Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Yaz bitimi 20'li yaşlarım başlayana dek daha derin acıtırdı kalbimi ve o zamanlar daha çabuk onarabilirdi kalbim kendini. Bir ayrılığın, uzun bir yola çıkmanın, bir şehre son kez bakmanın burukluğu ile baş etmeyi öğrendim sonunda.. Bunun karşılığında verdiğim onca şeyden sonra. Mesela.. şarkılar daha az ağlatır oldu beni. Filmler daha uzak.. Daha korkak oldum, daha cesur görünerek. Daha kapalı oldum, daha açık olduğum sanılarak. Ve daha kırılgan oldum, daha güçlüyüm diyerek. Hiçbir ayrılık 20'li yaşlardaki ayrılıklar gibi olamaz artık. Mevsim dönümleri o yaşlar kadar anlam taşımaz. Geleceğe yönelik planlar, ev kredileri, sosyal etkinlikler, kapılar, çitler var artık yetişkin hayatımızda. Karşılıklı suskunluklar var.."
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar?
Sayfa 123 - Bilgi Yayınevi
Reklam
Serseri
Yeryüzünde yalnız benim serseri, Yeryüzünde yalnız ben derbederim. Herkesin dünyada varsa bir yeri, Ben de bütün dünya benimdir derim. Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı, Aradım bir ömür, arkadaşımı. Ölsem dikecek yok mezar taşımı; Halime ben bile hayret ederim. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim...
Sayfa 121 - Bilgi Yayınevi
Bayrak
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... Gölgende bana da, bana da yer
Sayfa 119 - Bilgi Yayınevi
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor
Şehitler tepesi boş değil, Biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes almak için; Rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye; Yattığı toprak belli, Tuttuğu bayrak belli,
Sayfa 117 - Bilgi Yayınevi
19. yüzyılda kurulmuş olan geleneği izleyen 20. yüzyıl birleşik devletler resim sanatı tarihi, gruplardan ya da okullardan daha fazla, bir çok bireysel sanatçının tarihidir. Kendiliklerinden kurulan gruplar ya da okullar arasıra ortaya çıkmaktadır, ama bunlarda Avrupa’da görülen okul dayanışması ve surekliligi yoktur.
Reklam
Yine sana dair
Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, sende uzaklığı, sende, ben, imkansızlığı seviyorum. Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, fakat asla ümitsizliği değil.
Sayfa 106 - Bilgi Yayınevi
Düşman 2
Bursa da havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman, fakir köylü Hatçe kadına, ırgat Süleymana düşman, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman...
Sayfa 107 - Bilgi Yayınevi
Düşman 1
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim, akar suyun meyve çağında ağacın, serip gelişen hayatın düşmanı. Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına : - çürüyen diş, dökülen et-, bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler, Ve elbette ki, sevgilim, elbet, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet…
Sayfa 107 - Bilgi Yayınevi
Dünyanın en Tuhah Mahluku
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Sayfa 102 - Bilgi Yayınevi
Reklam
gidişat
Şeriat gene pusuda Gidişat netâmeli Çarşafı atamadık gitti Millet gene sakallı cüppeli.
Sayfa 112 - Bilgi Yayınevi
ULUSAL OKULLAR 20. yüzyılın en dikkate değer olaylarından biri, ulusal sanat okullarının canlanmasıdır. Gerçekten de, bu yüzyılda, kozmopolit bir sanat, Fransa’da gelişirken, öteki Avrupa ülkeleri bağımsızlıklarına sahip çıktılar ve yerel mizaçlarını dile getirdiler. Bu akımın en dikkate değer özelliği, Almanya’da , İsviçre’de , Belçika’da , Hollanda’da ve İskandinavya’da görüldüğü gibi , Latin ruhuna karşıt olarak kuzey ruhunun uyanışıydı.
Belki bir çocukluk arkadaşınız belki de sizin çocukluğunuz...
Sefalet içinde büyüyenlerin ne çocukluğu ne de gençliği olur. 15' inde 12, 16' sında 20 yaşında görünen bu çocuklar yaşam yolunu hızla bitirmek için adımlarını açmış gibidirler.
Kimse seni üzmek istemiyor.Herkes kendi yarasını koruma derdinde.
Sayfa 82 - doğan kitap,gecikmiş yanıt
Ermenilerin, 1973 yılını takiben, Türkiye'nin dış temsilciliklerine karşı giriştikleri cinayetler ve sözde soykırım iddialarına karşı, Fransız işgali sırasında Adana ve çevresindeki Ermeni komitecilerin, Fransızlarla birlikte, Türklere karşı giriştikleri zulüm ve cinayetlerini, camileri ahır haline getirip dinî-kutsal değerlere nasıl hakaret
Abdülgani Girici (1901-1989)Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.