Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurmacakitap

264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Murat Gülsoy son romanından 2 yıl sonra bu defa bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor. Belirsiz Bir Anın Kıyısında toplam yedi öyküden oluşan bir kitap. Birbirinden farklı yedi öykünün Sınav Sabahı isimli ilk öyküsü müfettişlik sınavına giden bir gencin kaza geçirmesinin ardından yaşam ile ölüm arasında yaşadıklarını konu alıyor. Trapped isimli öykü aynı adlı filme de gönderme yaparak üniversiteli bir gencin gerçeklikle gerçekdışı arasında kaldığında yaşanan gerilimi anlatıyor. Babanız Geldi öyküsünde ölmüş babalarının hayaletiyle karşılaşan ailenin şaşkınlığını, Unheımlıch isimli öyküde insan gibi bir makineyle stajyerin konuşmalarını, Geschwind Sendromu adlı son öyküde Dostoyevski Sendromu da adı verilen yazma hastalığına tutulmuş bir yazarın uçak yolculuğunu anlatıyor. Bunların dışında Seçilmiş ve Anestezi öyküleri de diğer öyküler gibi oldukça merak uyandırıcıydı. Kitaptaki öyküleri okurken arka kapak yazısında söz edildiği gibi gerçekle gerçeküstünün sınırlarında dolaşmakla kalmayıp gerçeküstünün da sınırlarını aşabileceğini düşünüyor insan. Yalın bir dille yazılmış kitabı Murat Gülsoy okurları yazarın mühendislik ve psikoloji eğitimi almasının yazdıklarına yansıdığını kitabın ilk sayfalarında görecektir.
Belirsiz Bir Ânın Kıyısında
Belirsiz Bir Ânın KıyısındaMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2021274 okunma
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yekta Kopan’ın bu öykü kitabının tanıtımlarını görmeye başladığımda kitabın adı çok ilginç gelmişti. Ancak tanıtım yazısını okuduğumda kitaptaki öykülerin çocukların gözünden olması sebebiyle hemen okuma isteği duydum. Birbirinden farklı 12 öykünün olduğu kitap uzun zamandır öykü okumayan beni oldukça tatmin etti. İlk öykü “Şarkısı Çocukluğun” distopya türünde bir öykü. “Dancing Queen” adlı öyküde Abba grubunun şarkılarına yapılan göndermelerden dolayı öyküyü okurken küçük aralar verip grubun şarkılarını dinledim. “Sabit Beyin Spor Ayakkabıları” adlı öyküde son bir yıldır on bin adım yürümemden dolayı kendime dair izler buldum. “Bana Kuşlar Söyledi” son yıllarda umutsuzluk içinde yaşadığımız bir dünyada umudun var olabileceğini gösteren bir kitap. Çocukların gözünden geleceğe dair hayaller kurabileceğimiz öyküleri barındırıyor. Yazarın da dediği gibi Çocukların dünyasından bakınca hala umut var. Çocuklar varsa umut var.
Bana Kuşlar Söyledi
Bana Kuşlar SöylediYekta Kopan · Can Çağdaş Yayınları · 2021530 okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Ian McEwan’ın bu romanı 1962 yılında Florence ve Edward isimli yeni evli çiftin balayı için geldikleri otelde evliliklerinin ilk gecesini anlatır. Birbirlerini tam anlamıyla tanımadan evlenen çiftin ilişkilerinin derinlemesine incelendiği Sahilde’de yazar iki insanın arasındaki iletişimsizliği ve uyumsuzluğu oldukça yalın bir dille anlatıyor. Daha önce birçok romanını okuduğum yazarın bu kısa romanını severek okudum. Karakter yaratmadaki başarısını bu romanında da gösteren yazar birbirinden farklı ailelerden gelen iki insanın evliliklerinin en önemli gecesinde cinsel tabuların henüz yıkılmadığı yıllarda büyümüş heyecanlı ve korku dolu gecelerini anlatıyor. Romanı okurken tarih mezunu, mütevazı bir aileden gelen Edward ve seçkin bir aileden gelmiş, müzik eğitimi almış Florence birbirlerine düşündüklerini söyleseler bu sayede sorunları çözülür ve aşklarını istedikleri gibi yaşarlar diye düşünüyor insan. Ancak sayfalar ilerledikçe tecrübesiz çift birbirlerini anlamak için çaba göstermiyor.
Sahilde
SahildeIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2020371 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
244 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Nedim Gürsel’in ilk okuduğum romanı Boğazkesen 15.yüzyılla 12 eylül döneminde geçen bir tarihsel roman. Nedim Gürsel’i daha önce okumayan biri olarak bu romanını beğenip beğenmeyeceğimi bilemeyerek okudum. Oldukça ilgi çekici olabilecekken sürükleyici bir roman olmasına rağmen ortalama bir eser çıkmış ortaya. Anlatıcı rolündeki yazar 12 eylül döneminde İstanbul’da bir yalıda Fatih Sultan Mehmed’in romanını yazmaya başlar. Yazdıkça Fatih’in hayatına dair tarih kitaplarında okuyamadığımız bilgiler, oğlu şehzade Mustafa’nın öldürülüşü, yanından hiç ayırmadığı seyir katibi Selim’in (Nicolo) günlükleri de romanın kurmaca dünyasını zenginleştirir. Anlatıcı yazar romanını yazarken epeyce ilerlediğinde polis tarafından aranan bir kadın yalıya gelir. Anlatıcı yazar ile kadın arasında tutkulu bir ilişki başlar. Bir yandan romanını bitirmeye çalışan yazar bir yandan da kadını polisten saklamaya çalışır. Aralarındaki aşk arttıkça romanında yazmak istediklerini bir türlü toparlayamayan yazarın aklına romanın içinde Fatih ile ilgili anlatılan küçük bir hikayeye benzer trajik bir düşünce geçerken roman biter. Boğazkesen çok daha iyi olabilecekken ortalama düzeyde kalmış ancak sürükleyici bir roman.
Boğazkesen: Fatih'in Romanı
Boğazkesen: Fatih'in RomanıNedim Gürsel · Doğan Kitap · 2007228 okunma
138 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Diz Boyu Papatyalar Tomris Uyar’ın 1975 yılında yayımlanan öykü kitabı. En son Aramızdaki Şey isimli öykü kitabını okuduğum Tomris Uyar’ın bu kitabındaki öyküleri de oldukça derin öyküler olmasına rağmen sade bir dille yazılmış. Birbirinden farklı konu ve karakterlerden oluşan 8 öykünün bulunduğu kitabı okurken sanki yazara bu öyküler birileri tarafından anlatılmış, yazar da bu öykülerin içinde bir dinleyiciymiş ya da yazar öyküleri size anlatıyor gibi hissediyorsunuz. Kitaba adını veren Diz Boyu Papatyalar isimli öyküde Şermin ve Orhan isimli karı kocanın birbirlerine yabancılaşmasını anlatıyor yazar. Birbirleriyle herhangi bir düşünsel zeminde buluşamayan, yüzeysel ilişkilerini mecburiyetler yüzünden devam ettiren birçok ilişkinin örneğini gösteriyor öykü. Kimi öyküsünde yatalak olduğu için hayat kadını olan bir kadını kimi öyküsünde topal bir kızla evlenen bir delikanlıyı anlatan yazarın karakterlerinin ortak özelliği hepsinin de düzenin kenara ittiği kişilerden oluşması.
Dizboyu Papatyalar
Dizboyu PapatyalarTomris Uyar · Okar Yayınları · 19752,126 okunma
Reklam
429 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Orhan Pamuk’un 2002 yılında yayımlanan, ilk ve son siyasi romanım dediği Kar’ı yıllar önce 12 yaşındayken ablamın yaptığı karakalem resimden hatırlıyorum. O yıllarda kitabın kapağı oldukça ilgimi çekse de roman ve yazarı elbette ki ilgimi çekmemişti. Yıllar sonra bir kitap fuarında ilk baskısını görünce heyecanla aldım. Kar on iki yıldır Almanya’da sürgün olan şair Ka’nın Türkiye’ye döndükten sonra bir röportaj için Kars’a gelişini anlatıyor. Kars’ta son zamanlarda intihar eden kızların neden intihar ettikleriyle başladığı araştırmaları çok geçmeden eski aşkı İpek’le karşılaşmasına, İpek’in babası Turgut Bey’in otelinde kalmasıyla birlikte yeniden İpek ile beraber olabilme umudunu yeşertmesine neden olur. Kar romanı Orhan Pamuk’un bugüne kadar okuduğum romanları içinde en heyecanlı romanı. Merak unsurunun canlı kaldığı romanda Ka’ya neler olduğu, sevdiği kadın İpek ile aralarındaki ilişkinin nasıl sonuçlanacağı, İpek’in kardeşinin sevdiği adam olan Lacivert’in akıbetinin ne olacağı, tiyatrocu karı koca Sunay Zaim ve Funda Eser’in başına neler geleceği okurken en çok merak ettiğim konulardı. Çok karakterli ve her karakterin derinliği olan bir roman. Yalnız baş karakterin etrafında dönen diğer karakterlerin ana karaktere hizmet ettiği romanların aksine Kar karmaşık bir yapının içinde oldukça yalın bir dille yazılmış. Romanı okurken Kars’ta yağan karı hissettim.
KAR
KAROrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200214,5bin okunma
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Jack London’ı çocukluğumda Beyaz Diş adlı romanıyla tanımış, uzun zamandır başka bir kitabını okumamıştım. Yakın zamanda Kızıl Veba isimli novellasını okuduktan sonra Yaratma Cesareti isimli kitapla Martın Eden romanına rastladığımda yazarlıkla ilgili bir roman ve yazarın hayatından izler taşıyan Künstlerroman denilen türde olduğunu öğrendiğimde
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,7bin okunma
224 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Deniz Feneri
Vırgunıa Woolf Deniz Feneri isimli romanında kendi yaşamına dair izleri de barındırmaktadır. 2016 yılında yazarın Mrs. Dalloway kitabını okuduktan sonra epeyce bir süre yazarın diğer kitaplarını okuma isteği duymuş, bir türlü başlayamamıştım. Nihayet Yaratma Cesareti adlı kitapta Deniz Feneri’ne rastlayınca kitabı edinip okuma isteği duydum. Kitabın oldukça basit görünen bir konusu var. Bir ailenin etrafında dönen, deniz fenerine gitmeyi düşünen insanların hepsinin zihinlerinden geçenleri bilinç akışı tekniğiyle aktarmış yazar. Benim çok sevdiğim bir teknik bilinç akışı tekniği. Pınar Kür’ün Asılacak Kadın isimli eserinde tanıştığım sonraları çok kitapta rastladığım bu teknikte oldukça az diyalog olup kişinin zihninde geçenler herhangi bir sıra gözetmeksizin okuyucaya aktarılır. Böylelikle karakterin psikolojisini çözümlemek son derece zevkli oluyor. Deniz Feneri’nde 1.Dünya Savaşı öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsey ailesi ve konukları vardır. Ev sahiplerinin ve konuklarının düşünceleri bilinç akışının perspektifiyle sunulur. Romanın kahramanlarından Lily Briscoe yazarın hayatından izler taşımaktadır. Bilinç akışı tekniğini sevmeme rağmen okunması zor ve zaman alan bir kitaptı.
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
544 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Veba Geceleri
Orhan Pamuk’un 5 yıldır beklediğim kitabı Veba Geceleri’ni çıktığı ilk hafta aldığımda oldukça heyecanlıydım. 2016 yılında yayımlanan Kırmızı Saçlı Kadın’dan sonra birkaç yıldır Veba Geceleri ile ilgili haberler duymama rağmen yeni kitap bir türlü çıkmıyordu. 2020 yılında dünyayı ve ülkemizi saran #covid_19 pandemisinin olduğu bu dönemde tam da
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Rollo May’ın ilk okuduğum kitabı Kendini Arayan İnsan’ı bitirdikten sonra kurmacanın dışına çıkıp psikoloji, felsefe ve düşünme üzerine yazılan kitapları okuma isteği duymuştum. Yaratma Cesareti de tam böyle bir kitap. Kitabı okurken yaratıcılık üzerine ve yaratıcı cesaret ile ilgili tanımlamalar oldukça ilgi çekiciydi. Altı çizilecek onlarca söz var kitapta.
Yaratma Cesareti
Yaratma CesaretiRollo May · Metis Yayınları · 20202,349 okunma
Reklam
232 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Norveç edebiyatının en önemli yazarlarından Dag Solstad’ın ilk okuduğum kitabı Mahcubiyet ve Haysiyet isimli romanını oldukça beğenmiştim. Yazarın türkçeye çevrilen ikinci kitabı olan Lise Öğretmeni Pedersen’in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı isimli eserini okurken Mahcubiyet ve Haysiyet’ten aldığım edebi zevki alamasam da severek okudum. Roman Pedersen isimli öğretmenin ilk görev yeri olarak bir taşra kasabasına gitmesini ve orada yaşadıklarını konu alıyor. Pedersen o kasabaya giderken hayal ettikleri evlenip sakin bir yaşam sürmektir. Ancak 1970’li yılların siyasi atmosferinden etkilenen Pedersen işçi hareketlerine katılır. Orada Nina isimli bir doktorla ilişki yaşamaya başlasa da ilişkileri uzun sürmez.
272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Oya Baydar’ın okuduğum ilk kitabı O Muhteşem Hayatınız isimli romanını 4 yıl önce oldukça beğenerek bitirmiştim. Sonrasında yazarın diğer kitaplarını da okuma isteği duymama rağmen ancak şimdi okuma fırsatı buldum. 2019 yılında yayımlanan romanı Köpekli Çocuklar Gecesi’ni yine edebi zevk alarak okudum. Köpekli Çocuklar Gecesi bir
Köpekli Çocuklar Gecesi
Köpekli Çocuklar GecesiOya Baydar · Can Yayınları · 2019373 okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ian Mcewan’ın Sonsuz Aşk, Çocuk Yasası, Masumiyet ya da Özel İlişki, Yabancı Kucak adlı romanlarından sonra okuduğum kitabı Kayıp Stephen isimli çocuk kitapları yazarı adamın üç yaşındaki kızı Kate ile süpermarkete gidip kızının kaybolmasıyla başlıyor. Kızlarının kaybolmasının ardından geçen zamanda Stephen ile eşi Julie arasındaki ilişkide biter. Roman klasik polisiye romanlardaki kayıp çocuk hikayelerinden oldukça farklı bir konuya sahip. Kate’nin kaybolmasının ardından Stephen kendi çocukluğuna doğru içsel yolculuğa çıkar. Bir de üzerine İngiltere’nin içinde bulunduğu siyasi çalkantılar da girer. Orijinal adı The Child İn Time olan roman filme de çekilmiş.
Kayıp
KayıpIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2019154 okunma
97 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Leyla Erbil 1968 yılında basılan öykü kitabı Gecede ile 1968 Sait Faik Ödülüne katılmış kazanamamıştır. Bu kitaptan sonra da hiçbir eserini ödül yarışmalarına göndermemiştir. Uzun zaman sonra Tomris Uyar ve Leyla Erbil ile birlikte yeniden öykü okumaya başladım. Son zamanlarda romana daha ağırlık vermiştim. Gecede birbirinden ayrı 7 öyküden oluşan bir kitap olsa da öyküler ortak temaya sahip. Hemen hemen hepsinde bilinç akışı tekniği göze çarpıyor. Hepsinde bir karşı çıkış, otoriteye başkaldırış var. Kadın hakları, ekonomik koşulların kötülüğü altından ezilen işçiler, memurlar, cinsel özgürlüklerini yaşamak isteyen insanları anlatılıyor. Kitabın son öyküsü kitaba adını veren Gecede ismini taşıyor. Ben en çok Ayna adlı öyküyü beğendim. Paşa kocası öldüğünde dul kalan tek avuntusu kızı ve oğlu olan kadının onların üzerinde baskı yaratma isteğini anlatıyor. Çekmece isimli öyküsü eşinden uzakta çalışan denizcinin mektuplarından oluşuyor. Leyla Erbil bu kitabında da diğerlerinde olduğu gibi bilinen noktalama işaretlerinin yetmediği yerlerde virgüllü ünlem, virgüllü soru, yan yana üç virgül, üç virgüllü ünlem, üç virgüllü soru işaretleri gibi noktalama işaretleri kullanmış ama bazı yerlerde kullanılan yeni işaretler kullanılmasa da okur olarak orada verilmek istenen vurgu anlaşılır olurmuş.
Gecede
GecedeLeyla Erbil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2013840 okunma
75 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Tomris Uyar’ı okumaya ilk olarak Gündökümü adını verdiği güncelerinden başlamıştım. Gündökümlerini bitirdiğimde okumak istediğim ilk kitabı Aramızdaki Şey isimli öykü kitabıydı. Edebiyatımızda öykü yazıp roman yazmayan yazar çok rastladığımız bir şey olmasa da Uyar roman yazmayan daha çok öykü yazan yazarlardan. İlk öykü kitabındaki öyküler oldukça yalın bir dille yazılmış. Kitabın ilk öyküsü kitabın adıyla aynı ismi taşıyan Aramızdaki şey, bir okur ile yazar arasında geçiyor. Onların arasındaki tarif edilemeyen arkadaşlık ya da ilişki. Diğer öykülerden pıhtı Türk sinemasının ilk kadın oyuncularından Cahide Sonku’nun hayatından izler taşıdığı söylenen bir öykü. Öykülerin genelinde kırmızı teması ağırlıklı olarak işlenmiş. Bu da ölümle ilişkilendirilmiş. Aramızdaki Şey öyküyü sevenlerin kesinlikle okuması gerek bir kitap.
Aramızdaki Şey
Aramızdaki ŞeyTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20191,664 okunma
97 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.