Tanzimat'tan beri hazır elbiseye meraklıyız, hazır elbiseye ve hazır medeniyete... Tefekkür kılıçla fethedilmez, bir parça kendi kafamızla düşünmek ne kadar güç.
Yıllardır aradığını bulur bulmaz yitirmesine sebep olan bu saçma, alaycı düzene boyun eğmiş gibi kendini koyverdi. Şimdi ona istediklerini yapabilirlerdi.
Tam da ölümü beklediği sırada kendisini hiç mi hiç ilgilendirmeyen bilgisayar bilimi konusunda bir yazı okumaya başladı Veronika. Bu, ömrü boyunca yaptığı şeylere uygundu aslında; hep en kolay seçeneği, el altında ne varsa onu yeğlemişti. İşte bu dergi gibi örneğin.
Böyle kederli gibi durmak iyi görülmez; içiniz sıkılıyormuş gibi durmalı. Kederli olunca bir eksiğiniz var, bir işe girişmiş de başaramamışsınız demektir.
Bu yeniyetme bir kızın eli değil... Bu oturup dantel örecek ve bir prensin çıkagelip kendisini kurtarmasını bekleyecek, içi geçmiş bir prensesin eli değil. Bu özgürlüğüne kavuşmak için ipe tırmanacak ya da ogreyi uykusunda öldürecek bir kadının eli... Ve ben orada olmasaydım bile kendini yangından kurtarabilecek bir kadının eli. Belki azıcık yanacak ama canını kurtaracak bir kadının.