Kino, gözlerini güneşten korumak istedi, yere baktı. Çöreklerin tek tek hazırlanışını duydu, tavada kızarırken çıkardıkları mis gibi kokuyu. Karıncalar toprakta harıl harıl çalışıyorlardı, kara, parlak gövdeleri ile iri karıncalar, sonra küçümen boz, tez ayaklı karıncalar. Kino, dev bir karıncanın kurduğu toz tuzağından deliler gibi kaçmaya çalışan küçük karıncayı bir Tanrı gibi kayıtsızca izledi.