış vardır. İlk olarak, kökeni itibarıyla hilafet dini bir kurum değildir; İslam devletinin hükümdarlarına verilen bir unvandır. Harunü'r-Reşid'in ya da Muaviye'nin hiçbir dini ağırlığı yoktur. Zamanla İslam topraklarına dışarıdan gelen paralı askerlerin kurduğu hanedanlar egemenliklerini ilan edince, Abbasi halifeleri sembolik olarak tanınmaya devam etmişse de, papa gibi bir din adamlığı söz konusu değildir. Hilafetin Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlılara geçtiği de sonradan uydurulmuş bir tevatürden ibarettir; halife 16. yüzyılda artık birçok hükümdar tarafından serbestçe kullanılan bir unvan haline gelmiştir. Hilafetin tekrar mana kazanması, Avrupa emperyalizmine karşı, bir kısmı Kırım gibi eski Osmanlı topraklarındaki Müslümanların yüzlerini İstanbul' a dönmesiyle ve II. Abdülhamit' ten itibaren Bab-ı Ali'nin Panislamist politikalar benimsemesiyle ile gerçekleşmiştir. Ortada bir "yumuşak güç" vardır, ama Birinci Dünya Savaşı'nda yapılan cihat çağrılarının pek de bir sonuca varmaması bu gücün pratik sonuçlan olmadığını göstermiştir. Nihayetinde birçok Hintli Müslüman, Osmanlılara karşı İngiliz ordusunda savaşacaktır. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldığında hilafet ondan ayrılmıştır.
Reklam
Sadrazam Keçecizade Mehmed Fuad Paşa
Fuad Paşa, ölüm döşeğinden Sultan Abdülaziz’e özetle şöyle sesleniyor: "Bâb-ı Ali, Rumlar arasında dirayetli memurlar bulabilir, ama Yunanlılık ruhu, özünde her zaman bizim davamıza düşman kalacaktır."
Sayfa 462
Kim islamda iyi bir çığır açarsa açtığı çığrın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de islamda (müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından birşey eksilmeden ona aittir.” (Riyâzu’s-Salihîn, 19, bab. 172. hadis, s. 158 (müslim’den)
İstersen
1 İster iseñ ma‘rifette olasın âlî-cenâb Ehl-i 'irfan işiginde yüziñi' eyle türâb 2 Çok da virme kendüñi dünyâya çek bir dem elüñ Döndürimezsüñ bigüm ķati ağırdur bu țolâb 3 Bu harâbı niceler çalışdı ma'mur itmege
Sayfa 144Kitabı okudu
İptida dünyaya mektep kurunca Hocamın dersini verdim idi ben Melekler Ademe secde kılınca Kırkların kapısın açtım idi ben Hamdullahım şükür gezdim cihanı Car'ıma yetişdi keremler kani Bab - ı velayetle kevn - i mekanı Bir abdal donunda gezdim idi ben
Reklam
203 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.