1936 yılında, Aralık ayının 27'sinde, 63 yaşında vefat ediyor ve Edirnekapı şehitliğine götürülüyor.
``Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna ölmedin ."
İstanbul'daki son günlerinde bütün eski dostları ile her sınıf ve meslekten hayranları devamlı olarak kendisini ziyâret etmişler, sevdiği hâfızlar ona istediği kadar Kur'an okumuşlardır.
Nihâyet bitkinliğinin artması ve havaların soğuması üzerine tamamen Mısır apartmanına yerleşen Mehmed Âkif, 27 Aralık 1936 Pazar günü akşamı 19.45'te vefât etmiştir. Allah rahmet eylesin.
Ertesi günkü gazeteler, İstiklâl Marşı şâirinin vefâtını haber verdiler.. Beyoğlu hastahânesi'nde gasl olunan cenâze öğleye doğru Beyazıd Câmii’ne getirildi... Âkif, hayatında olduğu gibi memâtında da tiksindiği yapmacık resmî tavırlardan kurtulmuştu: Resmî kişiler ve kuruluşlar onun vefâtı karşısında müsbet en ufak bir kıpırtıda bile bulunmadılar.
Cenâze merâsimine katılan topluluk için, Midhat Cemal Kuntay, şunları yazıyor:
"Cenâze Beyazıd'dan kalkacak. Oraya gittim. Kimseler yok; bir cenâzenin geleceği belli değil.
"Çok sonra birkaç kişi göründü. Biraz sonra çıplak bir tabut geldi. 'Bir fıkara cenâzesi olmalı' dedim. O anda Emin Efendi Lokantası'nın sâhibi Mâhir Usta, elinde bir bayrakla cenâzeye koştu. Sebebini anlamadım. Yine o anda yüzlerce genç peydâ oldu. Üniversite'nin büyük sancağına çıplak tabutu sardılar. Ellerimi yüzüme kapadım. Cenâzeyi tanımıştım.
Mehmet Akif Ersoy ... - 20 Aralık , 1873 - 27 Aralık , 1936
•
Vatan Şairi - Milli Şair ...
Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok;
Öyle salgınmış ki me'lun: Kurtulan bir ferd yok!
Kendi sağlam... Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!
Safahat 'ı okudum, alıntı ekledim bitti elhamdülillah şimdi sıra incelemesini yazmakta..
Kitaptan bahsetmeden önce yazarımız
Mehmet Akif Ersoy 'dan bahsetmek istiyorum..
Yazarımızın güzel yönlerinden bahsetmek istiyorum biliyorum saya saya bitmez ama bir kaç güzel, sevdiğim yönlerinden bahsetmek istedim.
Yazarımızın