10-11 yaşlarında çok sevdiğim sınıf öğretmenimin hediye etmesiyle tanışmıştım Osman'ın hikayesiyle.O küçük yaşımda bile çok etkilemişti minik kalbimi Osman ve ailesi.Lise için ayrıldığım memleketime yıllar sonra döndüğümde tesadüfen annemlerin ıvır zıvırı koyduğu odada tozlanmış,ezilip bükülmüş bir halde buldum kitabımı ve çok duygulandım.Belki de bu tesadüf Osman'ın hikayesini tekrar okumam için bir işaretti.Gerekeni yapıp okumaya başladım hemen.Beni çocukluğuma götüren,duygulandırırken aynı zamanda sevindiren bir aile hikayesini anlatan Küçük Osmancık'ı herkesin mutlaka okumasını şiddetle tavsiye ediyorum.
Herkese Keyifli Okumalarrr
17-18 yaşımda bir qrupda xanımdan oxuyub qaytarmaq üçün Dostoyevski kitabı almışdım. Xanım məndən xeyli böyük idi və mənə "heçnə anlamayan uşaq" kimi davranması biraz mənim xətrimə dəymişdi. Sonra kitabı oxuyanda mənə çox qəribə gəlirdi Dostoyevski qələmi)) Heç tam oxuya da bilmədim geri qaytaranda necə idi soruşdu? Mən də dedim nəsə xoşum gəlmədi. Güldü dedi hələ böyüməmisən...
*
*
Başıma bu qədər hadisələr gələndən sonra Dostoyevski oxuyanda elə bilirəm oturub mənlə dərdləşib sonra da ona dediyim sirrlərimi kitab olaraq yazıb. İnsanın yavaş-yavaş bədbəxtliyi qəbullanmasından daha betər hiss varsa o da xoşbəxtliyi (xəyalında olsa belə)
Fyodor Dostoyevski qəfil itirməsidi. Hərdən Allaha təşəkkür edirəm ki, bu xəstəliklə məni mükafatlandırıb və mən uzun müddət yaşamayacam. Yoxsa bu acılarla daha 10-15 il yaşamağı təsəvvür belə etmirəm.
Beyoğlu Rapsodisi bitti... Kitaptan aldığım okuma zevki 8/10
Akıcı fakat uzun soluklu bir roman olması ve benim de en alakasız şekilde stajda boş zamanlarımda okuyayım diye seçmemden dolayı yaklaşık 3-4 aydır elimde sürünüyordu. Her gittiğim yerde üç beş sayfa okuyarak bitirdim diyebilirim hatta. Bir kitabı bitirmeden yenisine başlamak çoğu
Bu tarz da okuduğum ilk eser..
Hep öteledim. Sana var daha. Hazır değilim. Sıran gelmedi. Buradaki pek çok okurun aslında okuduğu bir kitaptı. Kısa sürede de okudular. Kutluyorum onları. Psikanalizin kurucuları Freud, Nietzche korkutan ve hiç bilgimin de alakamın da aslında olmadığını düşününce, bu kitap okunmak için mi okunmali diye düşündüm
Kitaplarla ilgili sorular part 4
Soru 1=Öncelikle kendi yazdığınız hikayelerle ilgili soru soralım.Bir bölümü yazmak ne kadar sürüyor,gerçek hayattan esinleniyor musunuz?Nasıl bir ortam ve ritüeliniz var yazmak için?
Öncelikle bir bölümü yazmak yaklaşık iki ya da üç saatte tamamlanıyor benim için.Eğer bölüm için kendime sağlıklı bir zaman
Siyaseti hic bu açıdan okumamış biri için inanılmaz etkileyici bir serüven olur.
Ben, 36 yaşımda ülkem siyasetinde özellikle son 10 yılda bu kitaptaki benzer durumlar yaşadığımızı düşünüyorum.
Saramago'dan 2. Kitabımı bitirdim. Ve artık bu yazardan her ay bir kitap okuyacağımi rahatlıkla söyleyebilirim .
2 kitap üzerinden Saramago'yu değerlendirecek olursam;
Uzun cümleler kurma , virgül ile kesintisiz 2 sayfalık cümleler kurma ve söz oyunları ile hiciv bol miktarda var.
Cümleler uzun olsa da eser ciddi manada su gibi akıyor.
Körlük kitabının devamı niteliğinde olan bu kitapta siyasi çıkarlar uğruna siyasilerin ne kadar çirkinleşebilecegı gözler önüne seriliyor .
Körlük kitabındaki tek gören kadın ve grubu , başkentte belediye seçimlerinde boş oy kullanarak halkı provoke etmekle suçlanıyor.
Oysa a partisine b partisine oy verilebileceği gibi boş oy vermenin bir anayasal hak olduğu gerçeği görmezden geliniyor ve hükumet tarafından sözde bu "boşcu-bos oy kullanlar- tayfa" ya savaş açılıyor. Eser ciddi manada 2. Defa okunmaya değer bir eser.
Körlük ve görmek eserlerini okuduktan sonra şunu da belirteyim ; George Orwell 1984 diye sürekli reklam yapanlar bence kitap okumuyor .
Hiciv sanatını çok ustaca kullanarak günümüz demokrasi anlayışını zalimce eleştirmiş Saramago'ya sevgi saygı ile....
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
Selfinaz Eker, bu anayı kimler tanır...
Bir şehit anası ben size bir şiir söyleyem mi diyor, başlıyor kuzusunu anlatmaya...
Büyüttüm asker eyledim,
Gelecek diye yolunu gözledim.
Yavrum şehit oldu çok özledim...
Çeşme yaptırdım ona,
Suyunu içsin kana kana
Sütüm hakkım helal olsun ona
Cennet mekan yavrum benim
Mezar taşı köye bakıyor
Üstünde güller açıyor
Ateşi beni her gün yakıyor
Dumanı yok görünmüyor
Yalan dünya ne yaptın
Genç yaşımda belimi büktün
Yavrumu elimden aldın
Benim şehit ettin yavrumu
Ama Vatanıma milletime emanet etmiştim
Vatanımın canı sağ olsun
Vatan sağ olsun... "
Şehit P. ONB. Lokman Eker 21.10.2007
Arkadaşı Muvaffak Sami Onat'a gönderdiği bir mektupta hayatını anlatan Orhan Veli, aşklarından da söz açar:
"1914'te doğdum... 1 yaşında kurbağadan korktum... 2 yaşımda gurbete çıktım... Yedisinde mektebe başladım...
9 yaşımda okumaya, 10 yaşımda yazmaya merak saldım...
13'te Oktay Rifat'ı, 16'da Melih Cevdet'i tanıdım... 17 yaşında bara gittim... 18'de rakıya başladım... 19'dan sonra avarelik devrim başlar... 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim... 25'te başımdan bir otomobil kazası geçti... Çok âşık oldum, hiç evlenmedim... Şimdi askerim..."
Sayfa 21 - Ayna Yayınevi, Basım Yılı 2001Kitabı okudu
Habil Yaşar, “Ədəbiyyat və incəsənət”
Bu dəfə müsahibim Qardaş Türkiyənin sayılıb-seçilən yazarlarından biri olan Gamze Barğın Bulmuş xanımdır.
-Salam Gamze xanım ! Necəsiniz? Zəhmət olmasa öncə azərbaycanlı oxuculara özünüz haqqında məlumat verərdiniz.
-Salam Hörmətli Habil bəy. Mən Gab Bargınam. Əsl adım Gamze BARGIN BULMUŞ-dur. Əslən İzmir