Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.Yaşamın anlamı varsa ıstırap ve ölümün de anlamı vardır ancak kimse bir diğerine bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bu anlamı kendi bulmalıdır ve bu cevabın gerektirdiği sorumluluğu kabul etmelidir.
"Yaralar vardır hayatta,ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen,kemiren yaralar.
Kimseye anlatılamaz bu dertler,çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar."
"Ancak acı bana neyin benim olduğunu ve nelere sahip olduğumu öğretir.Ayak parmaklarım,ayağım,bacağım ve üzerinde durduğum topraktan kafamdaki saça kadar her şeyin bana ait olduğunu acı sayesinde öğrenirim.Ve yine acı sayesinde bir kemiğin,akciğerin,kalbin ve iliğin oldukları yerde olduklarını ve bunların her birinin kendi acı diline sahip olduğunu ve kendi 'organ lehçesi'ni konuştuğunu öğrenirim.Bütün bunlara sahip olduğumu tabii ki başka yoldan fark etmiş de olabilirim ama bunların ne kadar değerli olduğunu sadece acı öğretir bana;tek tek her birinin benim gözümdeki bedelini ve değerini sadece acı sayesinde öğrenirim ve bu acı kanunu aynı şekilde dünya ve onun üzerindeki şeylerin bedeli için de geçerlidir."