. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
ZÜLKARNEYN
(Kur’an’da kendisine büyük güç ve imkân verildiği bildirilen kişi.)
Sözlükte “sahip, mâlik” anlamındaki zû ile “boynuz, kâkül, şakak; aynı dönemde yaşayan nesil, akran” gibi mânalara gelen karn kelimesinin (Ezherî, Tehẕîbü’l-luġa, “ḳrn” md.) tesniye kalıbından oluşturulan zü’l-karneyn terkibinin anlamı karn kelimesine verilen mânaya
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
“Burada Euripides'in¹ dizelerini tekrarlamak uygun olacaktır. Günün birinde kaderinin değiştiğini gördüğünde:
“Yanında benim gibi bir insanın bulunmasını isteyeceksin.”
Bir hatırlatma daha: Tragedya yazarlarının eserlerinin çoğunda, tiranlar öldürülürken şöyle derler:
“Ne kadar şanssızım! Ölürken yanımda bir dostum bile yok!”
Tragedya
GİRİŞ
İnternet devletlerin ve şirketlerin hayatından daha öteye giderek bireylerin dünyasını şekillendirme etkisini sürdürmektedir. Toplumsal hayatın bütün kurumları da pozitif ve negatif bir değerlendirme ile bu etkinin altında hızlı değişim yaşadığı ve Friedman’ın “Küreselleşme 3.0” (2010:20) olarak adlandırdığı bu sürecin hangi boyutlarda
1- "Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar."
(Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5)
2- "Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kimsedir. Muhâcir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk edendir."
Buhari, Bedu'l-vahy, 4.
3-
Son zamanlarda arka arkaya okuduğum Sabahattin Ali, Yakup Kadri ve son olarak Reşat Nuri’nin bu eseri bana Anadolu ne kötü bir yermiş, Anadolu’da ne kötü insanlar varmış dedirtti. Tabi bu genelde böyle değil ama bugün bile baktığımızda bizim en önemli sorunumuzun dedikodu, iki yüzlü insanlar, elalem ne der olduğunu görüyoruz. Kimin olduğunu şu an tam hatırlayamadığım “elalem ne der diye bir putumuz var. Onu yıkmadığımız sürece bizden bir şey olmaz.” mealindeki söz günümüzde de tüm canlılığıyla gerçekliğini koruyor.
Reşat Nuri ise kendisini ilk defa tanıdığım bu kitapta beni üslubuyla mest etti. Eğer kesintisiz okuma imkanım olsaydı 408 sayfayı kesinlikle sıkılmadan tek seferde okuyabilirdim. Velhasıl Çalıkuşu benim yıldızlarım arasında yerini aldı.