Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın Faaliyetleri
Fatih zırhlısı yirmi iki ayda teslim edileceği gibi gerek İngiltere'ye gerek Fransa'ya sipariş ettiğimiz diğer gemilerimizin yapımları da buna yakın zamanda bitecekti. Sultan Osman dretnotu 1914 senesi sonuna doğru, Reşadiye dretnotu ise 1915 senesi başlarında teslim edileceğine göre, 1916 ortalarında üç dretnot, iki keşif gemisi, on iki destroyer ve dört tahtelbahirden mürekkep yeni bir filo ile eski gemilerimizden ibaret bir ikinci hat filosuna malik olacaktık.
Herhalde Yunan donanmasına kat kat üstün olacaktık. Yeni gemilerimizi idare edebilecek Osmanlı mürettebatının yetiştirilmesi için Amiral Limpus ile sürekli çalışarak çok geniş bir talim ve terbiye programı hazırlamıştık.
Sayfa 116 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı Devleti Almanya ile ittifak yapmaya adeta itilmiş ve 2 Ağustos 1914 günü İstanbul'daki Alman Büyükelçiliği'nin Tarabya kıyısındaki yazlık binasında Türk-Alman gizli antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma, bir anlamda 624 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun da sonunu getirecektir.
1897 yılında bitki bilimi uzmanı Yelizaveta5 Nikolayevna Klements (1854-1914), Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’un yaklaşık 60 km. doğusundaki Nalayh kasabasına yakın bir yerde, yerel halkça Bain-Tsokto denilen bölgede iki taştan oluşan Tonyukuk yazıtını bulur.
Kronik Kitap, epubKitabı okudu
Halk, hastalığın, sağlığın Allah işi olup korunma tedbirlerine başvurulduğu takdirde Allaha isyan edilmiş olacağına itikat ederdi.
Sayfa 289Kitabı okudu
Rilke'nin Salomé'ye Mektubundan
"Ben de öyle çaresizce dışadönük, dağınık, hiçbir şeyi itip geri çevirmeden yaşamaktayım; duyularım bana danışmadan, hep rahatsız edici şeylere yönelik... Ama kim kendisini, önce paramparça etmeden yenileyebilmiştir?"
- Paris, 26 Haziran 1914
Sayfa 94 - Destek Yayınları
Şerif Hüseyin ve oğullarının, İngiltere'nin içi boş vaatlerine kanarak Osmanlı ordularına arkadan saldırdıkları, Filistin'de bir Yahudi Devleti kurulmasının yolunu açan ve hatta buna yardım eden, Arap coğrafyasındaki, Afrika'nın kuzeyindeki sömürgeleştirme, istikrarsızlık, yoksulluk, mezhep savaşları, ve geri kalmışlığın uzun süre
Sayfa 69Kitabı okudu
Enver 5 ve 9 Ağustos tarihlerinde askeri ataşe General Leontyev'e, eğer Rusya Türkiye ile bir anlaşmaya varıp Trakya' daki toprakların genişletilmesini ve Ege Adalarının geri verilmesini sağlarsa, karşılığında Türk birliklerinin Rus sınırından çekilip Avusturya-Macaristan üzerine yönlendirileceğini bildirerek Rusları yanıltmaya çalışmıştı.
1914
Alman askeri misyonundan Kress von Kressenstein daha sonra şöyle yazacaktı:
Türkiye'nin derhal harbe başlaması hususunda Alman başkomutanlığının ısrarına rağmen Türk hükümeti, bilhassa Bahri ye Nazırı Cemal Paşa'nın tesiri altında, evvela tarafsız kalmaya ve seferberliğini ikmal ettikten sonra harekete geçmeye karar verdi. Türk devlet adamlarının, Türkiye'nin har be girdiği 2 Kasım 1914 tarihine kadar, memleketlerinin tarafsızlığını muhafaza etmeye ve bu müddet zarfında İstanbul'daki İtilaf devletleri mümessillerini, kendi hakiki maksatları hakkında aldatmaya muvaffak olmaları Şark diplomasisinin bir şaheseridir
8 Şubat 1914'te yapılan anlaşmaya göre, bir genel vali yerine reformların gerçekleşmesini denetlemek üzere Doğu Anadolu'ya iki Avrupalı genel müfettiş atanacaktı. Yine de bu anlaşma, Makedonya'nın yitirilmesinden önce benzer düzenlemeleri yaşamış olan Müslümanlar arasında kaygılara yol açacaktı. Çoğunluğu lttihatçılardan oluşan hükümet, bu haberi kamuoyundan gizli tutmaya karar verdi.
Mustafa Kemal'in evlenmeyi düşünmediği, Türkiye'ye dönmeden kısa bir süre önce, 7 Kasım 1914'te arkadaşı Salih'e (Bozok) yazdığı mektuptan çıkarsanabilir. Ortak dostları Fuat'ın (Bulca ) evlenmesinden söz ettikten sonra, "Bakalım ben ne olacağım. Burada oturmakla olmayacak tabii," demişti. Bir hafta önce de Fuat'a da oldukça resmi bir tebrik mektubu göndermişti. [ Hayat kısadır. İnsanlar genellikle onu mutlulukla taçlandırmanın yolu olarak evliliği görürler. Bu genel kurala uymayanların sayısı çok azdır ve istisnaidir. Bu kurala uymayanlar aslında koşulların kurbanı olanlar ve belki de evlenmekten korkanlardır. ] Aslında Mustafa Kemal kendinden söz ediyordu: erkeklerin dünyasında son derece cesur, kararlı ve hırslıydı, ama dostluğundan hoşlandığı, yeni sosyal seviyesine uygun kadınların yanında gereğinden fazla kibardı ve çok utangaçtı.