Aynı beceriye sahip olsalar da Romalılar hiçbir zaman Hindistan'ı veya İskandinavya'yı, Persler Madagaskar'ı veya İspanya'yı, Çinliler de Endonezya'yı veya Afrika'ya fethetmeye yeltenmemişlerdi. Çoğu Çinli yönetici burunlarının dibindeki Japonya'yı bile kendine haline bırakmıştı, bu da son derece normaldi. Tuhaflık erken modern çağdaki Avrupalıların yabancı kültürlerle dolu uzak topraklara yelken açıp karaya ayak bastıklarında, " Bu topraklara kralım adına el koyuyorum!" demek gibi bir hastalığa tutulmuş olmalarıydı.
Okur Takip Önerileri
Breuer taze buketler bırakılmış mezarları gösterdi. "Bu ölüler diyarında, bunlar ölmüş olanlar, şunlar da, " diyerek mezarlığın terk edilmiş, eski ve bakımsız bölümünü gösterdi" asıl ölmüş olanlar. Bu mezarlara bakan kimse yok, çünkü bunları tanıyan kimse kalmamış. İşte onlar ölü olmanın ne demek olduğunu biliyorlar."
Görmüyor musun Josef, problem, senin huzursuzluk duyman değil. Göğsündeki baskının ya da gerilimin ne önemi var? Sana kim rahatlamayı vaad etti? Bu yüzden mi uykuların kaçıyor? Nedir yani? Sana kim deliksiz uykuyu vaad etti ? Hayır, problem huzursuzluk değil. Asıl problem yanlış bir konuda huzursuzluk duyman!
Dans eden bir yıldız doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır.
Gururlu bir yüceliğe erişmek isteyen ağaç fırtınalı hava ister. Yaratıcılık ve keşif de acıda saklıdır.
Aşık" , "seven" kişi değildir; aslında o, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmayı amaçlar. Bütün isteği, tüm dünyayı o değerli malından soyutlamaktır.
Yığınlar, şehvet yalağından beslenen domuzlar gibi bir yaşam sürerler.
Ben ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer. Onu incelerim. Ümitsizlik özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız.
Breuer yaşlanma, sevdiklerini kaybetme ve dostlarından uzun yaşamanın asıl acı yanının sizi inceleyen gözlerin bulunmaması olduğuna inandırdı; hiç kimsenin dikkat etmediği bir yaşamdan duyulan dehşet..
Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemlerine kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendisine hizmettir, bütün sevgisi kendisini sevmesindendir.
Hayır, artık sevemem. Ve en üzücüsü, buna üzülmüyorum bile. Kalp yerine diken diken olmuş bir kirpi taşıyorum.
“Atom bombasını keşfettiklerine çok memnunum bir bakıma. Yeni bir savaş olursa, gider bombanın tepesine otururum. Bunun için gönüllü giderim, yemin ediyorum.”
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}