“O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.”
(En’am, 59)
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır.
Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Rabbimiz , bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin ( haşr 59/10)
1649. İbni Mes'ûd radıyallâhu anh'den nakledildiğine göre kendisi, "Döğme yapan, yaptıran, yüzünün tüylerini yolan, güzel görünsün diye dişlerini seyrekleştiren, Allah'ın yarattığını bozan kadınlara Allah lânet etsin" demişti. Bir kadının İbni Mes'ûd'u aşırı gitmekle suçlaması üzerine bu defa; "Peygamberin
Yazar Hanife Mert Hanım'ın 296 sayfadan oluşan #DüşBatımı eserini #okudum.
️️️️️️️️️️️️️️️️
Yazarımız " Kısacık bir öyküdür şu hayat, uğruna derin derin acılar çekilen " diyerek belirtmiş yapıtında. Eserdeki olay örgüsü de derin acıların yaşandığı olayları sade , herkesin anlayabilecegi akıcı bir dil ile kaleme aktarmıs.
« لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ».
"Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş
(Tirmizî, Sıfatü'l-kıyâme, 59)
Namaz konusunda sergilenen hassasiyet veya onun ihmalinden dönüş de insanın sırtındaki musibetlerin hafiflemesine veya bazılarının ortadan kalkmasına vesile olacaktır. Bu manada Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: "Kişinin imtihanı genellikle ailesinde, malında, çocuğunda ve komşusundadır . Namazı, orucu, sadakası ve insanlara iyiliği emredip kötülükten sakındırması bu belaya kefaret olur!" (Buhari, Mevakitu' s -salat, 3; Tirmizi, Fiten, 71). "Sen işlerinde Allah'ın emir ve yasaklarını gözet ki Allah da seni gözetip kollasın" (Tirmizi, Kıyamet, 59).