Er ya da geç herkes kendi payına düşen belayı bulur; kimileri içkiye dadanır, kimileri afyona, kimileri ise şiddete sığınır ve canavarlaşır - her halükarda herkes kendisine düşen kaçıklık payını alır.
"Çünkü biz kardaki ağaç gövdeleri gibiyiz. Görünürde dümdüz uzanırlar, azıcık itmek yuvarlanmaları için yeterlidir. Ama olmaz çünkü yere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Fakat işte bu bile salt görüntüden ibaret. "
Gördüğünüz gibi, hanımefendi, böyle kararsız davranan, kafaları karışık olduğu için böylesine gülünç görünen bu insanlardan sadece ben kendim hakkında doğruyu duymaya değer görünüyorum.
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.