Özgünlük 5/5
Akıcılık 5/5
Bilinçakışı 5/5
Kitabımız ana karakterimizin bir hücrede hafızasını yitirmiş halde uyanmasıyla başlar sonradan öğrenir ki kendisi cinayet işlemişdir ve tüm suçlularla birlikte omegaya götürülüyordur.
Omega dünyadaki bütün suçluların olduğu bir gezendir ve tahmin edileceği üzere pek de hoş bir yer değil.
Will Barrent(ana karakter) çevikliği sayesinde kendisine omegada yapılan saldırılardan kurtulur ve bunun sonucunda mevki atlar.
Kitap bu şekilde devam ederken bir gün karakterimize rüya dükkanından bir mektup gelir, iddiaya göre rüyayla size hafızanızı getiriyorlardır. Barrent da bu dükkana gider, ilk deneme için riskli olsa da girer...
Kitabın sonları da çok iyi yazılmıştı. Teknolojinin ilerde geleceği o korkunç noktayı güzel anlatmış yazar. Ben çok beğendim ve herkese şiddetle tavsiye ediyorum. 170 sayfa en fazla 2 gününüzü alır. Okumasanız bir şey kaybeder misiniz evet bence kaybedersiniz.
Kendi içre yandı gülüm
En derin yazlarımda hep kar vardı
Saydım ya, onsekiz kitap boyu
Ne aşkımın ne de nefretimin gününü gördüm
Belki Hayat'ın misillemesinde bir garip kördüm
Gereksiz yere uzatılmış bir kitap. Okurken insan bir süre sonra sıkılıyor, yazar resmen nasıl 2. Kitabı çıkartabilirim diye uğraşmış. Zar zor okuyup, kitaplığa koyup ve bir daha asla yüzüne bakmadığım kitap ayrıca beni RS dönemine sokan kitaptır kendisi.
İhsan Şenocak
Kitap alt başlığında yazdığı gibi bir edep risalesidir. Bir müslümanın 24 saat boyunca nasıl yaşaması gerektiğini daha doğrusu bu hallerin 24 saatten bütün ömrüne nasıl sirayet etmesi gerektiğini öğütleyen ve detaylı bilgiler veren bir Risale'dir. Kitap üç bölümden oluşan, 192 sayfa bir kitap 1-2 gün içerisinde çok rahat bir şekilde okunabiliyor. İçerisinde adaplara uygun düşen hadisler de geçen dualar da var gerçekten çok dolu dolu bir eserdi ve aynı zamanda da dili ağır olmadığı için çok anlaşılır, kolay okunan bir kitaptı. Bu kitap bizlere Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in izinden nasıl gideriz, sünnete uygun bir yaşam nasıl süreriz, sürmeye çalışırız bunların anahtarını bizlere veriyor, okuyan herkesin memnun kalacağını ve hayatına tatbik edebilirse hayatlarına çeki düzen vereceklerini düşünüyorum...
Viktor Frankly, 2. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında (başta Auschwitz olmak üzere) kalan ve bu kamplarda edindiği acı deneyimlerini yazan bir psikiyatr.
Toplama kampına tutuklu olarak götürülen Yazar Victor E. Frankl yaşadıklarını psikolojik yönleriyle ele alıyor.
#insanınanlamarayışı kitabı yazarın yaşadığı acılara verdiği tepkileri anlatıyor aslında.
Kitap insanın zor koşullar altında bile hayatına anlam bulma çabasını ele alır.
Frankl’a göre, yaşamak acı çekmektir ve yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmakla mümkündür.
3 bölüm halinde yazılan bu kitabın;
1. bölümde, nazi kamplarında yaşadığı ya da şahit olduğu olaylar anlatılıyor.
2. bölümde, kurucusu olduğu 'logoterapinin' nasıl bir yöntem olduğu anlatıyor. (Logoterapi, anlam terapisi demekmiş.)
Kitabın 3. bölümünde ise, 'Trajik İyimserlik' bölümü yer alıyor.
Benim son zamanlarda okuduğum en 'anlamlı' kitap oldu. Psikoloji kitaplarını seviyorsanız muhakkak en kısa zamanda listenize alıp okumalısınız.
Merhaba sevgili. Umarım güzel bir bayram geçirmişsindir. Ben İstanbul'daydım. Senin şehrinden, sana da zamanında bahsettiğim iki arkadaşımdan birisi geldi. Birkaç kez onunla buluştum, onun dışında tek başımaydım. Alıştım sevgili :)). Bugün yine bir şeylerin yıl dönümü. Yine kim bilir ne için yazmaya başladım değil mi sevgili, kim bilir o gün