Bet

Bet
@Betinbeteri
Umut edince/ inatla umut edince/ bir gün işimiz kalmaz umutla
Bet tekrar paylaştı.
Şimdi kimseyi düşünmüyorum, sözcükleri bulmak için bile çabalamıyorum. Kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş bir şeyler akıyor içimde: Dokunmuyorum, bırakıyorum gitsin. Sözcüklere bağlanamadığım için düşüncelerim çoğu zaman karmakarışık. Belirsiz ve hoş şekiller halinde ortaya çıkıyor, sonra kayboluyorlar, hemen unutuyorum onları.
Reklam
Bet tekrar paylaştı.
Bunca yıl sönmemiş umudum Nisan değilse Mayıs Perşembe değilse pazar
Bet tekrar paylaştı.
Hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım. Her yere aitmiş gibi davranırlar.
Sayfa 49 - Doğan KitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bet tekrar paylaştı.
Sorgulanmayan bir hayat yaşanmamıştır.
Sayfa 40
Bet tekrar paylaştı.
Her şey bir fotoğrafta son bulmak için var olur.
İçimde huzur yok ki, her zaman bir sey değilim, bir defasında “bir şey’’ sem bunu aylarca ’‘Hiç olmakla” ödüyorum. Franz Kafka
Reklam
Bet tekrar paylaştı.
İyi insanlar kırıldıkları zaman sevmeyi bırakmazlar, göstermeyi bırakırlar. (Cevat Şakir Kabaağaçlı, Halikarnas Balıkçısı)
Bet tekrar paylaştı.
Paltom bile ağırken, Nasıl taşırım, Koskoca dünyayı, Sırtımda? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın, ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım? (Franz Kafka - Milena'ya Mektuplar)
Bet tekrar paylaştı.
Ne yalan söyleyeyim, üzgünüm, Bir yanım kopmuş kanamış gibi. Ahmed Arif
Bet tekrar paylaştı.
Her şey vaktini bekler Ne gül vaktinden önce açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle senin olan sana gelecektir... Hz. Mevlana
Bet tekrar paylaştı.
69 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Bir cuma ve yine albaya mektup yok!
Öncelikle pek fazla inceleme yazmıyorum ve bu kitabın incelemesini yazma sebebim albayı kendime çok yakın hissetmem. Hatta onda kendimi bulmam diyebilirim. Verdiği tepkilerden, özelliklerine kadar benim gibiydi. Kitaba gelirsek; İnatçı albay her cuma günü emekli aylığının gelmesini bekliyor. Ve ne kadar beklediğini karısının tek cümlesiyle açıklayarak geçeceğim. "Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi." Albayımızın beklediği diğer bir şey de, horozunu dövüştürmek için gelmesi gereken ocak ayı. İkisini de para için bekliyor çünkü yeterince yoksulluk çekiyorlar ve karısı bu durumu insanlara belli etmemek için büyük ölçüde çabalıyor. Yine sabrını takdir ettiğim karısının bir sözü aklıma geliyor. "Yoruldum artık," dedi kadın. "Erkekler evin sorunlarını bilmez. Kaç kez, bazen günlerce yemek pişirmediğimizi komşular anlamasın diye, tencereye taş koyup kaynatmak zorunda kaldım." Karısının sözlerinden bahsetmişken, bazen gerçekten bana diyormuş gibi hissettim. Sanki albaya değil de bana yakınıyordu. Ama yine söylüyorum aynı şeyleri bana söyleseydi de albayla aynı tepkileri verirdim. Doğrusu bunu söylemem albayı haklı çıkarmıyor. Çünkü albay gerçekten sabredilesi bir adam. Çok fazla uzun tutmak istemiyorum. Kısaca bu komik olduğu kadar trajik hikayeyi okumanızı tavsiye ederim. Çok akıcı bir kitap değildi belki ama okurken sayfaları bitsin diye çevirmeye çalışmayacaksınız. Zaten 1-2 saatte bitebilecek kısa bir kitap. Sonunun askıda kalması çok hoş olmasa da son diyaloğu gerçekten beğendim. "Elinin körünü." :)
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
4.657 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.