Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İtalya’da 16. yüzyılda mimarlık, kuramsal bir bilim olmaya eğilim gösterdi. Çeşitli gravürlerle ve Roma mimarlık eserlerinin resimleriyle zenginleştirilen ve bir çok kez basılan Vitrivius’un bu konudaki kitabı ve Selio’nun İl Vignola’nın, Palladio’nun kitapları, mimaride klasik tarzın, Avrupa’nın her yanına yayılmasını sağladı.
Floransa’da ortaya çıkmış olan yapı sanatı, 15. yüzyılda, zarafet ve inceliğe yönelmişti, ama 16. yüzyıl imparatorların ve Papalarının kentinde geliştiği için devasa programları el attı ve her şeyden önce güç ve kudret izlenimini iletme amacı güttü.
Reklam
Bugün tam 16 yıl Annemin Peygamber Efendimize kavuşmasının…🕊 Mezarlıkta oturunca o kadar dinlenmiş ve hafiflemiş hissediyorum ki tamda şu an 🥀
Dua
Benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm; alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur, Onun elindedir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana, bunları onaylamam emredildi ve ben de bu emre teslim olanlardanım. Allah'ım! Beni, en güzel ameller yapmaya ve en güzel ahlaka sahip olmaya yönlendir. Bu iyiliklere yönlendirecek olan yalnızca Sensin. (Nesâî, "İftitâh", 16)
İmam Mansur Dönemi 1
Çeçenistan'da 16. yüzyılda başlayan İslamlaşma süreci 18. yüzyıl sonunda henüz tamamlanmamış, halk arasında halen putperest olanlar kalmıştı. Müslüman olan halk arasında da Çeçenistan'ın izole yapısı nedeniyle İslami bilgi oldukça azdı. Uşurma (Oççurma) isimli, sıradan bir aileden gelen bir genç, İslami ilmini geliştirmek üzere, Çeçenistan'ın aksine medreselerin bulunduğu Dağıstan'a gitmişti. Uşurma, burada Nakşibendi medreselerinde de dini eğitim alırken dünyaya daha açık olması nedeniyle Rus tehdidine dair de bilgi edinmişti.
Şeyhulİslam İbn Teymiyye şöyle demiştir: Cennet ehlinin amelleri arasında: Kur'an'ı çok okumak vardır…
Reklam
Osmanlı' da sapkınların içeceği : KAHVE ! =))
Kahve İstanbul'a tartışmaları da beraberinde getirdi. İstanbul uleması arasında hararetli tartışmalar oldu. Kanuni Sultan Süleyman devrinin şeyhülislamı Ebussuud Efendi kahvenin "Allah'ın emirlerini tanımayan sapkınların içeceği" olduğu yönünde fetva verdi. 16. yüzyılın sonlarına doğru ise bu kez Şeyhülislam Bostanzade Mehmed Efendi, kahvenin sarhoşluk verici bir içecek olmadığı gibi sağlığa faydalı bir içecek olduğu yönünde bir fetva vererek kahve içimini helal hale getirdi.
Sayfa 297 - Alfa Yayınları 1. Baskı 2022Kitabı okuyor
128 syf.
7/10 puan verdi
Kitap 16 adet öyküden oluşuyor ve adını Akaşa’nın Doğumu öyküsünden alıyor. Yazarın dili akıcı bazı yerlerde yüzümüzü güldürürken bazı olaylarla gerçekliği yüzümüze çarpıyor.Akaşa; Her eylemin, düşüncenin, sesin, nefesin, ışığın titreşimlerinin kayıt olduğu, ruhsal ve fiziksel alemden yansıyan tüm tesirlerin en hızlı bir biçimde yoğunluklarına göre sınıflanıp kaydolduğu türden bir arşivdir. Yani akaşa bir nevi dünya hafızasıdır.Akaşa etimolojisi Sanskritçeye dayanıyor.Dişi Sivriler öyküsü de çok güzeldi.Öykülerde güzel mesajlar var.Sadece her zaman söylüyorum hoşa gitmeyen yerlerin kitapta açıkca belirtilmesi...Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Akaşa’nın Doğumu
Akaşa’nın DoğumuÇemen Tozbey Elmacı · Parma Kitap · 202334 okunma
16. Yüzyıl’da Avrupa’da Rönesans 16. yüzyıla kadar batının çeşitli sanatsal uygarlıkları önceki daha sonrakini ortaya çıkararak birbirlerine uysal bir şekilde izlediler 15. yüzyılda bile gotik ve Rönesans üslupları barış içinde yan yana yaşayabiliyordu Floransa katedrali’nin yapımına başlandığı zaman Milano katedrali bitirilmek üzereydi ama 16. yüzyıldan sonra batı sanatı birbirini dışlayan Savaşkan ideolojilerle ve hatta ulusal rekabetlerle parçalanmıştı Her biri bireysel bir katkıda bulunan ama hepsi eskiden beri kurulmuş kültür merkezleri ile boy ölçüşmek isteyen yeni ulusların olgunluğa ulaşması batının ifade zenginliğini çoğaltma ve Avrupa’da 300 yıllık bir yaratıcı gerilimi ortaya çıkarmaya yönelmişti. Yüzyıllar boyunca gotik sanatın labirentleri içinde kaybolup gitmiş olan Avrupa için İtalyan Rönesans’ın ne kadar tedirgin edici bir deney olduğunu göz önüne alırsak ortaya çıkan bunalımın daha da kötü olmaması karşısında hayret etmemiz kaçınılmazdır. Ne var ki gotik üslup bütün olanaklarını tüketmişti ve İtalyan sanatının tüm Avrupa yüzeyindeki Doğurgan etkisi bu üslubun kurumuş dallarına taze bir öz suyun yürümesini sağlamıştı. Ülkeler art arda kendilerinde yenilenmiş bir yaratıcı güç bulmuşlardı ve kendi dehalarğını ifade edebilme konusunda kendilerine güven duymaya başlamışlardı.
Bugünkü modern kapitalist toplumun bütün zenginliği, ilkel sermaye+birikim sermayesinin hem köle ve sömürge emeği üzerinden hem de işçilerin- kapsamlı bir kavram olmakla birlikte- artı emeğinden elde edilen gelire dayanır. Üst sınıflara tırmanma çabası, zengin olmak için türlü yollara başvuran, maaş alan beyaz yakalılar vb gibi tüm alanlar ilksel sermayenin köle emeğiyle gelişip bugüne kadar gelmiştir. Özcesi, tüm uygarlık köle emeğinin ekmeğini sömürerek bugüne kadar gelmiştir. Zengin olmayı “ahlaki” bir zemine dayandırmak, tastamam tarihten bihaber olmaktır. İngiltere’de ortaya çıkıp gelişen burjuva-buharlı makine çağının zenginliği ilkel birikim sermayesine dayanmakla birlikte, çocuk ve kadın işçilerin 16 saat çalıştırılıp köle gibi pazarlanmasıyla büyümüştür. Büyük bir servetin arkasında daima büyük bir hırsızlık yatar, demişti Balzac. Uygarlık, hırsızlık, sömürü ve katliam çağıdır öte taraftan. Gelişim denilen şey, mezarlarda yatan ezilmiş sınıf ve toplulukların, kölelerin emeği üzerinde gelişmiştir. Nietzsche, Yunanlıların Trajik Çağında Felsefe adlı metninde, Antik Yunan toplumunun zenginliğini- Apolloncu zenginliğini- köle emeğine dayandırır. Ne var ki o da bir sınıfın çıkarını gözeterek köleliği zorunlu bir uğrak olarak görür. Çünkü karşılığında sanat ve zengin bir kültür oluşturmuştur. Nietzsche de yalnızca bir filozof değildi, yukarıda ifade ettiğim sömürüyü gayet meşru ve yüce gayeler için eşsiz bulmuştur.
Reklam
Bir Dua: Benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm; alemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur, Onun elindedir. Onun hiçbir ortağı yoktur. Bana, bunları onaylamam emredildi ve ben de bu emre teslim olanlardanım. Allah'ım! Beni, en güzel ameller yapmaya ve en güzel ahlaka sahip olmaya yönlendir. Bu iyiliklere yönlendirecek olan yalnızca Sensin. (Nesâî, "İftitâh", 16)
Mat. 16:23 "Bana engel oluyorsun. Düşüncelerin Tanrı'ya değil, insana özgüdür."
"Sizin yanınızda olanlar tükenir ama Allah'ın katında olanlar bakidir,asla tükenmez." Nahl, 16/96
Uykuda kalıp gece namazını kılamayan kimse bilsin ki; Duha namazı, gece namazının bedelidir.
Sayfa 284 - Darul İman Yayınları
Nahl 15/16
" Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.