Onların bireyliği çok önemlidir.Çoğu, herkes gibi olmadığını kanıtlamak için Allah'a inanmaz.Üstelik bunu söyleyemezler bile.Oysa inanç herkes gibi olmak işidir.Din alçak gönüllülerin cenneti ve tesellisidir.
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım...
Günümüz Orta Doğu'sundaki savaşı, madalyonun öteki yüzü üzerinden anlatan bu eser yaşananlara bakış açımı genişletmesinin yanında birçok şey öğretti.Taşlaşmış kalpleriyle ruhsuz,duygusuz,çıkarı uğruna her şeyi meşru gören aşağılık insanları tanıdım.En önemlisi de insanın ne kadar acımasız olabileceğini öğrendim.İnsanları dini,dili,ırkı üzerinden piyonlaştırarak kanlı hedeflerine ulaşmak isteyen asıl güçlerin kürsülerde insanlıktan, adaletten, medeniyetten bahseden konuşmalarını yaparken arka planda ağızlarından kan aktığını görebilmeyi öğrendim.Kitabın sürükleyici sayfaları arasında kaybolurken,diğer sayfayı sabırsızlık ve endişe içinde çevirirken yazar olayları çok güzel kurgulamış,demeyi çok çok isterdim ama ne yazık ki yaşananlar kurgu değil gerçek.Zülfü Livaneli'nin de dediği gibi "Bu kitap mürkkeple değil kanla yazılmıştır.Yazarın kendi kanıyla."