Erman

152 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bu kitap bir kara mizah romanıdır. Bu romanda Stalin ve Sovyetler Birliği eleştirilir. Romanda hayvanlar çile çeken ve ezilen proleterya sınıfıdır, çiftlik sahibi insanlar ise sermaye sahibi kapitalistlerdir. Bu roman tam bir alegori sanatından oluşur. Hayvanlar saban sürer tarlada çalışır, inekler insan denen zorbaya süt vermek zorundadır, domuzların kaderi ise boğazlanıp insanların midesine inmektir. Hayvanlar için evde yaşamak, kıyafet giymek, paraya el sürmek, ticaret yapmak ve içki ile sigara içmek insan türüne ait alışkanlıklardır. Bu romanda sınıfsız toplum vaadiyle ezilen proleterya sınıfı için kurulan devlet kapitalizminin ve proleterya diktatörlüğünün nasıl bir bürokratik oligarşiye yol açtığı anlatılır. Romanda iki karakter baskındır. Bunlar Napoleon ve Snowball'dır. Napoleon karakteri Stalin, Snowball ise Troçkidir. Kitabın yazarı George Orwell da sosyalistti ama Sovyet tipi bir Stalinist sosyalizmden hazzetmezdi. Bu yüzden bazı sosyalistler tarafından karşı devrimcilikle suçlanmıştır. İster A rejimi deyiniz ister B rejimi deyiniz, insan eliyle kurulan iktidarların nasıl da insani değerler adına zamanla yozlaşabileceğini hayvanlar üzerine kurulu olan bu alegorik metinden anlayabiliriz. Bu metin günümüz Türkiyesi'nin rejim ve iktidar krizine dair de çok şey anlatıyor.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2024263,1bin okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bülent Ecevit'in DSP'li dönemini çocukken yaşamış biri olarak iyi hatırlıyorum. Ecevit'in çok mal varlığı yoktu, hatta evinin asansörü bile yoktu, merdivenlerden zor çıkardı. Hastalığı ilerleyince asansörü sonradan evine yaptırmıştı. Ecevit cezaevindeyken onun eşi Rahşan Ecevit geçinmek için evlerindeki gümüş çay kaşıklarını satmıştı. Ecevit'in DSP'si dönemindeki ekonomik kriz bugünkü AKP diktatörlüğündeki ekonomik krizden daha iyiydi, o zaman daha iyi alım gücü vardı. Aynı zamanda Ecevit hem Kıbrıs hem de Kenya fatihi olarak bilinir; Kıbrıs Barış Harekâtı onun döneminde yapıldı ve PKK lideri Abdullah Öcalan da onun döneminde Kenya'da yakalandı. Ecevit Robert Koleji'nden mezun biridir. Üniversite bitirmiş olmasa da kendisini iyi eğitmiş bir alaylıdır. İngilizcesi çok iyidir ve Amerika'da Henry Kissenger'dan bile ders almıştır. Ecevit çok iyi bir Hint edebiyatı meraklısıdır. Tagore'un Gitanjali adlı kitabını 16 yaşında çevirmiştir. Onun bir edebiyat meraklısı olarak Robot adlı bu şiiri çok ilginç geldi bana: Ellerim dallar gibi bazen açılır Allaha ki Allahtır veren bu güçsüz ellerimi benim senin ellerimden güçlü ellerini ki ben verdim ben verdim onlar kapalıdır Allaha bir parça çelikten ibaretsin Allaha göre (...) sana verdiğim bir ömürdür ki sen yaşamadan sürüyorsun onu sana bu ömrü verenler benden çabuk ölür çeliğin çürümesi kadar uzaktır bir robotun sonu Allah Allah olduğu için yarattı beni ben Allah olamıyorum ne kadar yaratsam ve tapmıyor bana benim yarattığım adam beni yaratana ben nasıl tapıyorsam "Robot", 1940
Karaoğlan
KaraoğlanCan Dündar · Can Yayınları · 2016256 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Bu kitap İsmet Paşa'nın hayatına dair özet bir niteliğe sahip. Kitapta İsmet Paşa'nın Yemen yıllarından Avrupa turlarına, eşi Mevhibe Hanımla tanıştığı yıllara kadar birçok konu başlıkları mevcut. İsmet Paşa bir Milli Şef olarak her zaman ülkesindeki devrimlerin oturup tam anlamıyla bir demokrasi ortamının oluşmasını istemiştir. Zaten İsmet İnönü Türkiye'nin en büyük sorunu feodaliteyle mücadele/toprak reformu ve Kürt sorunudur demişti. Haliyle daha sonraki dönemlerde Demokrat Parti'nin başa gelmesiyle bazı şeyler askıya alındı ve demokrasi bir yönüyle sekteye uğradı. İsmet Paşa Adnan Menderes'in antidemokratik eylemleri karşısında onu seni ben bile kurtaramam demişti ve gerçekten de kurtaramamıştı. Kaldı ki bu kitaptan da öğrendiğime göre İsmet Paşa Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını da idamdan kurtarmaya çalışmıştır ama başarısız olmuştur. İsmet Paşa demokrasi karşıtı olmadığının bir delili ise bir grup darbecinin yeni hükümete darbe yaparak onu başbakan yapmak istemesi ama İsmet Paşa'nın buna karşı çıkmasıdır. Nitekim İsmet Paşa birçok kez Albay Talat Aydemir'in darbe girişimine karşı mücadele etmiştir ve tavır almıştır.
İsmet Paşa
İsmet PaşaCan Dündar · Can Yayınları · 2015219 okunma
223 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
"Aşk, zirvesine çıkmış, mutlağa ermiştir. Ve sen kendini kendinden soyutladın, soyut oldun. Anlıyorsun ki zerre zerre onda eriyor, zerre zerre onda yok oluyorsun; baştan başa aşk oluyor, kendini fedâ ediyorsun!" s. 64 İran İslam Devrimi'nin ideoloğu olan sosyolog Ali Şeriati'nin İslam'ın farz ibadetlerinden olan hacca dair güzel değerlendirmelerden oluşan bir kitabı. Özellikle agnostik biri olarak hacca dair bilmediğim şeyleri öğrenmiş oldum. Bir müslüman olarak gelecekte umre ya da hac planınız varsa kesinlikle bu kitabı okuyunuz derim. Mekke'deki Mina denilen yerde İbrahim peygamberin oğlu İsmail'i kurban etmek istemesiyle Şeytan'a orada taş atması, bu yüzden de Mina'da Şeytan taşlama geleneğinin olmasına dair bilgiler ile orada kurban kesilmesi gibi şeyleri öğrendim. Mikat ve Sa'y gibi birçok hac terimlerini de öğrendim.
Hac
HacAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20111,468 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kızıl Ordu'nun kurucusu ve Sovyetler'in inşa sürecinde rol oynayan Lev Troçki bu eserinde Karl Kautsky ve Avusturya-Marksist Okulu'nun kendilerine yönelik eleştirilerine cevap veriyor, cevap vermemekle kalmıyor adeta verip veriştiriyor. Karl Kautsky, bir marksist olarak Kızıl Ordu ve Sovyet düşüncesinin aksine şiddetten ve sindirmeden değil demokratik bir yöntemle iktidara gelinmesini savunur, yani şiddetle başa gelen bir iktidar çok düşman kazanır ve zamanla yok olmaya mahkumdur. Troçki ise Kautsky neredeyse bir ahimsacı (şiddetsizlik ilkesi) vejetaryendir suçlamasında bulunarak kendilerine yönelik Beyaz Ordu'nun (Menşeviklerin, SR'ların ve Kadetlerin) katliamlarına ve sindirmelerine hiçbir şey dememesine ise tam bir ikiyüzlülüktür demektedir. Troçki devrimcilikte terörizmi ve proletarya diktatörlüğünü reddetmek sosyalizmin mezarını kazımaktır demektedir. Lenin de zamanla Karl Kautsky'i döneklikle itham edecektir. Troçki bu kitabında Sovyetler'in işçileri zorunlu olarak çalıştırılmasına yönelik Menşevik eleştirilerine de cevap vererek kapitalist sistem de insanları yoklukla tehdit edip bir şekilde zaten çalışmaya mecbur ediyor vurgusunu yapmaktadır. Karl Kautsky okumadan önce Troçki'nin bu savunusunu da okumalısınız bence. İlerleyen dönemlerde Karl Kautsky'nin kitaplarını da okuyacağım.
Diktatörlük ve Demokrasi
Diktatörlük ve DemokrasiLev Troçki · Dorlion Yayınları · 20243 okunma
Reklam
98 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.