Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En uzun 15 gün
Ama halkın bu eylemsiz, tepkisiz durumu 29-3 1 mayıs günleri arasında Ödemiş'te değişti. Sivil halkın katılımıyla İlk Kuvayı Milliye örgütü ve ilk Kuvayi Milliye Askeri Birliği kuruldu, Kuvayı Milliye Birliği 'nin adına "Yiğit Ordusu" adı verildi. Sadece 120 kişilik bu "Yiğit Ordusu" İzmir'den gelen ve içi Yunan Askeri güçleriyle dolu olan treni çevirdi. Bütün gün Yunan Askeri birlikleriyle, Ödemiş 'li Kuvayı Milliyeciler arasında çarpışmalar oldu
Yalnız Allah'a ibadet eder ve yalnızca Allah'tan yardım isteriz.
"Kendilerine izzet/üstünlük/güç kaynağı/şefaatçi/yardımcı olsun diye Allah’ın dışında ilahlar edindiler! Asla! (Kıyamet Günü) onların ibadetlerini inkâr edecek ve onların karşısında (düşman olarak) yer alacaklar." (19/Meryem Suresi, 81,82) Müşrikler, kendileri için bir izzet ve kuvvet kaynağı olması, Allah’ın yanında kendilerine
Sessiz 22.03.2024

Sessiz 22.03.2024

@hzb1978
·
19 Mayıs 18:53
Hadi Vahiye Göre Bunu Siz Söyleyin...
Hangi peygamber kendinden önce gelen peygambere rabıta yapmıştır? Neden Allah'ın vahiyini beklemek yerine veya beklerken bir köşede oturup kendinden önceki gelen peygamberin suretini, yüzünü hayal etmemiştir. Ondan feyiz almak adına o peygamberin RABITA'sını yapmamıştır?
Reklam
372 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Gül dünya!
Kitapta o kadar kahredici şeyler okudum ki, yaşamış olanları düşünemiyorum bile. Her olay başlı başına trajedi lakin beni etkileyen, kalbimden bir şeylerin kopup gitmesine sebep olan o olay 'Güldünya Tören' hikayesi beni o kadar çok etkiledi ki okumamış veya bilmeyenler için paylaşacağım. Bu kitap okunmalı ve
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,7bin okunma
Kabine üyeleri arasında da anlaşmazlıklar meydana gelmişti. Nazırlardan bazıları hükümetin softa karakterinden şikâyet ediyor ve istifa etmek istiyorlardı. Nitekim 29 Eylül 1919'da padişah tarafından kabul olunan Dâhiliye Nazırı Adil Bey, "Yirminci asırda softa kabinesi olmaz, tebeddül zaruridir efendim" dedikten sonra Milliyetçilerle uzlaşma yoluna gidilmekten başka çare olmadığını söylemiş, padişah da bu düşünceyi kabul eder görünmüştü. Aynı gün Ayan azalarından (Senato üyelerinden) Müşir Fuat Paşa, Kuva-yı Milliye tarafından kendisine gönderilen ve "Sen ihtiyar bir askersin, isteklerimizi padişaha arza vesatet et" cümlesini de ihtiva eden bir "Varaka"yı, padişaha sundu. Mustafa Kemal Paşa tarafından imzalanmış olan bu kâğıdı sonuna kadar okuyan padişah, "Benim menfaatim, milletimin menfaatlerine bağlıdır. Milletsiz padişah olmaz. Milletimin mutluluğunu ve refahını isterim" demiş ve milli ordunun samimiyetine inancı olduğunu belirtmişti. Padişahın, çok saygı gösterdiği bu paşaya, söylediği sözlerin samimiyet derecesini tayin etmek çok zordur. Ancak bundan sonra da Ferit Paşa'nın iktidarda kalabileceğini kabul etmek pek güçtür. Nitekim kendi adamlarına karşı olan güvenini, onların da kendisine karşı olan itimatlarını kaybetmiş olan Ferit Paşa, bu sıkıntılı günlerde, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robeck'e "Padişahla kendisinin ve taraftarlarının hayat ve hürriyetlerinin korunması için tedbir alınıp alınmayacağını" soracak ve 1 Ekim 1919'da istifa edecektir.
Sayfa 132Kitabı okudu
İttihat ve Terakki cephesinden olmayı kabul ederek, İttihat ve Terakki'nin çağrısını aldığı zaman Meclis-i Âyan Reisidir.Takvim 29 Eylül 1911'i göstermektedir ve Ramazan (Şeker) Bayramı'nın ilk günüdür. İtalya'nın Trablusgarb'a saldırmasiyla "Devlet-i Aliyye"yi hızla sonuna yaklaştırıcı ağır süreç başlamıştır. Bu trajedinin ilk perdesidir. Sait Paşa iki kabine kuracaktır. Genişleyen Arnavutluk sorunu üzerine ikinci kabinesi döneminde istediği güvenoyunu ezici bir çoğunlukla alacaktır. Ertesi gün de istifasını verecektir. İttihat ve Terakki ile başlayan balayı bir yıl bile sürmeyecektir.
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Dil ve Üslup Bozkurtlar Diriliyor'un dil ve üslubu Bozkurtların Ölümü'nden farklı değildir. Aynı açıklık ve akıcılık bu romanda da dile hâkimdir. Roman, olay ve hareket ağırlıklı olduğu için tahkiye ve diyalog üslubu öne çıkar; tasvirler son derece azdır. Bozkırın ve kahramanların tasvirleri de genellikle birbirine benzer. Son derece
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.