Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Savaş sırasında Osmanlı askeri olarak Müslümanlarla birlikte cephede Ruslara karşı savaşan az sayıda Ermeni de olmuştur, ama Ermenilerin çoğunluğu cephede düşmanla birlikte Osmanlı askerlerine karşı savaşmış, cephe gerisinde olanlar da kadın, çocuk, yaşlı demeden Türk olan, Müslüman olan herkese karşı katliama girişmişler ve içinde yaşadıkları ülkeyi parçalayarak bağımsız bir devlet kurmak çabasına düşmüşlerdir. 1914 yılı ortalarından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu bölgesindeki yerleşim yerlerinde kurulan gizli Ermeni çetelerine silâh ve cephane dağıtılmıştır. Savaşın başlamasından hemen sonra da Ermeniler Van şehri bölgesinde ayaklanmışlar, çevredeki Müslümanları katlederek o bölgede bağımsızlıklarını ilân etmişlerdir.
Sayfa 4 - Ermeni Meselesinin Ortaya ÇıkışıKitabı okudu
Savaş sırasında Osman­lı askeri olarak Müslümanlarla birlikte cephede Ruslara karşı savaşan az sayıda Erme­ni de olmuştur, ama Ermenilerin çoğunluğu cephede düşmanla birlikte OsmanlI as­kerlerine karşı savaşmış, cephe gerisinde olanlar da kadın, çocuk, yaşlı demeden Türk olan, Müslüman olan herkese karşı katliama girişmişler ve içinde yaşadıkları ülkeyi parçalayarak bağımsız bir devlet kurmak çabasına düşmüşlerdir. 1914 yılı ortaların­ dan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu bölgesindeki yerleşim yerlerinde kurulan gizli Ermeni çetelerine silâh ve cephane dağıtılmıştır. Savaşın başlamasından hemen sonra da Ermeniler Van şehri bölgesinde ayaklanmışlar, çevredeki Müslüman­ları katlederek o bölgede bağımsızlıklarını ilân etmişlerdir.
Reklam
Sarı mı gül
Mustafa Kemal imparatorluk sarayının kadınları arasında yakışıklılığıyla ün salmıştı. Adından Sarıgül diye söz edilirdi. Evlenseydi 1914 yılında Bir Osmanlı prensesi ile evlenen Enver Paşa ile aynı statüye yükselebilirdi. Ama bunu yapmadı...
1914 Savaşı başladı. Yaşamış olanlar için, o hep Büyük Savaş olarak kalacaktı. Ama biz ne siper, ne can kaybı, ne de iperit gazı bilmişiz. Çatışmalardan çok, kıtlıktan ve salgın hastalıklardan çekmişiz.
Sayfa 33
Garip
Şiirden kovduğu uyağın dönüp dolaşıp sonunda mezar taşına konması ne garip: Orhan Veli 1914 - 1950
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Dünya harbe giriyordu ve nihayet harbin kucağına sürüklendi. Şu kanlı, karanlık ve neler getireceğini önceden hiç kimsenin kestiremediği Birinci Dünya Harbine(1914-1918). Osmanlı Devleti de bu harbin çukuruna gözü kapalı sürüklendi ve o çukurda boğularak öldü(29 ekim 1914 - 31 ekim 1918).
Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
1914-1918 arasında ekmeğin fiyatı 38 kat, şekerinki 65 kat artar. Savaşın son yılında ortalama bir memurun aylığı, günde bir kilo ekmek almaya yeter.
Bir şey daha:
Nefret ve buradan kaynaklanan şiddet karşısında gözlerimizi kapamanın bir yolu da, nefret ve şiddeti toplumumuzun alt tabakasına, aşağı insanlarına, ilkellerine ait bir ifade biçimi olarak görmektir. Doğru; alt tabaka kendi nefret ve şiddeti karşısında dürüsttür, biz üst tabakadakiler ise aynı dürüstlüğü göstermez. Böylece kendi kendimizi tanımak zorunda kalmayız; "kültür"ümüzün, üniversite eğitiminin, yüksek değerlere düşkünlüğümüzün ardına saklanırız. Freud, alt tabakanın kendini ifade ediş biçimlerinin üst tabaka tarafından yargılanmasını, bununla bağlantılı olarak, kendi şiddet eğilimini görmezden gelmeyi Michelangelo'nun Musa'sı üzerine ele aldığı tartışmasında tarif eder (1914): "Sevimsiz Corso Cavour'dan tenha Piazza'ya çıkan dik merdivenleri ne kadar çok tırmandım ve kahramanın (Musa) bakışlarındaki öfkeli aşağılamayı ne kadar çok inceledim! Bazen içerisinin yarı karanlığından dışarıya çıkarken sanki ben de o bakışların yöneldiği ayak takımından -hiçbir görüşe bağlanamayan, ne inancı ne de sabrı olan ve yanılsamalarının yarattığı idollere tekrar kavuştuğunda sevinen ayak takımından- biriymişim gibi temkinli davrandım."
...Osmanlı hükümeti, 21 Temmuz 1914' te seferberlik ilan etmişti. Bu kanun ancak 31 Ekim 1923' te, yani Cumhuriyetin ilanının ikinci günü ve 365 sayılı kanunla kaldırılmıştı. Yani tam 10 yıl süren seferberlik! Evet Türk milletinin kaderi buydu ve kaldı ki, önce de memleket zaten ve fiilen seferberdi. Eski vekillerden Hilmi Uran' ın anılarında naklettiği ve vaktiyle kaymakamlık yaptığı Ege bölgesinde rastladığı bir köylüyle arasında geçen şu konuşma ne kadar düşündürücüdür: "- Hemşerim sen ne iş yaparsın?" "- Esaslı bir isim yoktur bey, ikide bir askere gel derler, gider gelirim..." Evet, Türklerin bütün yakın tarihinin hikayesi bi iki cümlede toplanır. İkide bir askere gel derler ve Türkler giderdi. Hem de yalnız Türk soyundan olanlar...
Günümüz dünyası 1914 öncesinde var olan dünyaya kıyasla çorak, aç ve köhne bir yerdir; hatta o dönemde yaşayanların hayalini kurduğu gelecekteki dünyaya kıyasla durumu çok daha kötüdür.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Jön Türk
Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri hazırlayan ve Osmanlı imparatorluğu’nda çağdaş ihtiyaçlara göre ıslahat yapılmasını isteyen inkılapçılara yahut ihtilalcilere denilmiştir
Sayfa 509 - Der Yayınları
1914'te Birinci Dünya Harbi ilan edildiğinde Osmanlı İmparatorluğu dahili ve harici düşmanlarla uğraşmakta müşkilat çekiyordu. Rusya, İngiltere İtalya, Amerika ve Fransa bir taraftan orduları ile diğer taraftan da bu şımarık milleti tahrik ederek dâhilde bilhassa Şark vilayetlerimizde yer yer isyanlar çıkartmakta kusur etmiyorlardı.
Suçu savaşa atmalı mıydık? 1914'ün Ağustos ayında silahlar patladığı zaman aşk, erkeklerin ve kadınların yüzleri birbirlerine çok yavan göründüğü için mi öldürüldü? Şüphesiz ki yöneticilerimizin suratlarını patlayan bombaların ışığında görmek (özellikle de eğitimle ilgili düşüncelere sahip kadınlar için) hepimizi dehşete düşürdü. O kadar çirkin -Almanlar, İngilizler, Fransızlar- ve o kadar ahmak göründüler ki.
Bazı tarihçiler, Bri­tanya'nın Fransa'nın yanında savaşa girme hususundaki niyetini önceden açık etmiş olması durumunda Almanya'nın bu den­li saldırgan davranamayacağını söyleyerek savaşın sorumluluğunu kısmen Britanya'ya yükler. Fakat Britanya'nın ilgilenmesi gereken kendi sorunları vardı. 1914, nicedir beklenen İrlanda Özerk Yönetim Yasası'nın uygulamaya gireceği yıl­ dı. Ayrıca, İrlanda'nın kuzeyindeki Protestanlar ile güneyindeki Katolikler iç savaşa hazırlanıyordu. Dikkatini kan gölüne dönmenin eşiğindeki İrlan­da'ya yönelten Britanya, başını bu meseleden kaldırdığı vakit doludizgin sa­vaşa ilerleyen Avrupa'da artık herhangi bir değişikliğe yol açamayacağı kadar geç olmuştu. Başbakan Herbert Asquith ve Dışişleri Bakanı Edward Grey'in başlarını çektiği hükumet Fransa'yı destekliyordu. Ancak halkın savaşa destek vermesine neden olan şey Belçika'nın istilasıydı. Grey, savunmasız ve cesur Belçika' ya yardım için savaşa girilmesi gerektiğine dair 3 Ağustos' ta parlamen­goda tutkulu bir söylev verdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.