TÜİK tarafından 2014 yılında hazırlanan ve yaşlı nüfusun demografik yapısı ile ilgili veriler sunan raporda, Türkiye’de 65 yaş ve üzeri yaklaşık 6 milyon 193 bin kişinin yaşadığı ve yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %8 olduğu belirtiliyor. Yaşlı nüfusun %43,6’sı erkek, %56,4’ü ise kadın. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında %10,2, 2050 yılında %20,8, 2075 yılında da %27,7’ye yükseleceği tahmin ediliyor
Peki ya sağlık hizmetleri? 2050'ye kadar yaşlanma sürecini yavaşlatabilen ve insan ömrünü önemli ölçüde uzatan tıbbi gelişmeler kaydedilmiş olursa, bu yeni tedavilere on milyar insanın tamamının erişimi sağlanacak mı yoksa bu yeniliklerden
sadece birkaç milyarder mi faydalanabilecek? Biyoteknoloji ebeveynlere çocuklarının "sürümünü yükseltme" imkanı sağlarsa bu da temel i nsani ihtiyaç sayılacak mı yoksa zengin insanüstüler zavallı Homo sapiens'i katbekat aşan becerilerinin tadını çıkardığı bir ortamda, insanlığın farklı biyolojik kastlara ayrıldığını mı göreceğiz?
"Temel insani ihtiyaçlar" neyi içerirse içersin, herkese ücretsiz sunulduğunda çantada keklik sayılacaklar ve kıyasıya toplumsal rekabetler ve siyasi mücadeleler temel ihtiyaç sayılmayan şeyler üzerinden dönmeye devam edecek: şık otonom arabalar, sanal gerçeklik parklarında gezinti ya da biyolojik mühendislik eseri geliştirilmiş bedenler gibi lüksler. Fakat işsiz kitleler ekonomik
bir kazanca sahip değilse, bu tür lüksleri elde etmeyi ummaları pek mümkün olamayacak gibi görünüyor. O yüzden zenginler (Tencent yöneticileri ve Google hissedarları) ile fakirler (evrensel temel gelirle geçinenler) arasındaki fark açılmakla kalmaz kapatılması imkansız hale gelir.
"Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz."
2013 yılında Nature Climate Change dergisinde yayınlanan bir araştırma, gelecekte uçaklarda türbülansın önemli ölçüde artabileceğini ileri sürüyordu. Araştırmacılar, bugünden 2050'ye türbülansların iki katına çıkacağını, aynı şekilde şiddetlerinin de %10 ila %40 oranında artacağını ileri sürüyor… Havacılığın atmosferin ısınmasında önemli bir payı olduğu düşünülürse, ironiye bak ki iklim, türbülansların sayısını ve yoğunluğunu artıran bir atmosfer yaratarak sanki öcünü alıyor.
Bazı ciddi akademisyenler 2050 yılı itibariyle bazı insanların “yaşlanmaz” (ölümsüz değil, çünkü bir kaza sonucu ölebilirler; yaşlanmaz, ölümcül bir darbe olmazsa yaşamın sonsuza kadar uzatılabileceği anlamında kullanılıyor) olacağını ileri sürüyor.