Daha açık olmak adına sezgiyi kısaca tanımlayalım isterseniz: 1. Sezgi temel bir psikolojik işlevdir. Bilinçdışı bir yordamda algı sağlayan işlevdir. 2. İçsel ya da dışsal her şey bu algının nesnesi olabilir; hatta bu –iç ya da dış- nesneler arasındaki bağlar bile. 3. Sezgi ne duyumun ne hissetmenin ne de düşüncenin bir işlevi değildir. 4. Duyum gibi sezgi de irrasyonel bir algı işlevidir. 5. Duyum meselesinde olduğu gibi, sezgi içerikleri verili bir olgu niteliği taşır, haliyle, düşünme ve hissetme işlevlerinin tam tersidir, bunların içerikleri türetilmiş ya da çıkarsanmış bir şey niteliği taşır. 6. Sezgi içruhsal bir işlev değildir, aksine her şeyi kapsayabilir: ölüm, yaşam, sağlık, hastalık, hava durumu, borsa, doğada var olan her şey. 7. Avcılar, borsa simsarları, -yani şanslı olanları- arasında ve rutin bir sistematik işten ziyade yaratıcı kavrayışa ihtiyaç duyulan her meslekte sezgi tiplerine rastlarsınız. Sanatçılar, doktorlar ve genel hatlarıyla insan sarrafları arasında sezgisel tip bolca bulunur.
Felsefi akıl, bugüne dek gerçekleştirdiği tüm insani ilerlemeyi, aklın huzur bulduğu herhangi bir yerin tekin olmadığı yolundaki kuşkucu gözleme borçlu ise; ve eğer felsefi aklın yakın zamanda eleştirel uğ­ raşı yoluyla gerçekleştirdiği dikkate değer gelişmesini, bizzat ünlü kaşifi1 kuşkuculuğa borçlu olduğunu açıkça itiraf ettiyse; ve eğer bu­
22 öğeden 21 ile 22 arasındakiler gösteriliyor.