Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaclar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum, sen yoksun
Sevmek kimi zaman
Eskisi Gibi: Şiiri bu adla pek hatırlayan olmaz, ama “Ben gene sana vurgunum” deyince hemen mırıldanmaya başlarız. 1931’de yazmış:
“Seneler sürer her günüm/ Yalnız gitmekten yorgunum/ Zannetme sana dargınım/ Ben gene sana vurgunum.”