Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Kara Ordusunun Kuruluşu-Sağlık Durumu-Kayıp "Türk Tarihi" Hakkında Ağustos ayı içinde Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor romanlarının onuncu baskısı yapılır. Bozkurtlar adıyla iki kitabın bir arada yayımlandığı ikinci baskı. Son baskıda renkli resimler de var (Hacaloğlu 2013: 315, 321). 26 Ağustos 1974'te Türk Kara
Atsız'ın, Alparslan Türkeş'in yurda dönüşüyle ilgili tutumunu Deliorman da şöyle anlatıyor: "Atsız, Türkeş'in gelişini âdeta adım adım takip etmişti. Onun tekrar vatana kavuşmuş olmasından son derece memnundu. Bu memnuniyette, eski bir ülküdaşın maruz kaldığı haksızlığın sona erişindeki hoşnutluktan daha fazla bir şey vardı.
Reklam
Alparslan Türkeş Yurda Dönüyor: 13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Reklam
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Mehmet Şükrü Sarı (d. 1926 / ö. 8 Mart 1995)
Devletin resmi makamları tarafından Türkçülük ve Turancılık aleyhindeki işlemler, sadece tutuklama ve işkencelerden, yahut da Millî Eğitim Bakanlığının okullara gönderdiği genelgelerden ibaret değildir. Devletin her kademesindeki makamlar uyarılmış, valiliklere, kaymakamlıklara bölgelerindeki Turancılık faaliyetlerini izlemeleri konusunda tamimler gönderilmiştir. Resmî dairelerin bu konuda nasıl çalıştığına dair tipik bir örnek Cemal Kurnaz'ın bir yazısında ayrıntılarıyla anlatılır. Mehmet Şükrü Sarı 18 yaşında genç bir şairdir. 1944 yılında Muğla'da Zaman isminde bir şiir kitabı yayımlar. Kitap, Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünce incelemeye alınır. İç Yayın Dairesi Müdürü Feridun Fazıl Tülbentçi, 21.09.1944'te bu kitapçık hakkında bir rapor hazırlar. Rapora göre "Dilek" şiirinin genel havasında “Türk Birliği ülküsü ve Turancılık kokusu” duyulmaktadır….. “Turancıların sorguya çekildiği Şu sıralarda kitaptaki şiirler içerisine serpiştirilen bu mısralar genç dimağlar üzerinde oldukça etkiler yapabilir." Ayrıca kitaptaki “Tuna” şiiri de "emperyalist emeller ve ırkçı fikirler beslemesi bakımından dikkate değer”dir. Tülbentçi'nin raporu 27.09.1944 tarihinde de Umum Müdür Selim Sarper tarafından Başvekâlet Yüksek Makamı'na arz edilir (Kurnaz, Mayıs 2017: 40-43).
07 Mayıs'ta Atsız'ın Maltepe'deki evi İstanbul emniyet mensupları tarafından aranmış; 14 resim, 108 mektup, 14 evrak ve 7 deftere el konulmuştur. 09 Mayıs'ta da Nejdet Sançar'ın Balıkesir'deki evi aranmış ve birçok evrakına el konulmuştur ("1944-1945 Irkçılık Turancılık Davası”, Orkun 33, 18 Mayıs 1951: 14; sayı 39, 29 Haziran 1951: 12-13). Aynı şekilde Reha Oğuz, Zeki Velidî (12 Mayıs), Hasan Ferit Cansever ile onlara yakın kimselerin evlerinde de aramalar yapılır. Onlarla yakınlığı olanlar, Türkçülük ülküsü için birlikte çalışanlar birer birer tutuklanır. 11 Mayıs'ta Devlet Konservatuarı Müdürü Orhan Şaik ve Balıkesir Lisesi edebiyat öğretmeni Nejdet Sançar, 13 Mayıs'ta Erenköy Kız Lisesi tarih öğretmeni Bedriye Atsız bakanlık emrine alınır. 13 Mayıs'ta Prof. Dr. Zeki Velidî Togan İstanbul emniyetinde sorguya çekilir ("19441945 Irkçılık Turancılık Davası", Orkun 43, 27 Temmuz 1951: 12-14; sayı: 44, 03 Ağustos 1951: 13-14).
Reklam
1750'de, İngiltere'deki ortalama bir insan, çalışmak için günde sadece 800 kaloriye sahipti; Fransa'da ise bunun yarısından biraz fazlaydı. Bu nedenle en yetersiz beslenen yüzde 20'lik kesim, günde yalnızca birkaç saat yavaş yavaş yürüyüş yapmaya yetebilecek kadar enerjiye sahipti. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyar. Bugün tipik bir erkek 1.77 cm boyunda ve 78 kg ağırlığındadır. Böyle bir vücut, herhangi bir iş yapmadan sadece kilosunu korumak için günde 2280 kaloriye ihtiyaç duyar. 250 yıl önce bu kadar bü­yük bir insan açlıktan ölürdü. O zamanlar mevcut olan yetersiz gıda kaynakları, gıda alımının bir parçası olan parazit ve ishal enfeksiyonlarının yanı sıra, insanların küçük ve zayıf olması gerektiği anlamına geliyordu. Çocuklukta ve anne karnında sürekli yiyecek eksikliği, küçük yetişkin bedenleriyle sonuçlandı. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyuyordu ve bu nedenle açlığı önleyebilirdi. 1750'de Avrupalılar modern standartlara göre ciddi şekilde bodurdu. Örneğin, 1705'te ortalama bir Fransız, 1.61 cm boyunda (5 ft 3 inç), 46 kg ağırlığında ve 18'lik bir Vücut Kitle Endeksi'ne sahipti; bu, şimdi endişe verici derecede düşük olduğunu düşüneceğimiz bir değerdi. 1967'de Fransızlar ortalama 12 cm daha uzun (5 ft 10 inçe ulaşan) ve 27 kg daha ağırdı. İnsanlar artık 200 yıl öncesine kıyasla yüzde 50 daha büyük bedenlere sahipler.
Sayfa 228 - Beyaz Baykuş yayınevi
18. Dikkat edin, iyilerin (amel) kitabı Illiyyîn’dedir. 19. Illiyyîn’in ne olduğunu sen nereden bileceksin? (Bilemezsin.) 20. (O) yazıl(ıp mühürlen)miş bir kitaptır (ki yücelerde, iyi amellerin kütüğüdür). 21. (Allah’a) yaklaştırılmış (melek)ler ona şahit olurlar. 22. Şüphesiz ki iyiler, bol nimet (cenneti) içindedirler. 23. Tahtlar üzerinde
Sayfa 587 - Muttaffifîn/18-36Kitabı okuyor
Markos 12:18-27
Tanrı ölülerin değil tam tersine, dirilerin Tanrısı'dır.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
SAİD NURSİ CEHENNEME ATILMAYA HAZIR!
"Rabbim, beni nimet cennetinin vârislerinden kıl!" Hz. İbrahim (a.s.) (Şuara, 26/85) "...bütün kanaat ve kuvvetimle ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak için, değil yalnız dünya hayatımı ve fânî makâmatımı, belki -Lüzum olsa ahiret hayatımı ve herkesin aradığı uhrevî bâkî mertebelerini fedâ etmeği; hatta cehennemden bazı biçâre
Sayfa 530Kitabı okudu
992 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.