Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha açık olmak adına sezgiyi kısaca tanımlayalım isterseniz: 1. Sezgi temel bir psikolojik işlevdir. Bilinçdışı bir yordamda algı sağlayan işlevdir. 2. İçsel ya da dışsal her şey bu algının nesnesi olabilir; hatta bu –iç ya da dış- nesneler arasındaki bağlar bile. 3. Sezgi ne duyumun ne hissetmenin ne de düşüncenin bir işlevi değildir. 4. Duyum gibi sezgi de irrasyonel bir algı işlevidir. 5. Duyum meselesinde olduğu gibi, sezgi içerikleri verili bir olgu niteliği taşır, haliyle, düşünme ve hissetme işlevlerinin tam tersidir, bunların içerikleri türetilmiş ya da çıkarsanmış bir şey niteliği taşır. 6. Sezgi içruhsal bir işlev değildir, aksine her şeyi kapsayabilir: ölüm, yaşam, sağlık, hastalık, hava durumu, borsa, doğada var olan her şey. 7. Avcılar, borsa simsarları, -yani şanslı olanları- arasında ve rutin bir sistematik işten ziyade yaratıcı kavrayışa ihtiyaç duyulan her meslekte sezgi tiplerine rastlarsınız. Sanatçılar, doktorlar ve genel hatlarıyla insan sarrafları arasında sezgisel tip bolca bulunur.
Milli Şef döneminde basın üzerindeki baskıları göstermesi açısından kapanan gazete ve dergiler ile kapanma süresi ve sayısı bu durumu açıklamak için yeterlidir. Cumhuriyet toplamda 5 kez, 5 ay 9 gün süreyle, Tan 7 kez, 2 ay 13 gün, Vatan 9 kez, 7.5 ay, Tasvir-i Efkâr 8 kez 3 ay, Vakit, 2 kez 12 gün, Yeni Sabah, 3 kez, 6 gün süreyle kapatılmıştır (Yeşilçayır, 2011: 134). Hülasa, Milli Şef döneminde gazeteciler hapse atılmış, doğrudan veya dolaylı olarak basın sansür uygulamaları ile tahakküm altına alınmıştır. Bu dönemde hükümet kendini görüşlerini destekleyen basın emekçilerini dahi cezalandırmaktan sakınmamıştır. Hükümet direktiflerine uymayan gazetelerin ise süreli/süresiz kapatılarak cezalandırılması “ahval-i adiyeden” sayılır olmuştur (Bağçe, 2016: 106).
Sayfa 195 - Aziz CoşkunKitabı okudu
Reklam
İstanbul'da Bazı Kimselere Gönderdiğim Mektup
Kendilerine mektup yazdığım kimseler şunlardı: Abdurrahman Şeref Bey, Reşit Âkif Paşa, Ahmet İzzet Paşa, Seyyit Bey, Halide Edip Hanım, Kara Vasıf Bey, Ferit Bey,(Nafia Nâzırı idi), Sulh ve Selâmet Fırkası Başkanı Ferit Paşa (daha sonra Harbiye Nâzırı oldu), Câmi Bey, Ahmet Rıza Bey. Bu mektupta söylediğim noktaları özet olarak tekrar edeceğim: "1. Yalnız mitingler ve gösteriler, büyük gayeleri hiçbir vakit gerçekleştiremez. 2. Bunlar, ancak milletin bağrından fiilen doğan ortak güce dayanırsa kurtarıcı olur. 3. Zaten acı olan durumu tehlikeli şekle sokan en etkili sebep, İstanbul'daki muhalif akımlar ve millî dâvâyı yaralı bir şekilde yüzüstü bırakan siyasi ve gayri millî propagandalardır. Bunun cezasını, vatanımız aleyhinde fazlasıyla görmekteyiz. 4. Artık İstanbul Anadolu'ya "hâkim" değil "bağlı" olmak mecburiyetindedir. 5. Size düşen fedakârlık pek büyüktür.
Sayfa 25 - Maviçatı yayınlarıKitabı okuyor
hisse fiyatına değil şirkete bakın
Bir hisse, sahibinin kim olduğunu bilmez. . Asla karlı hisseleri kendi haline bırakıp kuruluşun gelişimini izlemekten vazgeçmeyin. . Bir hissenin değeri sıfıra düşerse hisseye ister 50, ister 25, 5 ya da 2 dolar ödemiş olun zararınız aynı olacaktır: yatırdığınız her şey. Şirketlerin gelişimlerini izleyerek yatırımlarınızdan alacağınız karları arttırabilirsiniz. Hisseler gerçek değerlerinden sapma gösterdiklerinde ortada daha gerçekçi bir alternatif varsa elinizdekileri satıp yeni hisselere yönelin. . Bir şirketin durumu iyiye gidiyorsa elinizdeki hisselerin sayısını arttırın, durum kötüleşmekteyse bu sayıyı azaltın. . Çiçekleri koparıp otları sulayarak karınızı arttıramazsınız. . Kârınızın borsa ortalamasını aşamayacağına inanıyorsanız paranızı bir müşterek fona yatırın, böylece zaman ve paradan tasarruf etmiş olursunuz. . Her zaman endişelenecek birşeyler vardır. Yeni fikirlere açık olun. Etraftaki bütün kızları öpmek zorunda değilsiniz. Ben bu güne kadar pek çok karlı hisseyi kaçırdım, ama yine de borsa ortalamasının çok üzerine çıkmayı başarmış bulunuyorum.
Savaşçı Olmak İçin
1) Savaşçı karar vermeden önce düşünür, inceler, gözden geçirir, acele etmez, her şeyi hesaba katar ve ortama getirdiği bilinçten tümüyle sorumluluk alır. 2) Savaşçı kararını verirken özgür iradesi içinde verir; yani onun kararı bir şeçimdir. 3) Savaşçı verdiği kararlardan pişmanlık duymaz. 4) Savaşçı sabırla bekler; beklediğini bilir ve ne için beklediğini bilir. 5) Savaşçı ölümün bilincindedir. 6) Savaşçı ölümünü umursamaz bir tavır içinde ve isteklerinden arınmış bir şekildedir. 7) Savaşçı stratejik bir tavır içerisinde yaşamaya özen gösterir. 8) Savaşçı hiçbir şeye düşkünlük göstermez, hiçbir şeyin müptelası olmaz. 9) Savaşçı her şeye saygıyla yaklaşır. 10) Savaşçı taşıyamayacağı yükün altına girmez, vuruş menzili içinde kalır. 11) Savaşçı seçimini yaparken, gönlünün sesini dinler. 12) Savaşçı iç konuşmasını istediği zaman durdurabilir. 13) Savaşçı içinde bulunduğu duygusal durumu kendisi belirler. 14) Savaşçı alçakgönüllüdür. 15) Savaşçı her şeyi üstesinden gelinmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak görür. 16) Savaşçı sağlığına özen gösterir. 17) Savaşçı yaşamına katkıda bulunan her şeye ve herkese teşekkür duygusu besler.
Sayfa 353 - Remzi Kitabevi, Şubat, 2007; 33. Basım. (İlk basım tarihi Kasım 1999)Kitabı okudu
Zilzâl suresi 8.ayet tefsiri
Müfessir İbn Cüzey-i Gırnati der ki: "Kim zerre miktarı şer işlemişse onu görür" ayeti, kâfirler için aynen uygulanır. Müminlere gelince, onların işledikleri günahlarından dolayı azap görmeleri ancak şu altı şartla olur: 1. Müminin işlediği günah büyük günahsa, 2. Bu günahlara tövbe etmeden ölmüşse, 3. Bu günahlardan dolayı mizanda hayır tarafı ağır gelmemişse, 4. Kendisine şefaat edilmemişse, 5. Bedir ehli gibi, günahlarının affedilmesini hak etmiş bir kimse değilse, 6. Allahu Teala onu rahmetiyle affetmemişse, mümin (geçici olarak, günahı kadar) azap görür. Günahkâr müminin durumu Allah'a kalmıştır; O dilerse azap eder, dilerse affeder.
Sayfa 145 - Semerkand yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşçının özellikleri
1-Savaşçı karar vermeden önce düşünür, inceler,gözden geçirir, acele etmez, her şeyi hesaba katar. 2-Savaşçı, kararını verirken özgür iradesi içinde verir; yani onun kararı bir seçimdir. 3-Savaşçı verdiği kararlardan pişmanlık duymaz. 4-Savaşçı sabırla bekler; beklediğini bilir, ve ne için beklediğini bilir. 5-Savaşçı ölümünün bilincindedir. 6-Savaşçı aynı zamanda bunu(ölüm) umursamaz bir tavır içerisindedir. 7-Savaşçı,stratejik bir tavır içerisinde yaşamaya özen gösterir. 8-Savaşçı hiçbir şeyin müptelası olmaz. 9-Savaşçı her şeye saygıyla yaklaşır. 10-Savaşçı vuruş menzili içinde kalır. 11-Savaşçı seçimini yaparken, gönlünün sesini dinler. 12-Savaşçı iç konuşmasını istediği zaman durdurabilir. 13-Savaşçı içinde bulunduğu duygusal durumu kendisi belirler. 14-Savaşçı alçakgönüllüdür. 15-Savaşçı her şeyi üstesinden gelinmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak görür. 16-Savaşçı sağlığına özen gösterir. 17-Savaşçı yaşamına katkıda bulunan herşeye ve herkese teşekkür duygusu besler.
Sayfa 385Kitabı okudu
- Adem Apak'a Göre Hamidullah'ın Siyer Alanındaki Etkisi -
Hamidullah'ın özellikle siyer alanındaki etkisini Adem Apak altı noktada toplamaktadır: 1- Siyerin Temellendirilmesi 2- Kaynak Zenginliği 3- Şahsi Gözlem Yapma 4- Geniş Çerçeveli Siyer Sunumu 5- Kronolojik Metottan Sistematik Metoda Geçiş 6- Hz. Peygamber'in Takdiminde Dini Öğretinin ve İnsani Boyutun Öne Çıkarılması.
Sayfa 154 - KetebeKitabı okudu
Anne babaların çocuk özseverliğini pekiştiren ve bu durumu artık hastalıklı bir hale büründüren düşünceleri şöyle özetlenebilir: (1) Çocuğum çok özel ve her şeye sahip olmayı hak ediyor. Her yaşantıyı ve her üstünlüğü tatmalı. Eğer ben bunu sağlayamıyorsam, toplum sağlamalı. (2) Çocuğum hiç acı çekmemeli. Eğer çocuğum mutsuzsa, ben kötü bir anneyim/babayım demektir. Başarısızlık, olumsuz bir deneyimdir ve ne pahasına olursa olsun ondan kaçınılmalıdır. (3) Benim için iyi olan, çocuğum için de iyidir. Eğer çocuğuma saçımı süpürge etmezsem çok mutsuz olabilirim. (4) Çocukların ifade hürriyetine ihtiyacı var. Ruhları tertemiz; eğer yetişkinler müdahale etmezse, çocuklar iyi yetişir. Otoriterliğin lüzumu yok. (5) Bir çocukla empati yapmak, ona arkadaş gibi davranmak, onunla bütün duyguları paylaşmak demektir. Dürüstlük, çocuğuma düşündüğüm veya hissettiğim her şeyi söyleyebilmemle mümkündür. Dürüst olmak için kendi kirli çamaşırlarımı açığa çıkarabilmem gerekir. Çocukların, anne babaları hakkında her zaman doğru olanı bilmeye hakları vardır. (6) Cinsellik doğaldır ve çocuklar cinselliklerinden utanmamalıdır. Yetişkinler tarafından cinselliklerimizin bastırılması onları utandıracaktır. (7) Özgüven oluşturmanın yolu çocuklara sürekli ne kadar özel olduklarını fısıldamaktır. Çocukları düzenli olarak onaylamak gerekir. Çocukların kendilerine inanmak için bir şey başarmaları gerekmez.
Sayfa 203 - 204Kitabı okudu
Durumu bu kız ve kadınlarla tartıştığımda çoğunun sünnetin zarar­ları konusunda hiçbir fikri olmadığını, hatta çoğunun bunun insanın sağlığına yararlı olduğunu, temizlik ve 'saflığı' sağladığını düşündüğü ortaya çıktı. (Halk dilinde bu ameliyatın adı, temizlik ya da saflık ameliyatıdır.) Eğitim görmüş kadınlar arasında sünnet geçirenlerin oranının % 66.2 ol­ması, bu oranın eğitim görmemişler arasında % 97.5'e yükselmesi gerçe­ğine karşın, eğitim gören kadınların dahi klitoris ameliyatının psikolojik ve cinsel sağlıkları üzerindeki etkilerini kavrayamadıklarını gördüm.
Reklam
MÜSLÜMAN OLARAK ÖLENLERİN DURUMU
Müslüman / İnanrak ölen bir insanın durumu 1. Melekler bu ruhu Cennet ipeklerinden bir ipeğe sararlar ve o insanın aklından ve ilminden hiçbirşey kaybetmemiştir. 2. Melekler o ruhla semeya doğru yükselirler. 1. kat dünya semasına varırlar. 3. Cebrail as dünya semasına çıkar kimsein diye sorulur ben Cebrail as yanımdaki de filan kişi diyerek
Anadolu topraklarındaki yol(suzluk) problemi devre ait eserlerin çoğunda çeşitli şekillerde yer alıyordu. “Samsun’dan 180 kilometre uzaklıkta olan Ordu’ya karayolundan gitmek mümkün değildi. Vatandaşlar tam 27 yıldır ‘yol yapıyoruz’ denilerek yollarda taş kırmış, kürek sallamıştı. Fakat, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’i birbirine
Zengin bir insan ve fakir bir insan arasındaki temel fark, korkularını nasıl yönetecekleridir.Mükemmel bir finansal zekanız olsa bile, sizi zengin olmaktan alıkoyacak birkaç önemli engel var.Bu engeller: 1) Korku 2) Kuşkuculuk 3) Tembellik 4) Kötü alışkanlıklar 5) Kibir Bazı insanlar kaybetmekten çok korkar. Zengin Baba korkuyu yenmek için şöyle der; Riskten ve kaygıdan korkuyorsan erken davran. Kuşkuculuk,vurgulamak istenilen nokta şu şekilde;kişilerin yoksul kalmasının ve sağlama olmasının nedeni kaygılar ve kuşkuculuktur.Kuşkular insanın önüne köstektir. Tembellik,bunun yerine üşengeçlikte diyebiliriz veyahut gereksiz meşgul olma durumu. Alışkanlıklar,yaşantımız aldığımız eğitimden çok alışkanlıklarımızın aynasıdır.Saatler boyunca Televizyon izlemek ve bilinçsiz internet kullanımı gibi. Kibir,herkesin yüzleşmesi gereken son engel.Kyosaki şöyle der;kibir egoyla cehaletin birleşimidir.Zengin baba ise Kyosaki’ye şöyle der,Bildiklerim bana para kazandırır,bilmediklerim para kaybettirir.Ne zaman kibirli davrandıysam para kaybettim,Çünkü kibirli olduğumda bilmediklerimin önemli olmadığını inandım.Kibrin paranızı çalmasına İzin vermeyin.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.