Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Geceleri ışığa maruz kalmak ve miyopluk
Miyopluk (uzağı iyi görememe)birçok gelismis ve gelismekte olan ülkede önemli bir halk sağlığı sorunudur. 2050'ye gelindiğinde, dünya nüfusunun yüzde 50 kadarının miyopluktan etkilenmiş olacağı tahmin edilmektedir.Miyop olan ve olmayan çocuklarla yapılan karşılastırmalara göre, dışarıda yeterince zaman geçirilmemesi ve parlak doğal ışığa yeterince maruz kalınmaması miyopluk için potansiyel bir risk faktörü oluşturur.
"Genellikle doğa değil insanoğlu başlatır ama geniş ölçekte doğa kontrol altında tutar."
Sayfa 47
Reklam
Irk meselesi bu ülkede rahat konuşulmuyor," dedi Dr. Ward. "Kürtaj karşıtları, kürtaja karşı olmalarının sebebini ırkçılıkla mücadele gibi gösterebilirlerse, siyahi kadınlara yardım etmeye çalışıyor gibi görünebilirler. Ama siyahi kadınların kürtaj yaptırmasına engel olan bir yasa, beyaz kadınların da önünü keser. Beyaz bebek doğurabilecek kişiler, yalnızca beyaz kadınlar. Aynı onlar da evlerinin dışında çalışıyor ve geleneksel aile yapısını bozuyor. 2050 yılına geldiğimizde beyazlar azınlık hâline gelecek.."
Sayfa 134 - April YayıncılıkKitabı okudu
Kurzveil və Aubri de Qrey isə daha nikbindir. Onların fikrincə, 2050-ci ildə sağlam bədənə və etibarlı bank hesabına sahib olan hər kəs hər on ildən bir ölümə kələk gəlib, ölməzlik qazana biləcək.
İnsanlar, Sanayi Devrimi'nin başından bu yana atmosfere 365 milyar ton karbon eklemeye yetecek kadar fosil yakıt -kömür, petrol ve doğal gaz- tükettiler. Ormanların yok olması 180 milyar ton daha ekledi. Bu rakama her yıl yaklaşık 9 mil­yar ton daha ekliyoruz; miktar her yıl yüzde altıya varan oranlarda artıyor. Tüm bunların sonucunda, günümüzde havadaki karbondi­oksit konsantrasyonu -milyonda 400'den biraz daha fazla- son 800 bin yıldan daha yüksek. Büyük olasılıkla, son birkaç mil­yon yılda olduğundan da yüksek. Mevcut trendler devam ederse, 2050 itibariyle karbondioksit konsantrasyonları sanayi öncesindeki seviyelerin kabaca iki katına, milyonda 500 üzerine çıkacak. Böyle bir artışın ortalama küresel sıcaklıklarda iki ila dört derece arasında bir artışa neden olması bekleniyor; bu da geride kalan buz dağlarının büyük bölümünün yok olması, alçak rakımdaki adala­rın ve kıyı şehirlerinin sular altında kalması ve Kuzey Kutbu'nun erimesi de dahil olmak üzere, dünyayı değiştirecek çeşitli olayları tetikleyecektir.
Sayfa 137 - Okuyan Us.
2050'nin dünyasında yaşayabilmek için sadece yeni fikirlerle ürünler icat etmek yeterli gözükmüyor önce insanın kendi kendisini tekrar ve tekrar inşa etmesi gerekecek
Reklam
Yüzyıl ilerisini görmek
Küresel savaşlar, nüfus eğilimleri ya da teknolojik değişim­ lerin ayrıntısına girmeden önce, benim uyguladığım yönte­ mi anlatmak istiyorum. Bu yöntem benim tahminlerimi na­ sıl yaptığımı ortaya koymaktadır. Ben 2050 yılında olacağını öngördüğüm bir savaşın ayrıntılarını verdiğimde ciddiye alı­ nacağımı sanmıyorum. Ancak o dönemde meydana gelecek savaşların nasıl olacağı konusunda anlattıklarım bazı verilere dayanmaktadır. Bu savaşın tarafları konusunda yaptığım ön­ görüler de şimdiden belirli olan bazı olgulara dayanmaktadır. ABD - Meksika sürtüşmesinin dayanakları şimdiden ken­ dini gösteren bir olgudur ve yıllar boyunca yapılan verilere dayanmaktadır. Benim burada yapmaya çalışacağım şey bu olayların neden ve nasıl olacağıdır.
Bütün bunların alhnın çizilmesi yirmi birinci yüzyılın en önemli olgusudur: Arhk nüfus patlamaları yaşanmamakta­ dır. 2050 yılında, gelişmiş endüstriyel ülkeler büyük oranlar­ da nüfus kaybına uğrayacaklardır. 2100 yılında, gelişmemiş ülkelerde bile nüfus oranlarının sabitleneceği şekilde doğum oranları düşmüş olacakhr. Tüm küresel sistem 1750 yılından beri sürekli olarak artan nüfus üzerine temellenmiştir. Daha fazla işçi, daha fazla tüketici, daha fazla asker-her zaman için bu beklenti içinde olunmuştur. Yirmi birinci yüzyılda, bu beklenti sona ermiş olacaktır. Tüm üretim sistemi değişim gösterecektir. Değişim dünyanın teknolojiye bağımlılık açı­ sından daha büyük bir yapı içinde olmasını gerektirecektir­ özellikle robotlar insan iş gücünün yerini alacaktır ve yoğun­ laştınlmış genetik araştırmalar üretim modellerinde değişim yaratacaktır.
İnsanın gözünde her şey karmaşık ve her şey birbirini etkiliyor.
İnsanığlunun tarih boyunca genellikle şaşkın ve korkmuş bir biçimde koşuşturduğunu belirtti. İnsanoğlu bir dakika durup olanları düşünmüyor, en yakın geçmişini bile incelemiyor ve diğer insanları kesmekle uğraşıyor.
Reklam
Fransız devrimi sırasında yaşanan teajedileri anlatırken aslında savaşın barbarlığını açığa çıkarıyor, ideolojinin toplumşarı savaşa ittiğini, kendilerini bir lidere adamasına ve etik açıdan en düşük seviyeye inmesine neden olduğunu gösteriyordu...
Yüzyıllar önce, insan türü yavaş yavaş bilgi biriktirebiliyor, siyaset ve ekonomi de sakin bir ritimde değişiyordu. Bugün bilgimiz aşırı bir hızla artıyor ve teoride dünyaya gitgide daha iyi anlıyoruz. Ancak aslında tam tersi gerçekleşiyor. Yeni bilgiler daha hızlı ekonomik, sosyal ve siyasi değişimlere neden oluyor; biz ne olduğunu anlama çabasıyla bilgi birikimini çoğaltıyoruz ve bu da daha büyük dalgalanmalara yol açıyor. Zamanla günümüzü anlamakta ve geleceği öngörmekte daha da zorlanır hale geliyoruz. 1016 yılında Avrupa'nın 1050'de nasıl bir yere benzeyeceğini tahmin etmek görece daha kolaydı. Şüphesiz hanedanlıklar yıkılabilir, işgal edilebilir ya da doğal afetler olabilirdi. Ancak 1050'de Avrupa'nın hala krallar ve rahipler tarafından yönetilen, çoğu sakini kıtlık, salgın ve savaşlardan perişan olmuş köylülerden oluşan bir tarım toplumu olacağı açıktı. Oysa 2016'da, 2050'de Avrupa'nın neye benzeyeceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. Siyasi sistemin ne olacağını, iş gücü piyasasının nasıl yapılandırılacağını ya da çalışanların nasıl bedenlere sahip olacağını bile söyleyemiyoruz.
"En geç 2050 yılına kadar, şu andaki konuşmamızı anlayabilecek tek bir kişinin kalmayacağını hiç düşündün mü, Winston?"
Birleşik Krallık, 2050 yılına kadar küresel ısınmaya olan katkısını sıfıra indirmeyi hedefliyor.
1.210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.