Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Aristokrat bir aileden gelen orta yaşlı yazarımız Gustav Aschenbach üzerinden yapılan sanatçının dehası üzerine aforizmalarla başlıyor kitap. İlk iki bölüm bu konuyla ilgili, sanat ve sanatçı üzerine bir miktar felsefe içerdiği için yavaş okunabilir ama yavaş da okunmalı kanaatimce çünkü buradaki fikirler kitabın ilerleyen sahnelerinde karşımıza
Roman serisinin son kitabı çok daha kaliteli olmalıydı...
Witcher serisinin sonuna gelmiş bulunmaktayız :)) Detaylı ama SPOİLER OLMAYAN güzel bir inceleme yazacağım inşaAllah. (Puanımı ve başlığı neden öyle attığımı güzelce incelemede irdeledim arkadaşlar. lütfen okumadan ön yargıyla puanımı eleştirmeyin. Yeri geldi oyunlara kadar daldım, ama nedenlerini açıkladım :)Nerden başlasak ki? Tabii ki kitabın
152 syf.
8/10 puan verdi
Emil Cioran’ın 23 yaşında bu kitabı yazmasına mı yoksa umutsuzluğu, ölümü ve intiharı bu yaşta bu denli yüceltip 84 yıl yaşamasına mı şaşırayım bilemedim. Kitabı okurken aklımdan hep bu düşünce geçti.
Hiçliği ve yalnızlığı yüceltme tarzı çok hoşuma gitti. Sefalete bakış açısı beni dumura uğrattı. En çok etkilendiğim bölüm ise koronavirüs nedeniyle evde geçirdiğimiz ve “verimlilik terörü”nün kurbanı olduğum bu dönemde, çalışmayı lanetlediği bölüm (Çalışma Yüzünden Yozlaşmak, syf. 125-126) oldu.
Bazı bölümlerini ara ara tekrar okuyup sürekli aklımda kalması için uğraşacağım.
Yahya Kemal'in Kendi Gök Kubbemiz adlı şiir kitabında, üç bölüm başlığı altında toplam 81 şiiri var. Bu bölümler; Kendi Gök Kubbemiz 33 şiir, Yol Düşüncesi 23 şiir ve Vuslat 25 şiirden oluşuyor...
Ben, herkes gibi popüler şiirlerini zaman zaman okumuş ve hatta bestelenmiş şiirlerini defalarca dinlemiştim. Ancak, şiirlerini bir arada ve anlamaya çalışarak okumak, başlı başına, farklı bir deneyim ve keyif oldu benim için...
Gulliver değil biz ona Jonathan diyelim
Evet Mayıs ayının ikinci kitabı olan Gulliver’in Gezileri bitmiş bulunmakta. Açıkçası %23 verimli bir kitaptı ve okurken özellikle üçüncü bölüme geldiğimde “artık bitsin lütfen” falan oldum ve sayfaları saydım diyebilirim.
Konusuna gelince asla ama asla bir çocuk kitabı değil. Kitap dört ana bölümden oluşuyor. Birinci bölüm cüceleri, ikinci
4/5
Son zamnalarda bana üzüntüden farklı bir duygu hissettiren bir kitap.
Defne Bilger; deli dolu içi dışı bir karakter bu yüzden Defneyi birazcık kendime benzettim. Defne geçmişinde bir çok erkeğe kapılmış ta ki Emreyi görene kadar. Emreyi de her zamanki aşık olduğu erkekler gibi olduğunu sanıyordu ama öyle olmadı. Sarı Puantiyeli Şemsiye burda işin içine giriyor, Defne'nin fake hesabı. Olay birbirlerini takip ediyo ve her ikiside birbirinden hoşlanıyo Emre haklı sebeplerinden dolayı Defneyle olmak istemiyo ama herkesin tahmini gibi en sonunda birlikte oluyorlar.
Ben birazcık da Emreden bahsetmek istiyorum. Emre tam olarak brnim tipim denilebilir. Ela göz, kumral, ağır başlı ama içinde serseri ruhlu. Bir hayalimin vücut bulmuş hali. Ailesindeki kadınlardan daha değerli bir şeyi olmayan işinde başarılı ama ailesini aksatmayan yakışıklı bir beyfendi.
Ben kitaplarda okadar hata aramam ama Betül bence kitap artık bitsin diye çok uğraşmış bu kitabın 2.side çıkarılabilirdi. Hemen oldu bittiye geldi gibi hissettim ben. Onun dışında çok beğendim ve severek okudum. Sıkıldıkça tekrar tekrar okunulabilir bir kitap bu -Merkez-.
En beğendiğim bölüm eski eskortlardan "Bölüm:23 Eskort Hamdi" oldu
