Enver Paşa ile birlikte namaz saati beklerken...
Bir gün salonda Başkomutan vekili Enver Paşa,İzzet paşa , Balkan muharebsini idare eden büyük kumandanlarla namaz vaktini bekliyorduk.
I. Dünya Harbi’nin başlamasıyla koşullar değişmiş, savaşın başlamasından iki ay sonra Eylül 1914’de İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener’ın talimatıyla Kahire’deki İngiliz yetkililer ile Şerif Hüseyin arasındaki temaslar başlamıştır. Ali Efendi isimli bir ulak, 1914 Ekim ayında Kahire’den Mekke’ye gelerek İngiliz Doğu İşleri Sekteri Ronald Storrs tarafından yazılan bir mektubu Şerif Hüseyin’e vermiştir. Storrs mektubunda Osmanlı Devleti’nin İngiltere ile savaşa girmesi durumunda Şerif Hüseyin’in ne yönde bir politika izleyeceğini sormuştur. Şerif ulağa verdiği cevapta şunları söylemiştir; “Bizim Osmanlı İmparatorluğu'na karşı taahhüt ve vecibelerimiz varsa, onların da bize karşı taahhütleri vardır. Onlar bizim hukukumuza tecavüz ettiler. Bunun mesuliyeti, Huzur-ı İlahi'de kendilerine düşer. Biz de onların hukukuna riayet etmez isek, bundan yine kendileri mesuldür…”
Reklam
Talat, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Sözcüsü olarak, Edirne'nin geri verilmeyeceğini kesinlikle belirtti. Ne de olsa doğduğu yerdi.
İttihatçılar, Edirne'nin yeniden geri alınması için saldırıya geçilmesinden yanaydılar, ama kabine bu konuda kararsızdı, sonuçtan endişeliydi.
Cemal'in zamanında müdahalesi, darbenin gerçekleşmesini engellemiş ve tertipçileri daha hızlı davranmaya zorlamıştı.
HÜSAMETTİN ÇELEBİ: Paşam, elli yıldan beri, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndesiniz ve bu bakımdan teksiniz, Türk tarihinde. Bu elli yıl içinde Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküş dönemi var. Türk milletinin yeniden kurtulma için mücadele dönemi var. Ve siz bu mücadelenin ön saflarında bulundunuz. Bu olaydan sizce daha önemli tesirinde
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.